Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu'nun hazırladığı raporda helikopterin düştüğünü gören ve
BDDK Raporu'nda ismi geçen E.Ü. ve
babası, ilk kez konuştu.
"Biz balkonda 3 arkadaşla oturuyorduk.
Helikopter karşı yamaçın üzerinden geldi derenin üzerinden geçti. Bu kız da dedi ki; bak baba içinde 4 tane adam var, pilotun başında da başlık var, buradan gittiler, biz de seyrettik. Teke Kayası'nın üzerindeki çamlıkın üstünden geçti" diyen Baba Zülfikar Ü. gördüklerini şöyle anlattı:
"O gün sis yoktu. Helikopter buradan açıktan gidiyordu. Helikopter yamaçtan Keş Dağ'ını dolandı, O arada bir
boğaz var, oradan aşağı aştı. Ben içeri geçtikten sonra o anda kızım seyrediyordu (Bir
duman çıktı.) Kızım bana, 'Baba, bir duman çıktı orada
patlama mı oldu ne olduysa çıkta bir bak' dedi. Dışarı çıktım. Kızım bana 'işte birinci ağaçlık dağ değil, ikinci ağaçlık dağ değil, üçüncü çıplak dağ, oraya düştü' diye yerini gösterdi"
Yazıcıoğlu'nun düşen helikopterini yakından gördüğünü aktaran E.Ü. ise bir ses duyduğunu belirterek o gün olanları şu sözlerle anlattı:
"Helikopter dağa doğru gidiyordu. Orası kapalı değildi tam açıktı parlıyordu. Helikopter gitti gitti aşağı düştü ve orada kayboldu. Daha sonra orada duman görüldü. Çıkan sis yukarı doğru yükseldi"
Helikopterin kırmızı olduğunu da belirten E.Ü, "Hava bugünkü gibi kapalı değildi. Açıktı.
Güneş açmıştı. Her şey netti" dedi.
Olaydan biraz sonra televizyonu açtıklarında "Çağlayancerit'ten
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri Kayseri'ye giderken düştü" haberini görünce ev
telefonundan karakolu aradığını belirten Zülfikar Ü., "Sisne'nin 1.5 km ilerisine helikopter düştü buradan kız da gördü biz de gördük' şeklinde duyuru geçtim. Ancak asker olaydan 2 gün sonra geldi ve bölgeyi yarım aradı. Göksun'a, Maraş'a, Ilıca'ya telefon ettim ama hiçbir yerden bir sonuç alamadım. Bana telefonda 'sen telefonun başından ayrılma' diyorlar başka bir şey demiyorlar. Biz kendilerine yol göstermeye çalıştık kendileri bize tam
destek çıkmadılar" şeklinde konuştu.
Olayları televizyondan yakinen takip ettiklerini belirten Z.Ü., televizyonlardan dinledikleri 'bulmuşlar, Göksun'a getirmişler' açıklamalarının da hepsinin yalan olduğunu kaydetti. Zülfikar Ü. sözlerini şöyle sürdürdü:
"
Asker 2. gün geldi yarım aradı, o dağa çıkamadı. Yukarıda Hüseyin diye biri var. Onun evinin çevresini aradılar askerler. O dağa gidemedi asker. Helikopter nereye gittiğini bilmiyor gibiydi. Dümdüz gideceği yerde, Çamlıtepenin üstünden karşı dağın burnuna doğru vardı. Daha sonra şurada ucunda açıklık olan yere vardı, oradan yine döndü. Siyah ormanlık yere döndü. Oradan aşağı dikildi geri, oradan da geri yukarı doğru dikildi sonra da Keş dağına çakılmış. Güneşli olan açık havada nasıl böyle oldu anlayamadık."