Başbakanın kendisini bizzat tanıdığını söyleyen Watson, "Onunla röportaj yaptım. 2009 yılında bir televizyon ekibi ile birlikte özel uçağına davet edildim. Daha sonra birçok kez onunla kampanya otobüsünde bire bir röportajlar yaptım. İddia edildiği gibi ajansam, bu, Türkiye'de büyük bir güvenlik açığı bulunduğunu gösterir" dedi.
CNN’in ünlü medya programı “Reliable Sources”ın sunucusu Brian Stelter’ın sorularını İstanbul’dan cevaplayan Watson, “Çalıştığım birçok ülkede güvenlik güçlerinin beni taciz etmesine alışkınım. Bu nedenle İstanbul’da bana yapılan muamelenin fazla sert olduğunu düşünmedim. Bu olayı yaşadığım diğer benzer durumlardan ayıran tek özellik canlı yayın sırasında gerçekleşmiş olmasıydı. Bu nedenle hem ana akım medyada hem de internette yaşananlar büyük ilgi topladı. Türkiye’de bu olay manşetlere taşınırken, dünyanın birçok diğer ülkesinde de haber oldu. Belki de bu yüzden Türkiye Başbakanı parlamentoda bir konuşma yaparak bu konuya bizzat değindi” dedi.
Watson sözlerine, “İşte ne zaman ki Başbakan Erdoğan ulusal televizyon kanallarında yayınlanan bu konuşmayı yaptı, o zaman bu konu münferit, küçük bir olay olmaktan çıkıp ciddi bir konuya dönüştü” diyerek devam etti.
Deneyimli gazeteci başbakanın konuşmasında kendisine sadece hakaret etmekle kalmadığını onu, “İş üzerinde yakalanmış bir casus olmakla da” suçladığını belirtirken, “Bu, Türkiye’de önemi sonuçlara ve yaptırımlara yol açabilecek çok ciddi bir suçlama” dedi.
İDDİALAR GÜLÜNESİ VE ABSÜRT
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin kendi problemleri konusunda medyayı suçladığını iddia eden Watson, “Bunu birçok başka ülkede, hatta ABD’de gördüğümüz oluyor. Ancak burada diğer tüm ülkelerden farklı bir durum söz konusu çünkü bana yöneltilen iddialar, gülünecek derecede absürt. Ve bu absürt iddialar bu ülkedeki en güçlü adam tarafından, başbakanlık ofisinin bizzat akredite edip sarı basın kartı verdiği bir gazeteciye, bana yöneltiliyor” dedi.
BENİ TANIYOR
Hürriyet'de yer alan habere göre,Watson sözlerine, “Ben Türkiye’de 12 yıl geçirdim. İlk olarak National Public Radio için, son beş yıl boyunca da CNN muhabiri olarak burada çalıştım. Hem başbakan hem de yakın çevresindekiler beni bizzat tanıyor. Onunla röportaj yaptım. 2009 yılında bir televizyon ekibi ile birlikte özel uçağına davet edildim. Daha sonra birçok kez onunla kampanya otobüsünde bire bir röportajlar yaptım. Yani eğer Başbakan’ın parlamentodaki konuşmasında iddia ettiği gibi bir casussam, bu Türkiye’de ciddi bir güvenlik açığı olduğu anlamına gelir! Yani ben CNN muhabiri olarak görev yaptığım son beş yılda Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ile de Dışişleri Bakanı ile de birebir röportajlar yaptım! “ diyerek devam etti.
İSTANBUL’DAN AYRILIYOR
Önceden planlandığı şekilde görevine Hong Kong'da devam edecek olan Watson'a Stelter İstanbul ve Türkiye ile ilgili görüşlerini de sordu. Watson, “Ben bu ülkeye özellikle de İstanbul şehrine on yıldan uzun süredir aşığım. İstanbul’a ilk kez ayak bastığımda aşık oldum, gerçekten çok tarihi, kültürel, zengin, büyülü bir şehir. Çok sevdiğim mahallelerin, sokakların son bir yıl boyunca tekrar ve tekrar bir savaş alanına çevrilmiş olması beni çok ama çok üzüyor. Bu mahallelerde yaşayanların, siyasi çatışmalarla hiç bir alakaları olmamasına rağmen pencerelerinden içeri atılan biber gazından etkilendiğini görmek, polis tarafından korkutulmalarına şahit olmak, o sokaklarda protestocuların molotofkokteylleri, taşlar attıklarına şahit olmak beni çok üzdü. Ayrıca bir kaç hafta sonra kariyerimin bir sonraki bölümüne, Hong Kong’a geçecekken bunları yaşamış olmak gerçekten ağzımda çok acı bir tat bıraktı” dedi.