ÖSYM başkanının Danıştay korkusu

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YÖK'ün yeni almış olduğu katsayı kararı ilgili bir başka başvuru olursa yeni kararlar da iptal edilirse, sınav takviminin aksayacağını ve üniversitelerin de geç açılmasana sebep olacağını söyledi.

ÖSYM başkanının Danıştay korkusu

Yarımağan, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Mithat Özsan Amfisi'nde düzenlenen "Yapılan Değişikliklerden Sonra Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Danıştay'ın, katsayıya ilişkin düzenlemelerin yürütmesini durdurması ve YÖK'ün iptal istemini reddetmesi üzerine YÖK'ün doğan boşluğu gidermek için yeni bir katsayı kararı uygulaması aldığını söyledi. Yarımağan, yapılan değişiklik hakkında en çok dikkat çeken konunun alan dışı ile alan içi farkının 50 puandan 10 puana indirilmesi olduğunu belirterek, "2010 yılında ek puanın etkisi artmış mıdır azalmış mıdır?. Okul başarısının etkisi azalmış mıdır, artmış mıdır? Alan içi alan dışı etki azalmış mıdır, çoğalmış mıdır?. Ek puanlardan başlarsak. 2009 yılında ek puanın katsayısı 0.24 idi. Bir adayın alabileceği en yüksek ek puan 24 puandı. 24 puanı kapatmak için bir adayın fazladan yapması gereken soru miktarı soruların yüzde 14.2 idi. 2010 yılında ek puan katsayısı 0.5 oldu. Puan farkı en fazla 25. 25 puan bazındaki karşılığı da soruların yüzde 6. 25. Soruların yüzde 14'ünden, soruların yüzde 6'sına geldi. Bunun sonucu olarak ta, ek puan farkı üstesinden gelinebilir, aşılabilir bir fark düzeyine indi. Yani yarı yarıdan biraz daha fazla azalmış oldu. Ağırlık Ortaöğretim Başarı Puanı'nın (AOBP) çarpılacak katsayı, alan için programlar için 0.15, alan dışı programlar için 0.13 olacak. Biliyorsunuz bundan önceki YÖK'ün almış olduğu ve yürütmeyi durdurma kararı tek bir katsayının kullanılmasıydı. Alan içi ve alan dışı eşit katsayı 0.15, yürütmeyi durdurma kararı üzerine 0.15 ile 0.13 olmak üzere iki farklı katsayı uygulamasına geçildi. Bu eski 0.8 ile 0.3'le ilgili olarak ta şunu söyleyeyim. Alan dışı yerleştirmeler nerdeyse imkansız kılan, bir fark yaratıyordu. Bu farkı ben şöyle ifade ediyorum. Türkiye'de sınavda birinci olan bir fen lisesi mezunu, hukuk fakültesine giremiyordu. Girmesi imkansızdı. Oysa benim görüşüme göre, hukuk fakültelerinde fen çıkışlı adaylarda girebilir. Belli düzeydeki yeteneklerin, hukuk fakültelerinde okumak için bu adayların bilgi ve yetenek düzeyleri yetersiz değildir. Hatta çok başarılı da olabilirler. Ama eski sistem aradaki farkın çok büyük olmasından dolayı bunu engelliyordu. Yeni sistem de bu farkın büyük ölçüde azaldığını, çok azaldığını göreceğiz. Peki bu sınavların sonunda alınabilecek en yüksek puan ne olacak?. Sınavda en yüksek 500 alınabilecek. Okul birincisi aday ise AOBP'si de 500 olacak. Ve bu aday kendi alanında bir programa girmek istiyorsa AOBP'si 0.15 ile çarpılacağı için, sınavda alınabilecek en yüksek puan, ek puan hariç 575 olacaktır. Alan dışı programlara girerken alınabilecek en yüksek puan 565 olacaktır. Yani 10 puanlık bir fark var. Bu fark geçen yıl 50 puandı" diye konuştu. Yarımağan, YÖK'ün uyguladığı yeni sistemin çok iyi olmadığını ancak aradaki farkı makası biraz azalttığına dikkat çekerek şunları kaydetti: "Bir kere ben mağduriyet sözcüğünü sevmediğimi belirtmek istiyorum. Hep aynı şeyi söylüyorum. Alan içi, alan dışı arasında, hiç fark olmaması gerektiğini savunanlar var. Bunu savunanlar, başta meslek çıkışları adaylar. Bir taraftan da biraz önce bir öğrencileri dinlediniz. Türkçe Matematik öğrencileri diyorlar ki, eğer alan içi alan dışı farkı olmazsa, bizim gireceğimiz yerlere başkaları girecek. Onlar da alan içi alan dışının daha yüksek olmasını istiyor. Her karar belirli kesimlere biraz daha avantajlı, belirli kesimlere biraz daha avantajlılık sunuyor. Eski sistem adayları kendi alanlarıyla ilgilendiği sürece ödüllendiren sistemdi. Ve kulvar değiştirmeyi neredeyse imkansız kalın sistemdi. YÖK'ün aldığı ilk karar, kulvar farklılığına kapatan bir sistemdi. Bugünkü karara ise kulvarlar arasında çok az bir fark oluşturan bir sistem. Ben bu sistemin eskisinden iyi olduğunu düşünüyorum. Ama tabi ki bunu eleştirenlerde olacaktır. Beğenmeyenlerde olacaktır. Daha iyisi yok mu. Daha iyisi de kişiden kişiye değişiyor. Aradaki farkı ne kadar yapacaksınız. 3--5-15 puan mı?. Bunun çok net bir cevabı da yok." YÖK'ün aldığı son kararın birileri tarafından Danıştay'a götürülmesi ve iptal edilmesi halinde sınav takviminin değişeceğini anlatan Yarımağan, "Sınav takvimini öngördüğümüz biçimde uygulayabileceğiz. Belki başvuru tarihlerinde biraz gecikme olmak üzere, yani gecikirse, birinci sınavı 11 Nisan'ında yapmak istiyoruz. Başvuru 11 Ocak'ta başlatmayı planlamıştık. Bunu 1-2 hafta geciktirebiliriz. Ama aradaki süreyi telafi edebiliriz. Ancak tehlike şu, bu son alınan kararlarla ilgili bir başka başvuru olursa yeni kararlarda iptal edilirse, inşallah olmaz diyorum ben. O zaman sınav takvimi ciddi bir şekilde aksar. Ve bu üniversitelerin geç açılmasına kadar yansır. Önümüzdeki yıl üniversiteler zamanında açılamaz" dedi. İHA
<< Önceki Haber ÖSYM başkanının Danıştay korkusu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER