ANLATIN DA BİLELİM BARİ ÇÖZÜMÜNÜZÜ
Bir parti düşünün ki; herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.
Herkes dün söylediğinin bugün tersini savunuyor.
Herkes birbirinin yüzüne gülüyor ama arkasından iş çeviriyor.
Bu partide kim kimin adamı belli değil.
Herkes birbirinden kendini korumak için her türlü atraksiyona hazır vaziyette gardlı dolaşıyor.
Anladınız değil mi hangi parti olduğunu ?
Genelbaşkan; partinin yönetiminden kazık yememeye gayret ediyor, partideki bazı isimler hem eski genelbaşkan hem de mevcut başkana karşı strateji geliştiriyor.
Bütün bu entrikaların arasında bu parti bir de
Türkiye ile kafa buluyor.
Kendisi sorun haline getirdiği meseleleri “biz çözeriz” diyor.
“Nasıl” sorusunun cevabı yok.
“Biz yapacağız biz edeceğiz” gibi gizemli açıklamaların altında bir formülleri olduğunu sanıyorsunuz.
Meğer o da yokmuş.
Millet bu partinin kendisine dayattığı yasaklara “ya
sabır” çekip katlanmaya devam ederken, bu partinin “halkçı” başkanı bir
ümit ortaya attı.
Sonra o ümit memleket meselesi haline getirildi.
Sonra o memleket meselesi,
iktidar harekete geçsin diye yaygaraya dönüştürüldü.
Ve iktidar harekete geçti.
Sonra bu parti birdenbire anlaması güç bir şekilde bağırmaya başladı.
Sonra iktidarın harekete geçmesi bazı kesimlerin gayretleriyle rejim sorunu halini aldı.
Sonra
kıyamet koptu.
Sonra bu parti milletin hevesini kursağında bıraktı.
Tam
başörtüsü sorunu fiili olarak çözülmeye başlamışken, tam da üniversitelere öğrenciler başları örtülü girer hale gelmişken, tam da
toplum bu çağdışı yasağı zihinlerden silmişken birdenbire bu parti herkesin ayağına çelme taktı.
Çelme takmakla kalmadı üstelik bir de bütün Türkiye'ye nanik yaptı.
Binlerce kız; sessiz sedasız, ızdıraplarını içlerine atarak okul önlerinde başlarını açıp okula giriyordu.
Herkes; bu partinin Türkiye'yi mecbur bıraktığı yasağa lanet ederek durumu kabullenmek zorunda kalmıştı.
Bu parti ortaya çıkıp çözümden bahsetmeye başlayınca; yayın arşivlerinden çıkarılan kızların başlarını açmak zorunda kaldıkları o utanç görüntüleri yeniden televizyonlarda gösterilmeye başlandı.
Kanallar sabahtan akşama kadar “başörtüsü çözümü” diye, özel hayatı hiçe sayıp o içleri kan ağlayarak örtülerini başlarından çekip alan kızların baş açış görüntülerini yayınladı.
Hala da yayınlıyor.
Başları örtülü derse giren kızlar, 2010 Türkiyesinde arkadaşlarının önünde hakarete uğrayıp derslerden çıkarılmaya başlandı.
Ve son olarak
Ankara Çubuk'a tatbikat dersine götürülen başörtülü kız öğrenciler, üniversitenin
servis aracından indirildi.
Bu parti ortaya çıkıp da “başörtüsü sorununu biz çözeriz” demeden önce bu görüntüleri yaşamıyorduk.
Bu yasağa ve bu ayıba lanet ediyorduk ama insanı aşağılayan bu görüntüleri ve haberleri en azından artık görmüyorduk.
Bu partinin çözüm söylemi bile topluma eski acıları yaşatmaya yetti.
Çözüm kutusundan millete atılmış koskoca bir kazık çıktı.
Aslında bu durum toplum için
sürpriz olmadı.
Bir parti için toplum nazarındaki en rencide edici olması gereken şey gerçekleşti.
Ve millet bu partinin zaten bu konuda bir türlü güvenemediği çözüm sözlerinin samimi olmadığını gördü.
Gelinen noktada başörtüsü meselesi bir kez daha rafa kalktı.
Fakat günlerdir binlerce
genç kızın, anne-babanın, eşinin, çoluk çocuğunun ümitleriyle oynandı.
Onlara “alın size
şeker” denilerek, yeni bir acı ve hüsran yaşatıldı.
Şimdi bu partinin genelbaşkanı, milletle dalga geçer gibi “laikliğe çok takılıp kaldık sosyal sorunlarımız var” diyor.
Hasbinallaah…
“Nasıl” sorusunu bugüne kadar laf kalabalığıyla geçiştirme yöntemi izleyen bu partinin yöneticileri; artık bu defter kapandığına göre çözümlerinin ne olduğunu bari anlatsalar da öğrensek.
Olayı; ilkokuldu, kamuydu, resepsiyondu gürültüsüne boğmadan, çıkıp toplumun önüne “biz başörtüsü sorununu şöyle çözecektik” diye formüllerini ortaya koysunlar.
Bu partinin yöneticileri yıllardır sanki Köşk'teki resepsiyonlara katılıyorlarmış gibi, şimdi “isteyen katılır” diyerek ne kadar özgürlükçü olduklarını gösteriyorlar akıllarınca.
Geçeceksiniz.
Cumhurbaşkanının resepsiyonuna katılmaları ya da katılmamaları inanın milleti hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Bu parti çözümsüzlüğe sürüklediği başörtüsü meselesini nasıl çözeceğini millete açıklamadıkça, Türkiye'nin meseleleri bu partiyi aşar.
İş işten geçti anlatın da bilelim artık; şu yedi bohçaya sarıp sarmaladığınız, sır gibi sakladığınız, ortaya çıkarmaya kıyamadığınız çözüm neymiş ?
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]
twitter.com/aabdulkadiroglu
Günlük programında
Abdullah Abdulkadiroğlu'nun konuğu olan
CHP lideri Kılıçdaroğlu, başörtüsü meselesiyle ilgili soruları cevaplamış, Sorunu nasıl çözeceklerine hiç değinmeden sadece ''başörtüsü meselesini çözeceğiz'' demişti: