OYAK, raporun
TÜBİTAK'a ait olmadığını iddia ederken; kamuoyunun beklediği sorulara ise ciddi cevaplar gelmedi. Emekli Askeri
Hâkim Faik Tarımcıoğlu, açıklamanın tatmin edici cevaplar vermediğini belirterek "Savunma ve
öfke var. Çok ciddi bir açıklama şeklinde görmedim." dedi.
OYAK'ın açıklamasında
Danıştay'dan bir yetkilinin kendilerini aramasından bahsedilmesini değerlendiren Tarımcıoğlu, böyle bir telefonun açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini ifade etti. Bunun açıklamayı pek tatminkâr hale getirmeyeceğini vurgulayan Tarımcıoğlu, şöyle devam etti: "TÜBİTAK'ın raporunda gerçekten silme
operasyonu yapıldı mı, yapılmadı mı; bu tespit edilmişse bu
savunmaların geçerliliği çok defa kıymeti harbiyesi olmaz. Ama gerçekten silme yoksa bir
arıza varsa; hani bütün
hafızayı silmişse, olmaz ya, bütün hafıza silinmişse ortada çok ciddi sorunlar vardır. Ona bakmak lazım; gerçekten hafıza, görüntüler silinmiş mi silinmemiş mi? Arıza olur, sökersiniz takarsınız, kaldığı yerden devam eder. Bir arıza bütün bir hafızayı silmez. TÜBİTAK neyi kurtarmış, onları bilmek lazım. Şüpheli hadise bir gün önce, bir gün sonradır. Bizi 'acabaya' götüren hadise odur. Onun cevabı bu açıklamada varsa, bir diyeceğim yoktur."
Emekli Askeri Hâkim Tarımcıoğlu, "Emniyete verilen cihaz, sökülen cihaz mı? O cihazda, silme, hafıza,
sistem bozucu gibi operasyon yapılmış mı? Bu yapıldıktan sonra mı
emniyete verilmiş? Emniyet onu, o gün alır almaz müşterek
tutanak gereğince beraber izlemişler mi?" sorularının sorulup cevabının bulunması gerektiğini vurguladı.
Bütün bu suallerin mutlaka
suçlama anlamına gelmeyeceğine dikkat çeken Tarımcıoğlu, belki bu suale maruz kalanların muhatap olacakları bir savunma olduğunu ve o savunmanın da bunların içinde olabileceğini kaydetti. Birinin suçlamayı kabul etmesinin yeterli olmadığının altını çizen Tarımcıoğlu, "Onu kim
teşvik etti, kim azmettirdi, yanında kimler vardı? O soruların cevabını almayan bir
adalet, adalet olmaz. Arka planı ortaya çıkmazsa, adalet dağıtılmış olmaz. Bir kişiyi cezalandırmak, hiçbir şey ifade etmez. O anlamda eksik bir soruşturmadır ki
Yargıtay, o sebeple bozup
İstanbul dosyalarıyla birleştirmiştir. Yargıtay'ın son yıllarda yaptığı belki en müspet hadiseydi, karardır. Çünkü çok olumsuz kararlar da görüyoruz. Bu anlamda o karar, doğru bir karardır. Gerçeği araştırmayan bir adalet sistemi, bizzat adaletsizlik yaratır." diye konuştu.
Adaleti Savunanlar Derneği (
ASDER) Genel Sekreteri Nurettin
Yavuz ise OYAK'ın açıklamasının süreci anlattığını belirtti. İki senede 7 kere bozulmasının ilginç bir durum olduğuna dikkat çeken Yavuz, açıklamaların pek tatmin edici olmadığını vurguladı.
Emekli Kurmay
Binbaşı Kemal
Şahin de "OYAK eğer samimiydi ise neden ta olayın başından beri olayın içinde değiller ya da açıklama yapmadılar?" diye sordu.
Raporun neden OYAK'a gönderilip savunmasının alınmadığını da soran Şahin, bu işte bir yamukluğun olduğunu belirterek "Eğer yamukluk olmasa normal prosedür uygulanır. Açıklamalardan anlaşılıyor ki burada normalin dışında uygulamalar var. O zaman iki taraftan bir tarafta yamukluk var. OYAK
Güvenlik ya da Danıştay tarafında bir fırıldağın döndüğü besbelli zaten." şeklinde konuştu.
(CİHAN)