'Oda' değil 'kayıt stüdyosu' !!!

Levent Paşa aralarında medyanın tanıdık yüzlerinin olduğu pek çok kişiyle odasında yaptığı gizli görüşmeleri kaydederek komutanı Şener Eruygur'a izletmiş...

'Oda' değil 'kayıt stüdyosu' !!!

MEDYA JANDARMA'NIN İLGİ ALANI Em. Org. Şener Eruygur'un genel komutanlığı döneminde Jandarma tüm medyayı takibe aldı. Em. Tuğ. Levent Ersöz kendisiyle görüşmeye gelenleri kaydetti. Daha sonra bu kayıtları görüşme tutanağı haline getirdi. Tutanaklarda Tuncay Özkan'dan Mehmet Emin Karamehmet'e, Mustafa Balbay'a, pek çok isme rastlamak mümkün. Bir de telefonu yasadışı dinlenen, konuşmaları kayda alınanlar var; Nuray Başaran gibi… Haftalardır Ergenekon ile yatıp Ergenekon ile kalkıyoruz. Önce iddianameyi, ardından da iddianamenin eklerini gördük gazete sayfalarında ya da bilgisayar ekranlarında. Ancak şu anda en çok merak edilen “yeni iddianame”. Çünkü bu iddianamede Ergenekon Örgütü'nün cunta bağlantıları ortaya çıkacak. ÇOK GİZLİ KAYITLAR “Eruygur Cuntası” ile kurulan bağlantılar, cuntanın Ergenekon Örgütü üzerinden yürüttüğü çalışmalar gözler önüne serilecek. Ancak yeni iddianamenin en gürültü koparacak kısmı hiç şüphesiz medya ile ilgili bölümü olacak. Çünkü burada yok yok. Örgüte yapılan baskınlarda ele geçirilen belgeler arasında Mehmet Emin Karamehmet, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Nuray Başaran, vb gibi isimlerin gizli kayıtları, örgütle yaptığı pazarlık ya da görüşmeler ve yasadışı dinleme kayıtları var. Adı zanlılar arasında geçen Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay'dan başlayalım anlatmaya… BALBAY'IN ŞOK İFADELERİ Mustafa Balbay 5 Ocak 2004'te gizli kayda alınmış. Hükümetin Kıbrıs politikasından Cumhuriyet'in tirajının arttırılmasına, Tayfun Talipoğlu'na hakaretten Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'e küfüre kadar her şey var bu konuşmada. Balbay, Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin'i “tam Amerikancı” diye jandarmaya adeta şikâyet ediyor. Mustafa Balbay'la görüşenler ise Em. Tuğ. Levent Ersöz ve Em. Alb. Atilla Uğur. Görüşmede öncelikli konu Kıbrıs. AKP hükümetinin Kıbrıs konusundaki tutumunu yumuşak buluyor her iki taraf da. Bu konuda ayak direyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ikna etmek için hükümet adına devreye giren ismin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal olduğu konuşuluyor. Levent Ersöz soruyor; “Kimin kanalıyla bu işi yapmışlar?” Mustafa Balbay cevap veriyor: Uğur Ziyal kanalıyla. -Devamındaki hakaret kısımlarını geçiyoruz…- Konu bir ara aynı yıl içinde yapılacak yerel seçimlere geliyor. AKP'nin olası adayları üzerinde duruyor görüşmedeki isimler. Her biri için değerlendirmelerde bulunuyorlar. BALBAY MESLEKADAŞLARINI GAMMAZLIYOR Mustafa Balbay meslektaşı Tayfun Talipoğlu'ndan bahsedince askerler şiddetli tepki veriyor: “Hem Arap-Kürt. Hem de …” Mustafa Balbay, Talipoğlu için söylenen sözleri tasdik ediyor. Gündem değerlendirmesine devam eden Ersöz, Uğur ve Mustafa Balbay'ın bir başka sohbet konusu New Yok Times'ın dış politika editörünün Türkiye temasları. Üçlü bu temaslardan hiç de hoşnut kalmamış. Bazı yazarların bu temaslar çerçevesinde yörünge değiştirdiği konusunda birleşiyorlar. Hemfikir oldukları isim Murat Yetkin. Radikal'in Ankara temsilcisi için Balbay'ın hükmü hazır ve kesin; “Murat Yetkin tam Amerikancıdır.” Görüşmenin bir yerinde Cumhuriyet gazetesi gündeme geliyor. Balbay şaşırtıcı bir biçimde gazetesini suçluyor. 1989-1993 yılları arasında bazı yöneticilerin PKK'dan etkilendiğini söylüyor Cumhuriyet'in Ankara temsilcisi. Ama şimdi tam bir Kuvva-yı Milliye kadrosu hâkim gazeteye. Balbay'ın yaptığı bir başka iş var ki, anlaşılır gibi değil. 15 Kasım ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide İstanbul'da bombalama eylemleri yapmış, bu eylemlerin ardından MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun Ankara'da 14 gazetecinin katıldığı bir toplantı düzenlemişti. Bu toplantı için MİT'in Atatürk Orman Çiftliği'ndeki Marmara Köşkü seçilmişti. İşte Mustafa Balbay bu toplantıda konuşulanları sekiz sayfalık bir bilgi notuna dönüştürerek Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğ. Levent Ersöz'e veriyor… CUMHURİYET'E KIŞLA DESTEĞİ Ersöz-Balbay görüşmesinin en kritik konusu ise Cumhuriyet gazetesi. Üçlünün üzerinde anlaştığı plana göre önce Cumhuriyet gazetesinin tirajının arttırılması gerekiyor. Hedef 100 bin. Bu amaçla “Aydınlanma Kitapları” projesinin yeniden canlandırılması düşünülüyor. Bunun için Oyak Bank sponsor olacak, sponsorluk bedeli de sadece 100 milyar lira. Balbay'a göre gazete 100 bin satarsa “Gündemi bir başka etkileyecek”. Balbay'ın bu fikrini Em. Tuğ. Levent Ersöz biliyor olmalıydı ki, Jandarma Genel Komutanı Em. Org. Şener Eruygur'a bundan bahsetmişti bile. Eruygur ve Ersöz ikilisi bir de plan geliştirmişti. Buna göre “eğitim birlikleri, askeri okullar, bölge komutanlıkları ve karargâhlara” talimat verilecek, Cumhuriyet temsilcileri bu komutanlıkları ziyaret edecek, gazeteyi 200 bin liradan satmayı teklif edecekti. Gazetenin satış ve gerçek fiyatı arasındaki farkı Jandarma Genel Komutanlığı karşılayacaktı. Böylece Cumhuriyet ilk önce jandarma birliklerine girecekti. Eruygur daha sonra uygulamanın aynen diğer kuvvet komutanlıklarında da hayata geçirilmesini sağlayacaktı. Komutanlıklar bir taraftan Cumhuriyet'e kapıyı açarken diğerlerine de hafif hafif kapatacaklardı. Bir müddet sonra birliklerde sadece Cumhuriyet satılıyor ve okunuyor olacaktı. Ersöz, Eruygur'la yaptıkları bu planı Balbay'a aktarıyor ve bu fikirde mutabık kalıyorlar… BU KEZ KONUK MEHMET EMİN KARAMEHMET Jandarma Genel Komutanlığı'nın “konukları” arasında dikkat çeken bir başka isim ise Mehmet Emin Karamehmet. Çukurova Holding'in patronu ve Show TV'nin sahibi. Görüşmede yine aynı isimler, Levent Ersöz ve Alb. Atilla Uğur var. Görüşme tarihi çok önemli. Çünkü bu görüşmeden kısa bir süre önce M. Emin Karamehmet, Tuncay Özkan'ı medya grup başkanlığından uzaklaştırmıştı. Özkan'la birlikte Em. Org. Kemal Yavuz ve Yavuz Gökalp Yıldız da işlerini kaybetmiş, bu durum Şener Eruygur'u çok rahatsız etmişti. Cuntanın medya ayağının önemli yara aldığını düşünüyordu ve Karamehmet'i bizzat aramıştı. Ancak her şeye rağmen Karamehmet geri adım atmadı. KARAMEHMET'E T.Ö. SORGUSU Ersöz-Karamehmet görüşmesi tam bu ortamda yapılıyor. Karamehmet uzun uzadıya işlerini, kredi ilişkilerini, petrol kuyularını anlatıyor. Hemen ardından Levent Ersöz devreye giriyor ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur Paşa'nın sitemini iletiyor Karamehmet'e; “Komutanımızın size selamı var. Kendisi yurtdışında. Kendisi ile görüşmemiz esnasında şunları size iletmemizi istedi. 'Tuncay Bey'le ilgili bunu Mehmet Bey'den beklemezdim' dedi. Kendisi çok üzüldüler. Bir iki yıllık sıkıntıları paylaşmış, sizlere yardımcı olmuş bir insan. Bazı çevrelerden, bazı kişilerden size birtakım şeyler gelmiştir. Geldiğini de biliyoruz. Sonuçta bu bir vefadır, ama bütün bunlara rağmen karşılıklı olarak iyi niyetin göstergesidir. Bu söylediğim konu yerine gelsin. Mehmet Bey beni hiçe saydı, bu konuyu kendisine aktar, umarım bu konunun telafisini yapar” diyor. Karamehmet, Tuncay Özkan'ın ayrılışında kendisinin bir kusuru olmadığını anlatıyor Ersöz'e. Bu saatten sonra geri adım atmasının mümkün olmadığını da muhatabının anlayacağı bir şekilde dile getiriyor. Ancak Eruygur'un adamları için asıl önemli olan Show TV gibi bir kuruluşun yayın çizgisi. Bu çizgiyi de sadece Tuncay Özkan'ın koruyabileceğini düşünüyorlar. NURAY BAŞARAN'DAN ŞOK SÖZLER 16 Aralık 2003'te ise Levent Ersöz'ün konuğu Tuncay Özkan. Uğur, Ersöz ve Özkan üçlüsü Karamehmet'le yapılan toplantının sonuçlarını tartışıyor aralarında. Özkan, Karamehmet'in anlattıklarının dikkate alınmaması gerektiğini anlatıyor komutanlara. Grup hakkında bilgiler veriyor. Özkan'a göre Karamehmet'in Ankara'daki iki “has” adamı Nuray Başaran ve İsmail Küçükkaya. Başaran ve Küçükkaya'nın Ankara'da Çukurova Holding'in işlerini takip ettiğini Karamehmet, Tuncay Özkan'a bizzat anlatmış. Grubun başına geldiğinde de bu iki isme asla dokunmaması gerektiğini söylemiş. Özkan bu görüşmede Akşam'ın Ankara temcilcisi Nuray Başaran'a inanılmaz suçlamalar yöneltiyor. Ancak Levent Ersöz aynı dönemde Nuray Başaran ile de görüşüyor. Bu görüşmelerden birinde Başaran iş takibi yaptığını anlatıyor; “Mesela ben size geldiğimde o parklar projesinin iznini buralarda takip etmiştim. Sizden mesela jet hızıyla çıktı o olurlar. Devlette, diğer kurumlarda iş yürümüyor.” Başaran'ın söyledikleri sadece bununla sınırlı değil. İddiasına göre, Tuncay Özkan, Show TV'ye transfer edildiği dönemde Kanal D'nin arşivini çalmış; “Gelirken mesela Kanal D'nin arşivini çalıp getirip bize satmışlar 500 bin dolara, bunlar hep tespit edildi” diyor. Özkan'ı Mesut Yılmaz ile birlikte çete olmakla da suçluyor Başaran; “Devlette maalesef Mesut Yılmaz'la birlikte çete oluşturmuşlar. Yılmaz, Kemal Derviş'in telefonlarını dinlettiriyordu.” Bunları anılarını yazdığı kitapta anlatacakmış Nuray Başaran. ERGÜN POYRAZ'IN MAAŞI ÇUKUROVA GRUBU'NDAN Jandarma İstihbarat Başkanlığı da Nuray Başaran'ı o tarihlerde adım adım takip etmiş. Yurtiçi ve yurtdışı seyahatleri, kimlerle görüştüğü hep dosyalanan bir isim Nuray Başaran. Levent Ersöz'ün bir başka isteği daha olmuş o görüşmede Başaran'dan; Yazar Ergün Poyraz'a Çukurova Medya Grubu'nun bağladığı maaşın kesilmemesi; “Sizden özel bir ricamız var. Ergün Poyraz'a grubun bir katkısı vardı. Şu an onu kestiniz. Sıkıntınızı biliyoruz. Yüzde 50 indirerek bu ödemeyi devam ettirirseniz gerçekten iyi olacak. Ki sürekli olarak dik duran bir arkadaşımız. Mücadelelerini biliyorsunuz, şahsı da tanıyorsunuz, öyle kirli işlere konu olmayan bir çocuk.” Ergenekon Operasyonu bu haliyle çok daha fazla can yakacak, toz kaldıracak gibi…
<< Önceki Haber 'Oda' değil 'kayıt stüdyosu' !!! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER