Beraberinde Abdullah
Öcalan'ın avukatları olduğu halde sabah saatlerinde
İmralı'ya giden Tuğluk, 19.45 sıralarında döndü. Yaklaşık 20 dakika
jandarmada kalan Tuğluk çıkışta gazetecilere açıklama yaptı.
Öcalan ile görüşmesinin son derece verimli geçtiğini kaydeden Tuğluk, çok yönlü değerlendirmeler yaptıklarını dile getirdi. Eylemsizlik kararının uzatılmasından dolayı büyük mutluluk duyduğunu kaydeden Tuğluk, "Bu ülkenin, hepimizin barışa ihtiyacı var.
Umut ediyorum ki bu eylemsizlik süreci ilelebet ellerin tetikten çekildiği bir sürece dönüşür." diye konuştu.
Öcalan'ın basın mensuplarıyla paylaşılmasını istediği
mesajlar bulunduğunu kaydeden
Aysel Tuğluk şöyle konuştu: "Devlet yetkilileri ile bir kez daha görüşme gerçekleştirildiğini, bu görüşmenin son derece önemli olduğunu niteliksel bir görüşme olduğunu, ciddi bir görüşme olduğunu ifade etti. Kendisiyle görüşme yapan devlet yetkililerini barış konusunda daha ciddi bulduğunu bir kez daha dile getirdi. Yapılan görüşmeleri bir nevi
diyalog sürecinden müzakere sürecine geçişi ifade eden bir süreç olarak gördüğünü söyledi. Bununla bağlantılı bu olumlu gelişmeye birlikte aslında devletin çözümden ve barıştan yana olduğunu bu süreci devam ettirmek istediğini ancak, bu sürecin önünde temel engelin siyasiler olduğunu ifade etti.
AK Parti,
CHP ve MHP'nin bu sürecin çözüme dönüşmesi, barışçıl bir sürece evrilmesi konusunda sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade etti. Siyasi partilerin daha çok partisel ve grupsal çıkarları ve hizip üzerine kurulu
siyaset izlediklerini bu yaklaşımın Türkiye'ye zarar verdiğini ifade etti."
Tuğluk, Öcalan'ın bu meselenin çözümünü isteyen herkesin bu konu üzerinde yoğunlaşmasını beklediğini anlattı. Tuğluk Öcalan ile görüşmesi hakkında şunları aktardı: "
Basın mensuplarının, devletin bu yaklaşımını desteklemesi gerekiyor. Çözümün önünde çıkarcı, hesapçı yaklaşan siyasetin ise teşhir edilmesi gerektiğini ifade etti. Kendisinin birlikte yaşamaktan yana olduğunu, önerdiği çözümlerin hiçbir şekilde ayrı bir devleti içermediğini birlikte yaşama modeli üzerine kurulduğunu dile getirdi.
Temel mesajları bunun üzerine kurulu. Diğer önemli mesajı da şuydu; Dünkü yaşanan saldırı
Hakkari'deki
mayın patlaması ve eylemsizlik sürecindeyken Hakkari bölgesindeki 9 kişinin öldürülmesi olaylarının bir bütünlük içinde ele alınması gerekiğini, bütün bunların kimler tarafından yapıldığının açığa çıkması açısından çok hayati bulduğu hakikatleri, araştırma
komisyonu kurulması gerektiğini ifade etti. Özellikle meclisin önünde böyle bir sorumluluğun bulunduğunu ifade etti. Hakikatları
araştırma komisyonu aslında sürecin nasıl gelişebileceğinin işareti olacağını ifade etti. Barışa ve çözüme dönüşmesi açısından bu komisyonun mutlaka kurulmasının temel olduğunu esas olduğunu ifade etti."
Gazetecilerin, ' Hakkari'deki saldırının ardından PKK'nın içinde farklı oluşumlar olabileceği ve bu saldırının onlar tarafından yapılmış olabileceği mesajı gelmişti. Dünkü saldırıyla ilgili buna benzer mesaj geldi mi?' şeklindeki sorusunu yanıtlayan Tuğluk, "
Hayır mesaj şuydu, bütün bunların açığa çıkması için komisyon kurulmalıdır. Bütün bu olayların önüne geçilmesinin yolu budur. İddialı söz de söyledi. Hakikatları araştırma komisyonu kurulsun. Ben bu komisyonun aldığı her karara uymaya hazırım. Hiçbir şekilde tartışmadan komisyonun alacağı kararlara uyacağını ifade etti. Bu da son derece önemli bir ifade diye düşünüyorum. Hatta bu komisyon eylemsizlik, silahsızlanma gibi meselelerde bile karar verme yetkisine sahip olması gerektiğini söyledi. Bu komisyon işlerse herkesin komisyonun kararlarına uyma iradesi gösterirse bu sürecin barışa ve çözüme dönüşeceğini söyledi."
"31 Ekim'den sonra Öcalan'ın devre dışı olacağı' yönündeki görüşü sorulan Aysel Tuğluk, "Hayır devletle görüşmeler yapıyor. Sürecin içinde dolayısıyla. Zaten kendisine kamuoyunun herkesin Kürtlerin sürecin içinde kalması, hatta bu sürecin öncülüğünü yapması yönündeki beklentileri ifade ettim. Kendisinin d
e devletle görüşmeleri bu sürecin içinde olduğunu gösteriyor. Bu eylemsizlik sürecinin içindedir." diye konuştu. 'Helikopterin indiği MİT başkanının sizinle ve Öcalan ile görüştüğü söyleniyor' şeklideki bir soruya karşılık Tuğluk böyle bir şeyin gerçekleşmediğini dile getirdi.
Tuğluk ve beraberindekiler açıklamalarının ardından olay yerinden ayrıldı.
Bu arada Tuğluk İmralı'dan dönmeden önce ellerinde üzerinde Atatürk'ün fotoğrafının da bulunduğu bayrakla limana gelen iki
genç olayı
protesto etmek istedi. Polisler tarafından olay yerinden uzaklaştırılan gençler, "Buraya onlar geliyor da biz niye gelemiyoruz?" diye tepki gösterdi. Limandaki diğer polisler de gazeteciler arasında saklanan başka protestocu olup olmadığını belirlemek için kimlik
kontrolü yapmak istedi. Ancak gazeteciler izin verilmeyince bundan vazgeçildi. Jandarma ekipleri ise ellerindeki fenerlerle çevreyi tarayarak başka protestocu olup olmadığını kontrol etti.