Cevahir Otel'de konuyla ilgili
basın toplantısı düzenleyen gazeteciler, ardından suç duyurusu dilekçelerini teslim etmek üzere Beşiktaş'taki
İstanbul Adliyesi savcılığına gitti. Toplantıya Genç Siviller de, "İpekçi,
Mumcu, Dink bir daha asla", "
Andıç bir daha asla", "
Balyoz bir daha asla" yazılı dövizlerle
destek verdi.
Taraf gazetesinde yer alan haberle gündeme gelen Balyoz
darbe planında tutuklanacak gazeteciler olarak gösterilen 37 gazeteciden 28'i, planı hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Gazeteciler, suç duyurusu öncesi Cevahir Otel'de basın toplantısı düzenledi. Gazeteciler adına basın açıklamasını
Sabah gazetesi
köşe yazarı Nazlı Ilıcak yaptı.
Türkiye'nin uzun yıllardan beri askeri darbelere maruz kalan bir
ülke olduğunu hazırlatan Nazlı Ilıcak, Taraf gazetesinin yayınlandığı haberle,
harp oyunu adı altında gizlenen ayrıntılı bir
darbe planının ortaya çıkarıldığını iddia etti. Sözde harp oyununda, gazetecilerin tutuklanacaklar ve faydalanılacaklar diye tasnif edildiğini dile getiren Ilıcak, özellikle parlamentoda temsil edilen siyasi partileri harekete çağırdı. Parlamentoların darbe eğilimin önünü kesmesi için yapması gerekenleri sıralayan Ilıcak, EMASYA Protokolünün iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
Anayasa'nın 145. maddesine farklı yorumlara sebebiyet vermeyecek şekilde netlik kazandırılması gerektiğini vurgulayan Ilıcak, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay'ın kaldırılması gerektiğini söyledi. İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin iptal edilmesi ve 'Cumhuriyeti korumak ve kollamak' tanımının yanlış değerlendirilmesinin sonlandırılması gerektiğini aktaran Ilıcak, konuyla ilgili
Meclis Araştırma Komisyonu'nun kurulup, Meclis'in konuya bir an önce el koyması gerektiğini dile getirdi.
Tutuklanacaklar listesinde adı yer alan gazeteciler, ardından şikayet dilekçelerini iletmek üzere Beşiktaş'taki özel yetkili Ağır
Ceza Mahkemesi'ne gitti.
Dilekçe'de, Balyoz harekat planını hazırlayanların Türk Ceza Kanunu'nun 309, 311 ve 312'nci maddelerini ihlal ettikleri belirtilerek şöyle denildi: "
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni, TBMM'yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya ya da engellemeye teşebbüs suçunu işlerken 37 gazetecinin tutuklanacağını belirtmişlerdir. Darbe suçundan etkilenecek gazeteciler sıfatıyla bu suç duyurusunu yapıyoruz"
FAYDALANILACAK GAZETECİLER DE SUÇ DUYURUSNA DAVET EDİLDİ
Basın toplantısının ardından suç duyurusunu
imzalayan gazeteciler soruları cevapladı. Basın mensuplarının "Faydalanılacaklar listesinde yer alanlar arasından sizinle irtibata geçip 'biz de katılmak istiyoruz' diyenler oldu mu?" şeklindeki soru üzerine Nazlı Ilıcak, zaman darlığından dolayı diğer listede yer alan 137 gazeteciyle irtibata geçemediklerini ifade etti. Ilıcak ancak buradan kendilerine açık davette bulunduklarını ve isterlerse bu suç duyurusuna katılabileceklerini ifade etti.
Ardından söz alan
Cengiz Çandar, tutuklanacaklar listesinde yer alan gazetecilerin haricinde faydalanılacaklar listesinde yer alan bazı gazetecilerin bu konuda asıl
mağdur olduğunu vurguladı. Çandar, "137 kişilik faydalanılacaklar listesini kirli planın asıl mağdurları olarak görüyoruz. Bu ayrımı yapanların yapılanların hukuki sorumluluğunu da üstlenmesi gerekiyor. Bazı gazeteciler malum durdukları yerden dolayı mağdur olmamıştır ancak, bu listede yer alan 137 kişiden bazıları da tepki gösterdiler. Biz buradan onların da katkısını bekliyoruz. Bu onlara açık bir tekliftir." şeklinde konuştu.
DUMANLI: ARTIK MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR
Türkiye'de son dönemde yaşanan olayların artık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştığını vurgulayan
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü
Ekrem Dumanlı, "Malesef durum bu. Son birkaç senedir gördüğümüz Sauna, Eryaman,
Ergenekon çetesi, AKP ve Gülen'i bitirme planı,
Kafes Eylem Planı,
Hrant Dink cinayeti, Malatya'daki insanlara karşı işlenmiş cinayet, Trabzon'da işlenmiş cinayet. Bu bir süreç, buna herkes ama herkes karşı olmak zorunda. Bunu yokmuş gibi farz etmek de doğru değil.
Türk Silahlı Kuvvetleri gibi ağır suçlamalarda resmi makamların da mutlaka adım atması lazım. Andıçlar,
eylem planları,
darbe planları, silahlar,
bombalar çıkıyor harekete geçilmiyor. Maalesef Türkiye ciddi bir
tehlike ile karşı karşıyadır. Türk demokrasisi ciddi bir tehlike ile karşı karşıyadır." diye konuştu.
HÜSEYİN GÜLERCE:
CUNTACILAR CAMİYE BOMBA KOYDURUR MU? EVET KOYDURUR
Basın toplantısına katılan gazetecilerin ortak noktalarının TSK içinde yer alan cunta yapılanmasına rahatsızlık vermesi olduğunu aktaran Zaman Gazetesi yazarı
Hüseyin Gülerce, TSK ile cunta ayrımının yapılması gerektiğini söyledi.
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un '
Balyoz Darbe Planı' iddialarıyla ilgili "
Allah Allah diye taarruz eden bir ordu camilere bomba atar mı?" şeklindeki sözüne göndermede bulunan Gülerce, "İnançları, düşünceleri, fikriyatları farklı farklı ama aynı listede yer almışız. Bu bizim demokrat duruşumuz, cuntalara karşı duruşumuzdan kaynaklanıyor. Elbette ki ordu bizim ordumuzdur. "Allah Allah" diye hücum eden ordudur ve camiye bomba koymaz. Fakat biz ordudan bahsetmiyoruz, ordunun içersinde en az 60 seneden beri TSK'yı da yıpratan ve orduyla milletin arasını açan cuntacılardan bahsediyoruz. Soruyu şöyle sormamız lazım. 'Cuntacılar camiye bomba koydurur mu?' '
evet koydurur. Çünkü aynı cuntacılar milletin seçtiği Başbakan'ı ve iki bakanını astılar." dedi.
Bu konuda asıl sorunun medyanın böyle vahim iddialara ortak hassasiyet göstermemesi olduğuna işaret eden
Star Gazetesi Yazarı
Mehmet Altan şöyle konuştu: "İddianame yayınlandığında medyanın bir bölümü inanılmaz bir sessizliğe büründü. Dün
Poyrazköy iddianamesine dahil edildi. Haberciliği esas alıp gazetecilik ilkeleri tarafından hareket edildiğinde böyle ayırımlar ortadan kalkar. Türk medyası habercilik ilkeleri açısından hareket ediyor mu önemli olan bu. " şeklinde konuştu.
Toplantıya Genç Siviller de, "İpekçi, Mumcu, Dink bir daha asla", "Andıç bir daha asla", "Balyoz bir daha asla" yazılı dövizlerle destek verdi.
Basın toplantısının ardından Nazlı Ilıcak, suç duyurusuna imza atan gazeteciler adına dilekçeyi vermek için Beşiktaş'taki
İstanbul Adliyesi'ne gitti.
Balyoz Darbe Planı ile ilgili suç duyurusunda imzası bulunan 28 gazeteci şunlar, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan,
Abdurrahman Dilipak,
Ahmet Taşgetiren, Ali
İhsan Karahasanoğlu,
Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı,
Hasan Celal Güzel, Hidayet
Karaca, Hüseyin Gülerce,
Mustafa Karaalioğlu, Perihan Mağden, Akif Emre, Hasan Karakaya,
Kazım Güleçyüz,
Mehmet Ocaktan,
Nuh Gönültaş, Sibel Eraslan, Sadık
Albayrak,
Yavuz Bahadıroğlu,
Emre Aköz,
Serdar Arseven,
Mustafa Erdoğan,
Etyen Mahçupyan, Gülay
Göktürk,
Ali Bayramoğlu,
Murat Belge,
Abdullah Aymaz. (CİHAN)