Okocha, üzerime bir ordu gönderdi

'Var mısın Yok musun?' yarışmasıyla herkesi ekranlara kilitlemeyi başaran Acun Ilıcalı, bunu samimiyetine bağlıyor.

Okocha, üzerime bir ordu gönderdi

Eskiden 15-25 yaş grubuna hitap ederken, artık bütün aileyi kucakladığına dikkat çekiyor. Spor muhabirliği yaptığı dönemde başından geçen ilginç bir olayı ise şöyle anlatıyor: "Fenerli Okocha'nın evleneceğini öğrendim. 'Nijerya'ya gelme' diye tehdit etti. Ama gözüm kara, düğün günü kilisedeyim. Okocha bir kamyon dolusu askerle geldi. 'Bu adamı yakalayın' diye beni gösterdi. Kaçtım. Kameramanı alıp, dövmüşler. Bütün para ondaydı. Ramazan'dı ve oruçluydum. Ahmed diye bir tanıdık beni sakladı. Okocha, 'Sıkıysa bu ülkeden çıksın.' diye haber yollamış. Gece yarısı saat üçte havaalanına gittim, pasaportun arasına 20 dolar koyup uçağa atlamayı başardım." İŞTE ZAMAN CUMARTESİ'NDE YER ALAN ACUN ILICALI ROPÖRTAJININ TAMAMI: Acun Ilıcalı:Halka hiç rol yapmadım, o yüzden seviliyorum Acun Ilıcalı deyince bugünlerde herkesin aklına tek bir şey geliyor: “Var mısın Yok musun?” Bu cümle bir yarışma programının adı olmasına rağmen Ilıcalı’nın üzerine yapıştı kaldı. Yarışma, reytingleri altını üstüne getirmekle kalmadı, rakip kanalların da paçasını tutuşturdu. Ilıcalı’yı ilk ‘Acun Firar’da ile tanıdık, ardından ‘Dokun Bana’ ve ‘Biri Bizi Gözetliyor’daki sunuculuğu ile. Fear Factor ve Surviver ile genç seyircinin büyük ilgisini çektikten sonra da son vuruşu ‘Var mısın Yok musun?’ ile yaptı. Kurduğu Acunmedya şirketine de ne kadar sevdiği arkadaşı varsa topladı. Şimdi Ilıcalı, ekran başında yürekleri hoplatıyor ve her zaman yarışmacının yanında yer alıyor. “Para benim cebimden çıkmıyor, onun için çok rahatım.” diyecek kadar da açık yürekli. 18 yaşında evlenen, 19 yaşında baba olan, 20 yaşında anne ve babasını trafik kazasında kaybeden Ilıcalı, bir motosiklet kazasında ölümün eşiğinden dönmüş. O dönemde yaşadıklarını tam bir dibe vurma olarak nitelendiriyor ve o dibe vuruşun şu anki konumuna getirdiğine inanıyor. Ekranların en sevilen sunucusu adım adım, ama sağlam yükselişini Zaman okurları için anlattı. Muhabirlik, sunuculuk, program yapımcılığı derken bugün en çok seyredilen bir programın sunuculuğunu yapıyorsunuz. Şans mı yoksa çok çalışmak mı? Bu işin sırrı ne? Bir insanın talihli olması için başarılı olması da şart. Başarılı olduğum kesin, ortada sonuçları var; ama talihliyim de. Üçbeş olay olmasaydı belki bu noktada olmayacaktım. Kaderim böyle çizilmiş diye düşünüyorum. Neydi o olaylar? 2002’de Dünya Kupası maçı için Kore’ye gidecektim. Basın kartı olmayanlar akredite olamazlar dediler. 7 sene Show’da çalışmama rağmen basın kartı almayı unutmuşum, gidemedim ve ‘Acun Firarda’yı yapmaya başladım. Devamında da birçok olay kendiliğinden gelişti. Fear Factor’ı Kanal D için düşünüyordum. Fakat Show’da yıllarca ekmek yedim, önce bir Show’a söyleyeyim dedim. Show Genel Müdürü 5. dakikada kabul etti. Sonra da Surviver’i onlar bana teklif etti. Türk halkının seyredeceği programları nasıl tahmin ettiniz? Halk bunu istiyor diye bazı kalitesiz prodüksiyonlar yutturuldu. Benim felsefem iyi reyting alalım da kötü iş olursa olsun değil. Yeni neslin her şeyden haberi var. İletişim sektörü son 15 yılda ülkemizde çok ilerledi. Toplumumuzun beklentileri Avrupa ve dünya ile çok yakın. Genelde dış yapımları ülkemize uyarlıyorsunuz, bunu özellikle mi tercih ediyorsunuz? Yurtdışındaki bir formatın ne performans sergilediğine bakarım, kendim malzeme arama gibi bir misyonum yok. Benim görevim iyi futbolcuları getirip burada oynatmak. Bugün en ünlü yıldızlar bir araya gelip program yapıyorlar ve 40. oluyorlar. Reyting alman için projenin korkunç güçlü olması lazım. Riske giremezsin. Belli ülkelerde denenmesi lazım. Amerika da aynı şeyi yapıyor, biz de aynı şeyi deniyoruz. Televizyonda yaptığınız her iş tuttu, ne yaptınız da tuttu? Ne yapmadım dersem daha iyi olur. Bir kere hiç suni olmadım, samimiydim. Çok büyük bir avantajım hiçbir dizide oynamadım, onun için halk gerçek bir kimlik gördü. Genelde etrafta sevilen bir insanım zaten. Bugün 25-30 kişilik bir ekip varsa bunların 15’i minimum 15 yıllık arkadaşım. Ukalalıktan nefret ederim. Kendini beğenen insan bana çok antipatik gelir. En büyük avantajım da kendimi ekrana çok iyi yansıtıyorum, o da Allah’ın bir lütfu. Sizin en başarılı bulduğunuz ve iyi ki yapmışım dediğiniz projeniz hangisi? ‘Var mısın Yok musun?’ diyebilirim. Bugüne kadar toplum tarafından sevilen biriydim, ama hep 15-25 yaş grubundan ilgi görüyordum. ‘Var mısın Yok musun?’ ile Türk ailesini komple kucaklamış durumdayım. Başarılı olacağına inanıyordum, ama marka değerime bu kadar katkıda bulunacağını düşünmüyordum. Bunlar neler kazandırdı size? Açıkçası biz reyting zehirlenmesine uğramış bir milletiz. Bu iyi bir şey değil. Bugün şu kadar para kazandın deseler hiç umurumda değil. Çünkü yediğim yemek belli, gezdiğim yer belli. Bunun üzerindeki para zaten olsa da olur olmasa da olur. Ama reyting bizim dünyamızdaki en büyük prestij. Benim aynı zamanda beğenilme yüzdemin de yüksek olmasına vesile oldular. Ben aslında reyting almanın bin bir yolunu biliyorum, ama önemli olan takdir edilerek reyting almak. Yarışmacılara ne kadar para ödediğinizin hesabını yaptınız mı? Yapmadım ama ‘Var mısın Yok musun?’da şu ana kadar 2 trilyonu geçmiş durumdayız. Yıl sonuna kadar 7-8 trilyon olacağını düşünüyorum. Surviver Yunanistan’da Derya 450 milyar lira kazandı. Ben hiçbir anlaşmamda parayı vermedim. Çünkü psikolojik olarak rahat etmem lazım. Ben anlaşmalarımı sunuculuk ve prodüksiyon üzerinden yaparım. Ödül hep kanala aittir. O yüzden ben zevkle, rahat rahat sunarım. Bir gün yüzünüz eskirse, reytingler düşerse ne olur? Benim için problem değil. Benim hayat tarzım televizyondaki popülaritemden kaynaklanmıyor. Öyle pat diye düşeceğime de inanmıyorum. Bugün Amerika’da çok başarılı olmuş kişiler 30 yıl yapıyorlar bu işi. Şansal abi de yaşlı olmasına rağmen son derece popüler biri. Sunuculuğunu Behzat Uygur’un yapacağı yeni bir yarışmanın prodüksiyonunu da siz yapacaksınız, nasıl bir yarışma olacak? Amerika’da geçen yaz seyrettim, çok hoşuma gitti. Yıllarca şarkı sözlerini ezbere bildim, ama sesim rezalet. Ülkemizde on kişiden sekizinin durumu benim gibi. Yarışmanın konsepti de şarkı sözlerini bilme yarışması. Bu birçok insanı yakalayabilecek bir olay. Yarışmanın sloganı şu: “İyi söylemek değil doğru söylemek zorundasın.” Her yarışmada 6 yarışmacı olacak, en doğru söyleyen kazanacak. Acun Firarda’da herkes sizin İngilizcenizi ve her ülke insanı ile nasıl iletişim kurduğunuzu konuşuyordu. ‘Acun 7 dil biliyor’ diyenler bile vardı. Gerçekten öyle mi? Hiçbir zaman 5-6 dil biliyorum demedim. Bugün Türkçeyi zor konuşan biri ne kadar hoşumuza gidiyor değil mi? Beni eleştiren 10 kişinin 9’undan daha iyidir İngilizcem. Fakat benim konuştuğum çoğu insan İngilizce bilmediği için onlarla ancak Tarzan İngilizcesi ile konuşmam gerekti. Kelimeleri tek tek söylemem lazımdı. Ama insanlar İngilizce bilmediğimi düşündü. Biraz Almancam var. İtalyanca, İspanyolca da çat pat biliyorum. Genç Bakış programında açık açık “Oyum AKP’ye” dediniz, bunun sebebi neydi ve çevrenizden ne tür tepkiler aldınız? Açık açık söylemem bizim mahallede biraz şok etkisi yarattı. Türkiye’de şu anda bir istikrar söz konusu. Her partinin, her insanın hataları olabilir. AK Parti’nin de vardır. Ama yiğidi öldür hakkını ver. Bu ülkede AKP zamanında enflasyon düştü, kişi başına gayri safi milli hasıla artmış durumda, refah seviyesinde artma var. Ama bunu maalesef belirli bir kesim kabullenmekte zorluk çekiyor. Ben AKP’ye oy verdim. Demek Türkiye’de her şey iyiye gidiyor ki çoğunluk AK Parti’ye verdi. Ben bu gerçekleri hiçbir zaman göz ardı etmiyorum. Başbakan’ımıza da ayrı bir sempatim de var zaten. Yaptığınız işleri nasıl izah ediyorsunuz? Temiz işler yaptığımı düşünüyorum. Malum şu an Türk medyasının durumu. Orada ben ciddi derecede parladığımı düşünüyorum. Samimi ve temiz işler yaparak, insanlarla samimi işler yaparak Türk medyasında iyi bir noktada olduğumu görüyorum. Yine o konuda da takdir Türk insanının. *** 98 Dünya Kupası’nda Brezilya maçını yorumlamak için telefon bağlantısını evden yaptığınız konuşulup durdu hep... O dönemdeki kız arkadaşım şimdiki eşime sürpriz yapmak istiyordum. Dünya Kupası’nda görevliydim, atlayıp Türkiye’ye geldim. Brezilya çeyrek finale kalınca Brezilyalı taraftarlar arasından yayın yapmam istendi. Arkadaşları topladık eve, tezahürat yapacaklar. Arkadaşlar Gülden Karaböcek şarkısını Brezilya versiyonunda söyledikleri için talihsizlik yaşandı. Sunucu Öztürk Pekin de stüdyoda bir an aptallaştı. DİLEK GÜRAY- ZAMAN
<< Önceki Haber Okocha, üzerime bir ordu gönderdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER