Tartışmaların odağındaki Mahkeme Başkanı Osman
Kaçmaz'ın, yasal süre dolduktan 28 gün sonra verilen
itiraz dilekçesini işleme koyduğu belirlendi. Mahkemenin '
Kayıp Trilyon davasında
vergilerim zarara uğratıldı.' diyen eski
Yargıtay üyesi Cahit Nalbantoğlu'nu davanın zarar göreni olarak kabul etmesi de ikinci bir usul hatası olarak değerlendiriliyor. Çünkü başsavcılığın Gül ile ilgili verdiği
takipsizlik kararına ancak 'suçtan zarar gördüğü' varsayılan
Maliye Bakanlığı'nın itiraz edebileceği belirtiliyor.
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 173. maddesine göre suçtan zarar görenin, 'kovuşturmaya yer olmadığı'na dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde itiraz dilekçesi vermesi gerekiyordu. Bu tarih, kararın açıklandığı 2 Haziran 2008'den itibaren başlıyor ve 1
7 Haziran'da doluyordu. Mahkeme dosyasındaki bilgilere göre bu süre içerisinde başta
Maliye Bakanlığı olmak üzere hiçbir yerden itiraz başvurusu yapılmadı. Takipsizlik kararı 17 Haziran günü televizyon ve ajanslarda, 18 Haziran günü de ulusal gazetelerde yayımlanarak kamuoyuna duyurulmuştu. Süreç bu tarihler dikkate alınarak yürütülse bile yasal itiraz süresi içinde dilekçe verilmediği sonucu ortaya çıkıyor.
Hukukçular, hastalık hali gibi mücbir sebepler halinde 15 günlük yasal sürenin alınan
rapora göre uzayabileceğini belirtiyor. Ancak dosyada, itiraz eden
emekli Yargıtay üyesi Cahit Nalbantoğlu'nun sağlık durumuyla ilgili herhangi bir rapor yer almıyor. Dosyadaki bilgilere göre, Nalbantoğlu,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına 15 Temmuz 2008'de
Erdek Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçeyle itiraz ediyor. Nalbantoğlu, dilekçesinde 'Seçmenlik sıfatı bulunduğunu, bir siyasi parti ile vatandaşı olduğu devletin hazinesi arasındaki ilişkinin denetlenmesini' savunuyor. Erdek Başsavcılığı da dilekçeyi aynı gün işleme koyuyor ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na
havale ediyor. Ankara ve
Sincan başsavcılıkları, Cumhurbaşkanı'nın dokunulmazlığının bulunduğu, itiraz eden Nalbantoğlu'nun ise suçtan zarar gören olmadığı gerekçesiyle itirazın reddini istiyor. Ancak Sincan
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
Osman Kaçmaz, CMK'daki yasal süreye uymayan dilekçeyi usul yönünden (yasal süreye) incelemeyerek kabul ediyor. Bu yüzden Sincan Mahkemesi'nin kararının CMK'ya aykırı bir usul hatası olduğu belirtiliyor.
Sincan Ağır Ceza'nın, 'vergilerim zarara uğratıldı' diyerek başvuran Nalbantoğlu'nu davanın zarar göreni olarak kabul ederek ikinci usul hatasını yaptığı ifade ediliyor. Başsavcılığın Gül ile ilgili verdiği takipsizlik kararına ancak "suçtan zarar gördüğü" varsayılan Maliye Bakanlığı'nın itiraz edebileceği belirtiliyor. Kayıp Trilyon'la ilgili hem ceza hem de alacak davasında
Hazine adına Maliye Bakanlığı müdahil olmuştu. Ancak hakim Kaçmaz, atılı eylemden doğrudan olmasa da, vatandaş olarak zarar gördüğü ve itiraza hakkı olduğunu savunarak, tartışmalı karara
imza attı. Karar, CMK'nın 173. maddesine dayanarak incelendi. Buna göre, savcılıkça verilen takipsizlik kararına
mahkeme suçtan zarar görenin itirazı üzerine karar verebiliyor. Hukukçular, suçtan zarar görenin Maliye Bakanlığı olduğunu vurgulayarak, "Eğer vergi veren vatandaş suçtan zarar gören kabul edilirse bütün TC vatandaşları için takipsizlik kararına itiraz hakkı doğar. Bu durum takipsizlik kararını re'sen (kendiliğinden) inceleme anlamına gelir." görüşünü savunuyor.
Ankara Başsavcılığı,
şüpheli yerine 'şikâyet edilen' diyor
Sincan 1.
Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Osman Kaçmaz'ın Gül için 6 kez kullandığı 'şüpheli' ifadesinin yasadan kaynaklandığı iddiası itibar görmedi. Bazı gazetelerde dün açıklamaları yayınlanan Kaçmaz, "Cumhurbaşkanlığı'ndaki görevliler, CMK'nın 2. maddesini açıp okusunlar. Şüpheli sıfatı, soruşturmanın başladığı andan itibaren kullanılmaya başlanır. Suç şüphesi altındaki kişiye şüpheli denilir. Cumhurbaşkanı da başbakan da genelkurmay başkanı da olsa aynı sıfat kullanılır." dedi. Kaçmaz böyle derken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bakanlar ve milletvekilleri hakkında düzenledikleri fezlekelerde bile şüpheli yerine 'şikâyet edilen' ifadesini
tercih ettiği öğrenildi. Tartışmalı karar önceki gün Başsavcılığa ulaştı.
Başsavcılık kaynakları, kararı inceledikten sonra Adalet Bakanlığı'ndan
kanun yararına bozma talebinde bulunup bulunmamaya karar verecek.
HAKİM
YARSAV ÜYESİ
Bu arada hakim Osman Kaçmaz'ın yargıda ideolojik bölünmeye yol açtığı gerekçesiyle eleştirilen Yargıçlar ve Savcılar Birliği üyesi olduğu öne sürüldü. Kaçmaz'ın verdiği ve temyize götürülen kararların büyük bölümü Yargıtay Ceza Daireleri tarafından bozuldu. Kaçmaz'ın son 4 yılda temyiz edilen 185 kararından 161'i kanuna aykırı bulunarak bozuldu.