O çok farklıydı

Turgut Özal, Türkiye’nin kaderini değiştiren, “Çağ Atlayan Türkiye” düşünü zihinlerimize inançla ve yeniden yerleştiren Devlet Adamı…

O çok farklıydı

Devletini ile Milletini kucaklamayı başaran bir siyasetçi... Asık suratlı ve mesafeli değil, her zaman sokakta, halkın içinde ve güler yüzlü bir lider. Türkiye'de enerji, telekomünikasyon, ekonomi politikaları, dış ticaret gibi çeşitli alanlarda önemli gelişme ve ilerlemelerin önünü açmıştır. Ancak, Anayasa reformu, başkanlık sistemi reformu, özelleştirme reformu, eğitim reformu, sağlık reformu, sosyal güvenlik reformu gibi birçok planını da ömrü vefa etmediği için hayata geçirememiştir. Turgut Özal, belki de yukarıda sayılanların hepsinden daha önemli ve daha zor bir şeyi gerçekleştirmiş, Türkiye’de "zihniyet değişimi"ne öncülük etmiş ve bunu başarmıştır. Onun döneminde, Türkiye, değişen dünyanın yeni gerçeklerini öğrenme ve ufkunu genişletme fırsatını yakalamıştır. Turgut Özal dönemi, Türkiye’nin birçok alanda dönüşümü tanıdığı yıllar olmuştur. Dönüşüm, Özal ile toplumsallaşmış, yaygınlaşmış ve derinleşmiştir. Yaşamı etkileyen bir işlevsellik kazanmıştır. Turgut Özal, hayatı boyunca, aktif siyasetle uğraştığı yıllarda ve nihayetinde en üst noktalarda üstlendiği görevlerde de savunduğu düşünceler, ülküler uğrunda çalıştı. Sağlığında sevenleri kadar eleştirenleri de çok oldu. Bugün, birçok kişinin teslim ettiği gibi Turgut Özal’ın anlaşılması zor oldu, zaman aldı. Düşünce ve hamle adamıdır... Turgut Özal, berrak ve çok kapsamlı düşünürdü. Kendini en iyi şekilde geliştirmiş bir düşünce adamıydı. Karşılaştığı sorunları köklü ve makro yaklaşımlarla değerlendirir, kalıcı ve sağlıklı çözümler üretirdi. Tonton görünüşünden asla beklenmeyen cesur ve kararlı bir kişiliği vardı. Üzerine aldığı görevlerde ciddi bir sorumluluk zihniyeti ile hareket eder, neticeyi alıncaya kadar konuyu takip eder, işi bitirirdi. Yüklendiği görevlerde misafir veya kiracı değil, ev sahibi sorumluluğu ile hareket ederdi. İmkânlar arasında gerçekleştirilebilecek en iyi alternatifi seçmeye özen gösterirdi. Uygulamada karşılaşılabilecek sorunları inceler ve çözümlerini önceden geliştirirdi. Çok iyi bir hazırlık yapmadan ortaya çıkmazdı. Uygulamanın başarısını güvenceye almadan eyleme geçmezdi. Eyleme geçince de hızlı ve kararlı bir icra sergilerdi. Bütün bunları yaptıktan sonra da neticeye tevekkül ederdi. Türk toplumunun yetiştirdiği, uluslararası bir lider, bir dünya siyasetçisidir. Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğinde, TBMM’de yaptığı teşekkür konuşmasında; “21. Yüzyıla doğru giderken, üç büyük, üç temel hürriyeti geliştirmenin, sımsıkı korumanın uygar dünyanın önde gelen devletlerinden biri olmamızın vazgeçilmez şartı olduğunu görmeliyiz.” diyen Turgut Özal, bunları düşünce hürriyeti, evrensel anlamda din ve vicdan hürriyeti ve teşebbüs hürriyeti olarak sıralamıştı. Bu hürriyetlerin Türk Milletinin yaşam kalitesini yükselteceğini; dünyanın değişen şartları ne olursa olsun, kendi kaderini tayin etme konusunda milletimizi daha güçlü kılacağını savundu. Özal, her alanda liberal bir anlayışa sahipti. İnançlara saygılı, bireyi esas alan devlet anlayışını, hoşgörü, dayanışma gibi temel değerleri her şeyin üstünde tutardı. Uluslararası bir lider olarak, dış politikada da bu öncelikler üzerinden ülkesi için çalıştı. Dolayısıyla, Özal’ın iç ve dış politikadaki icraatları birbiriyle tutarlıydı. Halkın içinden, sivil, dindar, demokrat Cumhurbaşkanıdır. Cenaze töreninde mahşeri kalabalığın elinde tuttuğu üç pankart; “Sivil, demokrat, dindar cumhurbaşkanıhem Turgut Özal'ın siyasi kişiliğini hem de Türk toplumunun bir Cumhurbaşkanında görmek istediği özellikleri yansıtıyordu. Turgut Özal, İslâm kimliğiyle evrensel değerleri uzlaştıran bir liderdi. Türk milletine, "iman, özgürlük ve bilimin ışığında kendi kapasitesini keşfetme imkânını" sağladı. Siyasi hayatı boyunca dinle barışıktı. Toplumun manevi değerlerine kayıtsız kalmadı, istismara yönelmedi, inandığı için yakın durdu. Partisinin kongresinde kurşunların hedefi olduğu zaman elinden kanlar akarken kürsüye çıktı ve ağzından hafızalara kazınan şu cümle döküldü: 'Allah'ın verdiği canı O'nun izni olmadan kimse alamaz.' Kendisiyle ve değerleriyle barışık bir siyasetçidir. Siyasette reformcu kişiliğiyle öne çıktı. Göstermelik değil, Türkiye'yi dönüştüren yapısal reformlara imza attı. Yerleşik kuralları altüst etti. Deniz kıyafetleriyle kışlaya girdi, şortla askerleri selamladı. Evren'in ardından Çankaya'ya çıkarak siyasetin önünü açtı. Cumhurbaşkanı olunca topluma kapalı Çankaya'nın kapılarını ardına kadar açtı, devletin soğuk yüzünü tonton görünümü ve sempatik hareketleriyle sevimli hale dönüştürmeyi başardı. Korkusuz bir girişimci, reformcu bir liderdir. Türkiye'yi içine kapalı olmaktan çıkardı, ülkenin ufkunu açtı. Bu dönemde sağdan soldan gelen ağır eleştirilerin hedefi oldu. Kimi hamleleri büyük dirençle karşılandı. Türkiye'nin yönünü Avrupa'ya çevirdi, bugün AB'yi savunan çevreler tarafından itikadına varana değin ağır ithamlara maruz kaldı. Onun gözünü ne ithamlar ne de suçlamalar korkuttu. Çünkü “Benim iki gömleğim var; biri bayramlık, diğeri idamlık” diyerek yola çıkan seçkin bir siyaset ve devlet adamıydı. Onun hayal gördüğünü iddia edenler, dudak bükenler icraatları gördükçe, sonuçlar alınmaya başlayınca, yanıldıklarını kabul etmek durumunda kaldılar ve bu büyük hedeflere yöneldiler. Turgut Özal’ın yaptıkları ve gösterdiği hedefler, Türk insanına kendine güvenmeyi, Türk olmaktan gurur duymayı da beraberinde getirdi. O, ekonomide, felsefede, siyasette, dış politikada zihniyetleri değiştirmiştir. Ülkemize “Çağ Atlayan Türkiye” düşünü en iyi şekilde gerçekleştirebilmek için, her türlü yeniliğe açık bir siyasi politika izlemiş, bir fırtına hızı ile zirveye tırmanmış, yine fırtına gibi ülkenin kaderini değiştiren kararlara hiç çekinmeden imza atmıştır. Bir yandan özel sektörde yakın bağlar kurmuş ve özel sektör mantığını benimsemiştir, diğer taraftan ise bürokrasideki geçmişi nedeniyle devlet mekanizmasını yakından tanımaktadır. Ekonominin bu iki farklı boyutuna ek olarak uluslararası finans merkezleri ve kurumlarıyla olan ilişkileri de son derece gelişmiştir. Anadolu coğrafyasının çok renkli insanlarından biridir. Olağanüstü bir zekâya ve tükenmek bilmeyen bir çalışma azmine sahipti. Günlük yaşamdaki bütün davranışlarını renklendiren ve gönüllerde sevgi ve saygı uyandıran engin bir imanı vardı. Davranışlarında doğal ve ender bulunan bir tevazu ve hoşgörüye sahipti. Bir çocuk kadar tertemiz ruha, neşeli ve şakacı bir tabiata sahipti. Çocukların ve gençlerin tonton amcası, sanatçıların ve sporcuların babası, milletin cesur lideridir.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER