Gazeteci Mehmet Ali
Birand'ın habercilik anlayışı izleyenleri çıldırma noktasına getirdi. Reyting için üniversitelerde öğrencileri
kavga ettiren Birand son olarak, oğlu şehit olan annenin haberi aldığı anı malzeme yaptı.
Birand'ın haberciliği Hınçal Uluç'un da tepkisini çekti. 'Olmadı Birand, sana hiç yakışmadı.' diyen Uluç, acının
reyting aracı yapılmamasını istedi. Oğlunun
ölüm haberini getiren askerleri de eleştiren gazeteci Uluç, 'Üniformalı görevliler buna nasıl izin verdi' diye sordu.
İşte Hıncal Uluç'un yazısı:
''Olmadı Birand!.. Sana hiç yakışmadı..
EKRANIN önünde donup kaldım, "M. Ali bunu nasıl yaparsın" diye öfkeyle söylendim ardından.. Ertesi gün olmuş, bu satırları yazarken hâlâ söyleniyorum..
"Bunu nasıl yaparsın M. Ali?.. Bu kadar mı önemli reyting?.. Yaşamının en büyük değeri bu mu?.. Reytingciden gelen istatistik yani.."
Tabii iş kızıştı son günlerde.. atv'de
emekli gibi haber okuyan
Ali Kırca Show TV'de canlandı.
Fatih Altaylı Kanal 1'de müthiş bir performans gösterip her geçen gün daha puan topluyor.. Şimdi de
Mehmet Barlas daldı cenk meydanına.. O zaman papuç pahalı..
Pahalı papuç anchormanlerimizi daha iyi TV gazetecisi olmaya yönlendirmeli..
Savaş o alanda olmalı.. M. Ali'nin yaptığı gibi değil..
20 yaşındaki oğlu şehit olmuş bir annenin, oğlunun ölümünü haber aldığı anı görüntülemek nasıl bir TV Haberciliği anlayışıdır M. Ali?.. Bunu nasıl içine sindirir, nasıl yayına koyarsın?..
Şehitlerin acıları üzerinden reyting yapılır mı?.. Bir
yaşama bu kadar destursuz dalınır mı?.
Dünya üzerinde gencecik oğlunun ölüm haberini aldığı anın görüntülenmesine izin verecek, bu görüntülerin televizyon ana haberinde yayınlanmasını istecek bir, tek bir "Ana"" çıkar mı M. Ali?..
Şehit haberlerini, aileye
Genelkurmay veriyor. Görevli, özel yetiştirilmiş bir
subay ve her ihtimale karşı içinde uzmanlar olan bir cankurtaranla gidiyor..
Bir şekilde haber aldı M. Ali'nin adamları, hangi şekildeyse..
Sen M. Ali?.. En deneyimli, en usta sensin.. Yayınlamasana
ders olsun. İbret olsun. Hatta açıkla "Elimde ama yayınlamıyorum" de utansınlar.
Ev feryad figan.. Ana evde yok. Sabahın köründe işe gitmiş.. Haber salıp çağırıyorlar, "Eve gel,
hasta var" diye..
Eve dönüp arabadan iniyor gece karanlığında bile sapsarı kadın..
M. Ali'nin kameramanı mevzilenmiş.. Evinin önündeki
sivil resmi kalabalığa bakıyor, şaşkınlık, dehşet ve bin duygu içinde.. Ambulans..
Askeri
araç.. Oğlu askerde.. Asker Irak'ta savaşıyor.. O arabadan eve birkaç metre içinde neler düşünüyor kadın..
O birkaç adım nasıl asırlar gibi uzuyor onun için.. Nasıl tahmin ediyor, nasıl ihtimal veremiyor öte yandan?..
Bir film için Oscarlık sahneler.. Ama gerçek olunca, utanç verici bir reyting tecavüzü bu, bir acılı ailenin, bir şehit anasının, en gizli, en kutsal kalması, en saygı duyulması gereken, en özel yaşam anına..
Hayır..
Kadının yürüyüşü saniye saniye veriliyor.. Sonra gerçek.. Sonra korkunç bir çığlık ve kadının yere düşüşü..
Bu mudur M. Ali.. Bu mudur?..
Seni yarım ömürdür tanırım M. Ali.. Sen bu değilsin. Asla değilsin. O zaman nasıl düştün bu yanılgıya.. Nasıl yayınladın o görüntüleri..
O kadın
Cemre olsaydı, yani Sevgili eşin.. Bu acı örneği çok iyi düşünmen için veriyorum. O Ana Cemre olsaydı, gene yayınlar mıydın o görüntüleri?..
Medya bu vicdan muhasebesini, her fotoğraf, her video görüntüsünde yapmalıdır. Yapmak zorundadır..
Acı, reyting aracı olmaz.. Olmasına da izin verilmez..