Önce Vatan mı? Önce İnsan mı?

Gazeteci yazar Ahmet Altan Taraf Gazetesindeki makalesinde toplumun dayattığı klişelerin hayatımızı ne kadar zorlaştırdığı üzerinde durmuş .

Önce Vatan mı? Önce İnsan mı?

‘Kendi özel hayatlarında çok daha şakacı, çok daha rahat, çok daha geniş bakışlı olan birçok insan, kalabalıkların önüne çıkınca şaşırtıcı bir ikiyüzlülükle toplumun kendisinden talep ettiği klişeleri tekrarlıyor.’ diyen Ahmet Altan ‘Onları tekrarlamazsanız cezalandırılıyorsunuz.’uyarısında bulunuyor İşte Ahmet Altan’a göre bizim hayatımızı zorlaştıran en önemli soru VATAN YAHUT İNSAN En sevilen klişelerden biri “vatan sevgisidir”. Bu ülkede vatanını sevmeyen kimse yoktur. Peki, neden seviyorsunuz vatanınızı? Vatan, bir toprak parçasıdır. Bu toprak parçasını, o toprağın üstünde doğduğunuz için mi seviyorsunuz? Eğer öyleyse, başka bir toprakta doğsaydınız, o toprağı sevecektiniz. Bu “büyük” sevgi sadece bir tesadüfle ilgili demek ki... Bir iradeyle, bir düşünceyle, bir inançla, bir duyguyla ilgili değil. Üstelik “vatan” dediğiniz toprak parçasının sınırları ve tarifi değişir, sizin dedeniz “vatan” dediğinde onun vatanı Yemen’i de kapsıyordu ve o “vatanı severken” Yemen’i de sevmek zorundaydı. Siz şimdi Yemen’i seviyor musunuz? Yooo... Askerler dağa taşa “önce vatan” diye yazıyorlar. Onlar için vatan önemli gerçekten de, çünkü onların işi o “vatanın sınırlarını” korumak. Ama sizin işiniz sınır korumak değil. Siz de askerler gibi “önce vatanı” severseniz, önce “toprağı ve sınırları” severseniz, o “vatanın”, o “toprağın” üstünde yaşayan insanları kim sevecek, kim koruyacak? Niye “önce insan” değil sizin sloganınız? Neden askerî bir sloganı tekrarlayıp duruyorsunuz? Niye “önce insanları”, “önce ailenizi”, “önce işinizi” değil de “önce toprağı” seviyorsunuz? Çünkü, bu toplum sizden bu askerî klişeyi tekrarlamanızı istiyor. “Önce vatan” yerine “önce insan” derseniz ezberi bozar, cezalandırılır, dışlanırsınız. Ben, o toprağın üstünde yaşayan insanı, vatandan çok severim. Yüz yıl önce “vatan” başka sınırlarla belirlenmişti, bugün başka sınırlarla belirlenmiş, yüz yıl sonra da başka sınırlarla ya da sınırsızlıklarla belirlenecek. Elli yıl önce bir Alman’ın vatanı sadece Alman topraklarıydı, bugün sınırlar kalktı Avrupa’da, henüz bu fikre tam alışamasalar da, onların vatanı “bütün Avrupa” oldu. Umuyorum ki elli yıl sonra “dünya”, onun üstünde yaşayanların tek “vatanı” haline gelecek. Sınırlar ortadan kalkacak. Zaten şimdiden birçok yerde kalkıyor. Bugün bu ülkede “vatan için”, “devlet için” insanların hayatları feda ediliyor. “Önce insanı” sevmek yasak olduğundan, insanların mutluluğunu, özgürlüğünü, zenginliğini ön plana aldığınızda ortak bir suçlamanın hedefi oluyorsunuz. Ve, burada klişelerin yarattığı o kalın perdenin ardında insanlara zulmediliyor. Anayasa Mahkemesi, Genelkurmay gibi kuruluşlar “önce vatan” diyerek kendi ölçülerini “tek ölçü” haline getirip insanların yaşama biçimlerine, düşüncelerine müdahale ediyorlar. Ben, “önce insan” denmesinden yanayım. Üstündeki insanların mutsuz olduğu, baskı altında yaşadığı vatandan kimseye hayır gelmez çünkü. İnsanı ölçü aldığınızda ise ne Anayasa Mahkemesi böyle zorbalıklar yapabilir ne de askeriye muhtıralar verebilir. Yeter ki şu toplumun yarattığı korkudan ve kafanızdaki klişelerin baskısından kurtulun. O klişeler sizi birer köle haline getiriyor çünkü. Düşünmenizi ve “yeter” demenizi engelliyor. AHMET ALTAN- TARAF GAZETESİ(24.10.2008)
<< Önceki Haber Önce Vatan mı? Önce İnsan mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER