Şehit cenazesinde hükümet aleyhine slogan atılması olayını
Ergenekon sanığı
emekli Orgeneral Hurşit
Tolon bizzat tertiplemiş.
2006'da Erimli beldesinde PKK'nın mayınlı saldırısı sonucunda şehit olan Yarbay Yılmaz'ın cenazesine
Başbakan Erdoğan ve dönemin
Meclis Başkanı
Bülent Arınç da katılmıştı. Arınç ve Erdoğan'ın acılı aileye taziyede bulundukları sırada bir grup, hükümeti ve Başbakan'ı
hedef alan sloganlar atmış, camide büyük bir
arbede yaşanmıştı. O cenaze töreninde bulunan isimlerden biri de
OHAL Gazileri ve Şehit Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Müslüm
Öztürk'tü. Öztürk, o günkü arbedenin, Tolon Paşa'nın "Ne duruyorsunuz, hükümeti
protesto edin, bağırın, çağırın" şeklindeki kışkırtmaları sonucu yaşandığını açıkladı.
BAĞIRIN ÇAĞIRIN DİYE KIŞKIRTTI
Öztürk olayı şöyle anlattı: "Bizler şehidimizin ardından yas tutup, huşu içinde cami avlusunda beklerken Tolon Paşa yanımıza geldi ve 'Ne bekliyorsunuz? Burada köşede neden duruyorsunuz? Girin
halkın arasına... Bağırın, çağırın. Bu kandan hükümet sorumludur. 'Bu sizin eseriniz' diye sloganlar atın' dedi. Bir cenaze söz konusu idi ve Tolon Paşa bizden hükümet aleyhine slogan atmamızı istiyordu. Bizim grup sessiz kaldı, ancak malum, o gün camide bu yönde sloganlar atıldı, arbede yaşandı. Biz tabii o günler Tolon Paşa'nın hedefini ve amacını bilmediğimizden, 'acısından bunları yapıyor' diye düşünüyorduk. Meğer gerçek amacı bizleri kullanarak ülkede
kaos meydana getirmekmiş."
ŞEHİT AİLELERİNDEN NE İSTEDİ?
Vakit'in
Ankara Bürosu'nu ziyaret eden Öztürk,
Ergenekon Terör Örgütü'nün
şehit ailelerini kirli emellerine nasıl alet istediğini ortaya koyan açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"
Hurşit Tolon Paşa bizi sıklıkla arardı. Sürekli bizi hükümete karşı hareketlendirme çabası içindeydi. Hemen her aradığında, 'Artık ne bekliyorsunuz? Birlik olun ve birlik içersinde hükümete karşı
koyun' derdi. Yine bizi
Cumhuriyet mitinglerine davet etti. Mitinge kendi derneğimizin flamaları ile katılmamız konusunda uyardı. Bu eylemlere şehit derneklerinin katılmasının önemini anlatırken, 'Siz de katılın ki bizim mücadelemizin haklılığı ortaya çıksın. Yanımızda durun. Birlikte bu hükümeti devirelim. Sizin desteğiniz bizim elimizi güçlendirir' diyordu. 'Biz katılmayacağız' şeklinde düşüncelerimizi aktarıp, fikirlerimizi sunduğumuzda ise Paşa bir gün sinirlenerek, 'Siz görmüyor musunuz... Bu ülkede
terörden bu hükümet sorumlu.
Ermeni siyasetçiler Meclis'te sizi mi temsil ediyor? Birlikte onları def etmek için yanımızda olun' diyecek kadar ileri gitmişti."
TOLON PAŞA'NIN PROVOKASYONU
"Sürekli davetler geliyor. 'Şurda bir toplantı olacak, siz de katılın' şeklinde. Hurşit Paşa basına kapalı bu toplantılarda bize sürekli olarak şehit cenazelerinde aktif rol almamız gerektiğini anlatıyordu. Saatlerce hükümeti kötülüyor ve 'Az kaldı, kurtulacağız' diyordu. Hatta
Kocatepe Camii'nde şehit Yarbayımız Alim Yılmaz'ı uğurlamak için bir araya geldiğimizde, Tolon Paşa yanımıza gelmiş ve bizleri şaşırtacak bir başka teklifi ile karşımıza çıkmıştı. Bizler saf tutmuş bir köşede görevimizi yerine getirirken, yanımıza gelen Tolon Paşa, 'Ne bekliyorsunuz? Burada köşede neden duruyorsunuz? Girin halkın arasına... Bağırın, çağırın. 'Bu kandan hükümet sorumludur', 'Bu sizin eseriniz' sloganları atın demişti. Bir cenaze söz konusu idi ve Tolon Paşa bizden hükümet aleyhine slogan istiyordu. Biz tabii o günler Tolon Paşa'nın hedefini ve amacını bilmediğimizden 'acısından bunları yapıyor' diye düşünüyorduk. Meğer gerçek amacı bizleri kullanarak ülkede kaos meydana getirmekmiş."
FİŞLEMECİ YAZICIOĞLU VE TOLON PAŞA İLİŞKİSİ
"Bizi Tolon Paşa ile aslında
Başbakanlık eski Müsteşarı
Yaşar Yazıcıoğlu tanıştırmıştı. Yazıcıoğlu, Tunalı
Hilmi caddesindeki çalışma ofisine bizleri davet eder, sohbetler gerçekleştirirdi. Yoğun güvenlik önlemleri vardı bürosunda... Her yerde kameralar ve güvenlik güçleri... Sürekli olarak Yazıcıoğlu, hükümet aleyhine konuşurdu. Durmadan hükümetin kendince yanlış politikalarını masaya yatırır ve bu hükümetin halk tarafından uzaklaştırılması gerektiğine inanırdı. Meclis önünde bizim eylemler yapmamızı ister, ülkenin çeşitli yerlerinde örgütlenen hükümet karşıtlığı ile tanınan
platformların içinde yer almamızı isterdi. Ulusalcıların sağda solda buluştukları birçok toplantıda Yazıcıoğlu, organizatör görevi yapardı. Bizleri ise hep gizli toplantılara o çağırırdı. Birçok emekli
subay ve başka kurumlardan emekli olmuş bürokratların katıldığı toplantılarda hükümet hep hedefte olurdu. Her konuşmacı siyasetçi edasıyla keskin çıkışlar yaparak siyasileri vatan hainliği ile suçlarlardı. 'Bunlar Türk değil' deyip dururlardı. Öyle bir toplantıda Yazıcıoğlu bizi Tolon Paşa ile tanıştırmıştı. Ondan sonra Tolon Paşa bizi sayısız defa yanına davet etti, sürekli de
telefon ile aradı."
ADD NASIL TEHDİT EDİYOR?
"Bir dönem uğradığımız haksızlıkları Vakit ile paylaşmaya başlayınca işler de değişmeye başladı. Sesimiz, kulağımız olan Vakit ve milli-manevi değerlere sahip diğer basın kuruluşları sıkıntılarımızı dile getirip bizim sözlerimize yer vermeye başlayınca, ilk tehdit ADD'den geldi. Bizim lehimize çıkan haberleri kesip, çoğaltıp, platform üyeleri ile paylaşıyorlar, bizler hakkında asılsız iddialar gündeme getiriyorlardı. Hatta bizi kapatmakla bile tehdit ettiler.
Çankaya İlçe Şube yetkilileri, 'Bu şekilde devam eder ve dinci basına demeç verirseniz, sizi kapattırırız' diyecek kadar ileri gittiler."
ÇÖMEZ DE DEVREDE
"Vekilliği döneminde ve sonrasında
Turhan Çömez ile de 3-4 görüşmemiz oldu. Bu görüşme talepleri bizden değil ondan geldi. Telefonla bizi arıyordu. Ben bir keresinde şehit ve gazi yakınlarının sorunlarını iletip kendisinden
destek istedim. O zaman milletvekiliydi. O bana, 'Kardeşim çok sayıda şehit derneği var. Acilen bir araya gelip sesinizi yükseltin. Yakınmayın, eylemlerinizi gerçekleştirin' demişti. Çömez'in amacını anlamaya çalışıyorduk ancak bugüne nasip oldu. Meğer bizi hep kendi içinde bulunduğu hükümete karşı kullanmak istiyormuş."
PERİNÇEK'LE GÖRÜŞMELER
"
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek ile de görüşmemiz oldu. O kadar inandırıcı konuşuyordu ki beni bile etkiledi. Emperyalizm konusunda görüşleri etkileyiciydi. Terör konusunda da... İlginçtir ki o da AK Parti'de siyaset yapanların birçoğunun Ermeni olduğunu savunuyordu. Hatta Başbakanımızın kesin Ermeni olduğunu vurguluyordu."
"Perinçek, çok sayıda şehit dernekleri ile görüşüyordu. İlişki içindeydi... Ne yazık ki bazı arkadaşlarımızı da kullandı. Kendi
genel merkezinde yazdığı açıklamaları şehit derneği temsilcilerine kendi açıklamaları gibi okuttu. Açıklamalarda şehit yakınlarının sorunları ve terörden çok, hükümete eleştiriler vardı. Bizzat genel merkez yetkilileri de, açıklamalar yapılırken şehit yakınlarının yanında dururlardı."
VAKİT