Mahkeme Başkanı
Şeref Akçay, karara muhalefet ederek
şüpheliliren
tahliyesi yönünde görüş bildirdi. Akçay,
Balyoz davasında da birçok karara muhalefet şerhi koymuştu. Tahliye talebinin reddi yönünde oy kullanan üye hakimler ise, şüpheliler açısından kuvvetli suç şüphesinin var olduğu, ayrıca şüphelilerin
delilleri karartma ve yeni delil elde edilmesine engel olma tehlikesinin bulunduğu, şüpheliler hakkında bu aşamada adli
kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağını gerekçe gösterdi.
Ergenekon soruşturması kapsamında
Odatv'de yapılan
aramalar sonrasında tutuklanan gazeteciler
Ahmet Şık, Doğan Yurdakul, Sait Çakır,
Coşkun Musluk ve Barış Terkoğlu'nun avukatları
İstanbul 11. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin
nöbetçi hakimliğine
tahliye talebinde bulundu. Nöbetçi hakimin talepleri reddetmesi üzerine avukatlar, bu karara
itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 11.
Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tahliye taleplerini oy çokluğu ile reddetti.
Üye hakimler
Metin Özçelik ve Birol Bilen'in tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi. Kararda şüphelilerin üzerlerine atılı suçun niteliği ve atılı suç için ceza yasasında öngörülen ceza süresi, aramalarda ele geçenlerle ilgili arama ve el koyma tutanakları ile bunlara ilişkin tespit tutanakları içerikleri,
dosyadaki
iletişim tespit tutanakları içeriklerinin göz önüne alındığı belirtildi. Şüpheliler açısından kuvvetli suç şüphesinin var olduğu, ayrıca şüphelilerin delilleri karartma ve yeni delil elde edilmesine engel olma tehlikesinin bulunduğu, şüpheliler hakkında bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ifade edildi.
MAHKEME BAŞKANI ŞERH KOYDU
Mahkeme başkanı Şeref Akçay bu karara muhalefet etti. Ahmet Şık'ın da aralarında olduğu 5 şüphelinin tahliyesi yönünde oy kullanan Akçay, soruşturma ile ilgili tüm dosyaların gönderilmesi için savcılığa yazı yazıldığını ancak toplamda 27 klasörün gönderildiğini söyledi. Gönderilen klasörlerin içindeki dokümanları da özetleyen Akçay, "İncelenen dosya kapsamına göre aranmakta olan başkaca şüpheli bulunduğuna dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. İncelenen dosyalardan da anlaşılacağı üzere mevcut toplanan deliler şüphelilerin
telefon konuşmaları.
Oda Tv'de ve şüphelilerin ev ve iş yerlerinde ele geçen bilgisayar, CD, DVD'lerin dökümleri ve emniyetin bu konuda tuttuğu raporlardan ibarettir." dedi.
Bu delillerle ilgili olarak şüphelilere gerek emniyette gerek savcılıkta sorulan sorulara da yer veren Akçay, "Şüphelilerden Ahmet Şık'a soruşturma safhasında sorulan sorulardan bir tanesi özgeçmişiyle ilgili, bir tanesi kullandığı telefonlar, üç tanesi kimleri tanıdığı, sekiz tanesi Oda Tv'de ele geçen belgelerle ilgili, on bir tanesi de İmamın Ordusu kitabıyla ilgili ve bunlarla ilgili yaptığı telefon konuşmalarıdır." açıklamasını yaptı.
Şüphelilerin 3 yıla yakın bir süre dinlenildiğini belirten Akçay, Şık'ın İmamın Ordusu adlı bir kitap yazma düşüncesinde olduğunu, bu konuda
hazırlık yaptığını, kitabın taslağını hazırladığını ve hazırlama aşamasında Oda Tv ile irtibatlı olduğu iddiasıyla gözaltına alındığını hatırlattı. Akçay, şüphelilerin tek faaliyetlerinin yayın yapmak, kitap yazmak ve benzeri faaliyetler olduğunu ileri sürdü.
Şüphelilere yöneltilen "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etmek, amacı dışında kullanmak fiili almak ve çalmak" suçlamasıyla ilgili ise Başkan Akçay, bu konuda yazışmaların yapıldığını Jandarma Genel Komutanlığı'ndan
cevap beklendiğini ve bunun da şüpheliler tarafından değiştirilme ihtimalinin bulunmadığını savundu.
KISITLAMANIN KALDIRILMASI TALEBİ DE REDDEDİLDİ
İstanbul 11.
Ağır Ceza Mahkemesi, bazı şüphelilerin soruşturmadaki kısıtlamanın kaldırılması talebini de oy çokluğu ile reddetti. Başkan Akçay bu karara da muhalefet ederek, "Günümüzde
şike dosyası olarak bilinen ve yine kısıtlama olması nedeniyle şüphelilerin ve vekillerinin inceleyemediği dosyadaki bir kısım evrakların
Türkiye Futbol Federasyonu'na verilmiş ve daha sonra da kısıtlama kararı kısmen kaldırılarak şüphelilerin ve vekillerinin dosyayı inceleme imkanı sağlanmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus tüm dosya hakkında
gizlilik kararı varken ve tüm dosya Futbol Federasyonu'na verilmediği halde kısıtlama kararının kaldırılmış olmasıdır. Uygulamada yasal olarak bu tür tasarruflarda bulunulma imkanı olduğuna göre bundan her şüphelinin ve her şüpheli vekilinin eşitlik kuralı gereğince yararlanması gerekir." ifadelerini kullandı. Akçay, kısıtlama kararının kaldırılması yönünde oy kullandı.