Şırnak'ın
Cizre ilçesine bağlı Akçay köyünde bulunan 6. İç
Güvenlik Piyade Tugay Komutanlığı'nda görevli Levazım Teğmen
Gökhan Yaşartürk'ün
ölümü 5 yıl sonra aydınlanıyor.
Teğmenin şehit edilmesinde kullanılan 'kayıp'
silah İstanbul Hasdal Kışlası'nda ortaya çıktı. Yaşartürk'ün '
şüpheli' ölümü sonrası bir
korucu tarafından '
kaza' ile vurulduğu ileri sürülmüş ancak
olay yerinde yapılan incelemede kurşunların korucunun silahından çıkmadığı anlaşılmıştı. 2005'ten beri hukuk mücadelesi veren şehit
teğmenin babası Ahmet Yaşartürk, "
Polisin kriminal
arşiv incelemesi sonucunda, olay yerinden toplanan kovanların yine kazaen bir onbaşının şehit olması olayında kullanılan silaha ait olduğu ortaya çıkmasaydı
davanın üstü kapatılmıştı." diyor.
Şüpheli ölüm olayı 2005 yılında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre,
terör örgütü mensuplarının
Küpeli Dağı bölgesine yerleşmelerini engellemek ve
teröristleri etkisiz hale getirmek için iki 'zıpkın timi' oluşturulması emredilir. 23. Jandarma
Sınır Tümen Komutanlığı'ndan gönderilen
faks emrinde, söz konusu timlerin gönüllülük esasına göre seçilerek 2-3 rütbeli ile 6-8 köy korucusundan oluşturulması istenir. Emirde timlerde görev alacak personelin yedek
subaylar, daha önce
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda çalışmamış yardımcı
sınıf subay ve
astsubayların görevlendirilmemesi özellikle belirtilir. Fakat kışlada
ihale işlerine
bakan Levazım Teğmen Gökhan Yaşartürk, görevli olmaması gereken pusu faaliyetinde 8 köy korucusundan oluşan 'zıpkın timi komutanı' olarak görevlendirilir.
Pusu faaliyeti sırasında mevzileri gezen Teğmen Yaşartürk, koruculardan Mehmet Ali Erbey tarafından terörist zannedilerek şehit edilir. Askeri
savcılık, olayla ilgili
soruşturma açar. Olay yerinde yapılan incelemede Erbey'in ateş ettiği mevzide on adet kovan toplanarak kriminal incelemeye alınır. Ancak ilginç bir sonuç ortaya çıkar.
Kovanların olay sırasında görevli olan 8 korucunun silahına ait olmadığı tespit edilir. Konuyla ilgili dava açılır ancak hiçbir sonuç alınamaz.
Teğmen Yaşartürk'ün ailesi olayın peşini bırakmaz. Sivil savcılığa yaptıkları suç duyurusu sonucu Şırnak Ağır
Ceza Mahkemesi'nde 'taksirli adam öldürme' suçundan korucu Mehmet Ali Erbey hakkında 2008'de dava açılır. Mahkeme Yaşartürk'ü şehit eden silahtan çıkan kovanları kriminal inceleme için emniyete gönderir. Polis, kovanları incelerken ilginç bir bilgiye ulaşır. Arşiv taramasında kovanlardan 5'inin 2006'da Şırnak'ta Astsubay
Hamza Güler'in
Onbaşı Ersin Utlu'yu kazaen öldürmesi olayında kullanılan silahtan çıktığını tespit eder. Söz konusu silahın İstanbul Hasdal'daki 23'üncü Motorlu Piyade Tümen Komutanlığı envanterine kayıtlı olduğu öğrenilir. Olay yerinde toplanan diğer beş kovanın ise hangi silahtan çıktığı hâlâ meçhul.
ŞEHİDİN BABASI: KAZA DEĞİL, PLANLI CİNAYET
Şehit Teğmen'in babası Ahmet Yaşartürk,
sivil savcılığın başlattığı soruşturmayla ortaya çıkan bilgilerin kendisini şaşırtmadığını anlatıyor. Yaşartürk, oğlunun kaza ile öldürüldüğüne hiç inanmadığını, olayın planlı bir
cinayet olduğunu iddia ediyor.
Askerî savcının hazırladığı
rapor da Ahmet Yaşartürk'ü destekliyor. Olay yeri inceleme raporlarını okudukça dehşete kapıldığını söyleyen Yaşartürk, oğlu Gökhan'ın vurulduğu yerde kan izine rastlanmadığını öğreniyor. Oğlunun başka bir yerde vurulduğunu iddia ediyor. Şırnak
Ağır Ceza Mahkemesi'nde davanın devam ettiğini aktaran Yaşartürk, korucu Erbey'in raporlara rağmen hâlâ "Teğmeni ben vurdum." demesine anlam veremiyor.