Abdülkadir Selvi/ Yeni
Şafak
Eymür'den
Mercedes operasyonu
Ergenekon soruşturması kadar önemli bir
dosya,
faili meçhul cinayetler soruşturması.
Soruşturma kapsamında dün
savcılık çok önemli bir tanığı sorguladı.
Bir dönemin hafızası olan eski MİT Kontrterör Daire Başkanı
Mehmet Eymür'dü bu kişi.
Her biri kendi çapında bir "Ergenekon" olan işlerin içinden gelen bir isim Mehmet Eymür.
Sıradaki bir istihbaratçı.
O nedenle tutuklanıp tutuklanmamasından ziyade, sorguda nelerin soruların sorulduğu ve ne tür cevaplar verdiği önemli.
Eğer Amerika'ya kaçırmadıysa tek başına Eymür'ün arşivi, Türkiye'nin karanlık tarihini aydınlatmaya yeter.
Bunlardan sadece birini seçerek, kimin elinin kimin cebinde olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Ünlü Mercedes operasyonundan söz etmek istiyorum. Şam'da olduğu sırada
Öcalan'ı ortadan kaldırmak için düzenlenen Mercedes operasyonunu baştan sona Mehmet Eymür planlamıştı.
Operasyon için
Yeşil'i seçmişti. Yeşil'in operasyon ekibinde ise cezaevinde ortadan kaldırılan MİT'çi
Kaşif Kozinoğlu vardı. Operasyona geçmeden önce Murat Yıldırım'ın anlatımından Mehmet Eymür ile Yeşil arasındaki ilişkinin derinliğine dikkat çekmek istiyorum.
"Babamın Mehmet Eymür'e çok büyük saygısı vardı. Zaten Eymür'e,'
baba' diye hitap ediyordu. Misal insanlar evi arardı, 'babam evde yok' derdik. Ama Eymür aradığında, 'Var' derdik, evde yoksa da gider bulurduk babamı." Çünkü Jandarma İstihbarat'tan
tasfiye edildiğinde Yeşil'i MİT'e alan Eymür'dü.
Öcalan'a suikast düzenleyecek olan
ekip, önce Zonguldak'taki kömür ocaklarında normal bir
personel gibi kazı çalışmalarında bulunmuştu.
Plana göre,
PKK'nın Şam'daki karargahına yakın bir yerden tunel açacak olan ekip, Öcalan'ın
Mahsun Korkmaz-2 Akademisi'ndeki odasının altına geldiğinde
bombayı patlatacaktı. Ancak Şam'daki zemin etüdü Zonguldak'taki maden ocağıyla örtüşmeyince,
tünel operasyonundan vazgeçildi. Onun yerine bin ton C-4
patlayıcı yüklü Mercedes'le suikast düzenlenmesi kararı alındı.
Devamını Murat Yıldırım'dan takip edelim:
"O zaman Öcalan, Akademi'deki
telsiz aracılığıyla her gün Bekaa'daki
örgüt yönetimiyle irtibata geçiyor, bilgi alıyor, emir veriyor. Bu telsiz konuşması
Ankara'dan MİT tarafından takip ediliyor."
Peki Plan ne?
"Öcalan her gün Akademi'ye geldiği saatte binaya girecek. Dağdaki örgüt kadrosuyla telsiz konuşmasına başlayınca MİT, babamlara işaret gönderecek. Babam da kampın hemen yakınına park edilmiş olan aracı patlatacak." Öcalan konuşmaya başladı. MİT'ten talimat geldi ve Yeşil bomba yüklü mercedes'i patlattı.
Sonra?
"Öcalan konuşurken o anda bomba patlatıldı. Bomba patlatıldığı zaman birden Abdullah Öcalan'ın sesi kesildi ve o anda Abdullah Öcalan'ın konuşmasını dinlemekte olan görevliler, büyük bir sessizlik olması üzerine, birbirlerine sarıldılar. Abdullah Öcalan'ın o anda öldürüldüğünü düşündüler."
Sevinç uzun sürmedi.
"Biraz sonra Abdullah Öcalan'ın tekrar 'Burada bomba patladı, suikast' işte panik halindeki konuşmasını duyunca, eylemin başarısız olduğu da anlaşıldı."
Mehmet Eymür, Mercedes operasyonunun neden başarısız olduğunu yıllar sonra anlattı.
Mercedes operasyonunu başarısız kılmak için Çevik Bir'in özel kuvvetlerde görevli ama suikast ekibinde yer alan bazı elemanları zamanından erkene çektiğini belirtti. Ama iddiaları bununla da sınırlı değildi.
Genelkurmay Harekat Başkanı Çetin Saner Paşa'nın o sırada Şam Büyükelçiliği'mizdeki askeri ateşeye telefonda , "Oraya timleri yolladık. Öcalan köpeğini sürükleye sürükleye buraya getirecekler" dediğini iddia ediyordu. Muhaberat tarafından dinlenilen bu konuşmanın Öcalan'a iletildiği ve böylece operasyonun başarısız kaldığını öne sürmüştü Eymür.
O sırada askeri ateşe MHP'li Kürşat Atılgan'dı. Bu iddiayı reddetti. Ama Öcalan'la aynı sitede oturduğunu reddetmesi kadar bu konudaki açıklamaları da inandırıcı olmadı. Operasyon tüyosu sadece bu yolla iletilmemişti Öcalan'a.
Ergenekon sanıklarından Yalçın Küçük, "Bu bana söylendiği zaman. Strasbourgh'da bir Fransız kafesine gittim ve bunu anlattım..."
PKK ile Ergenekon arasında bağlantı var mı diye soranlara sadece bu örnek dahi kafi gelir mi bilmem.
Ama öğrenmek istediğim bir şey var ki, Paris'teki Yalçın Küçük'e devletin gizli operasyonunu iletenin kim olduğu? Mesut Yılmaz'ın bu bilgiyi eski Dev-Genç yöneticilerinden ANAP'lı bakan Cavit Kavak aracılığıyla Yalçın Küçük'e ilettiği iddia edildiği kimi yerlerde.
Yeşil bir de Bekaa Kampı'nda Öcalan'a suikast düzenlemeyi planlamıştı.
Suriye'li elemanlarının da yardımıyla Bekaa Kampına yerleşen Yeşil, heyecanla Beyrut'tan yola çıkıp konuşma yapmak üzere Bekaa'ya doğru gelen Öcalan'ı bekliyordu. Bekaa Kampı'na yaklaştığı sırada, Öcalan'ın aracı
konvoy düzenini de bozacak bir süratle geri dönmüştü.
O sırada bir kudretli generalin telsiz mesajıyla Öcalan'ı suikastten kılpayı kurtardığı söylenmişti.
Bir de Nevval Boz olayı var.
Bu kadar sıkıcı şeyler aktardıktan sonra içinde kadın, aşk ve kanlı
infazların bulunduğu bir hikaye anlatmak istiyorum.
Yeşil'in PKK'dan devşirdiği alımlı bir kadın Nevval Boz.
Cem Ersever, birlikte çalıştığı Yeşil'den Nevval Boz'u kendisine vermesini istiyor.
İlerleyen süreçte Ersever'i kendisine
aşık eden Nevval Boz, onun JİTEM'den kopmasını sağlıyor.
Nevval Boz'un da katkısıyla devletin PKK ile mücadele yöntemlerini eleştiren bir yola girince, Cem Ersever'in sonu iyi olmadı. Ersever, Ankara Elmadağ'da aşkı Nevval Boz ve koruması Mustafa Deniz ile birlikte işkence edilerek öldürülmüş olarak bulundu.
İnfazı Yeşil gerçekleştirmişti. Cem Ersever'in o sırada Aydınlık'ta çalışan
Soner Yalçın ile buluşmayı beklerken Yeşil tarafından derdest edildiği söylenmişti.
Hani canım Kılıçdaroğlu'nun, "
soyadı gibi yalçın" diye sahip çıktığı Oda TV sanıklarından Soner Yalçın'dan söz ediyorum.
Her yol Roma'ya çıkar gibi.
Karanlık her iş de gelip Ergenekon'a çıkıyor.
Bu trafiği çok iyi bilen ender isimlerden birisi Mehmet Eymür. Sadece şu Mercedes operasyonunun içyüzünü anlatsa, bu ülkede çok şey aydınlanır.