"ASIL HEDEF HALK BANKASI SÖYLEMİ YALAN"
Söz konusu operasyon konusunun çeşitli çevrelerce minder dışına taşınmak istendiğini belirten Arslan, operasyonla ilgili ortaya atılan 'esas hedef Halk Bankası' iddialarını da cevapladı: "Yolsuzluk operasyonuyla ilgili iddia edildiği gibi hedef Halk Bank değil. Halk Bankası'nın hedefe konduğu, yabancı ülkelerin zaten Halk Bank'tan rahatsız olduğu dillendiriliyor. Bunlar doğru iddialar değil. Adli kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre olay Halk Bank Genel Müdürüyle sınırlı görünüyor. Dolayısıyla burada bir yolsuzluk var ve bu yolsuzlukla ilgili önemli bulgular bulunuyor."
"OLAYI DIŞ MİHRAKLARA BAĞLAMA GÜNDEM SAPTIRMA"
Arslan operasyonla ilgili asıl meselenin gözden kaçırıldığını dile getirerek, gündem saptırmaya yönelik oluşturulan argümanların birer gözden kaçırma projesi olduğunun da altını çizdi:
"Türkiye'de ne olsa bu 'bir İsrail projesi, Erdoğan'sız bir Türkiye oluşturulmaya çalışılıyor, AK Parti'ye bir operasyon bir darbe' olarak algılanıyor. Bunların hepsi operasyondur. Bunlar gündemi saptırma, olayı gözden kaçırma projeleridir. Sayın Arınç ve Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarına baktığımızda bu söylemin hükümet tarafından da kabul gördüğünü yorumlayabiliriz."
"GÖREVDEN ALINANLAR USULE AYKIRI HAREKET ETMEMİŞTİR"
Operasyonla ilgili saptırmaya yönelik söz konusu iddiaların, ve polise/savcıya yönelik ithamların ayaklarının yere basmadığına dikkati çeken Arslan, gündemde tartışılmaya devam eden çok önemli bir noktaya da işaret etti:
"Bu operasyonda görevden alınan bütün isimler (Emniyet Şube müdürleri) bizzat Başbakan tarafından 7 Şubat olayları sonrası atanan isimlerdir. Sonrasında diyelim ki İstanbul'daki müdürler bir usule ilişkin hata yaptılar. 2005 tarihli bir adli kolluk yönetmeliği var. Orada bu tip durumlarda polisin sadece savcının yetkisi altında olduğunu ve sadece savcıya karşı sorumlu olduğunu, kimseye bilgi ve belge vermek zorunda olmadığını bizzat AK Parti belirlemişti. Usulen 'neden yöneticilerinize bilgi vermediniz?' denilebilir ama soruşturanlar da kendi amirlerini soruşturmuşlar. İçişleri Bakanı'nın konudan haberdar olması halinde konu nasıl yürürdü ondan emin değilim."
SAMANYOLUHABER.COM