YAŞ kararları ile TSK'dan atılan ve özlük hakları için
dava açan bin 665
subay ve astsubaydan biri olan eski
Yüzbaşı Güray Balatekin işini kaybeden bir asker olmanın yanısıra, işini kaybettiği için eşini de kaybeden acılı bir koca aynı zamanda. TSK'dan atılınca GATA'ya da giremeyen Balatekin'in,
kanser hastası eşi
Aliye Balatekin'in GATA'daki
tedavisi de yarım kalmış ve hayatını kaybetmiş. Güray Balatekin, bir ihracın ardındaki acı hikayeyi anlattı:
KOMUTAN ÇAY BAHÇESİNDEN KOVDU
Ardahan'da görev yaparken, eşimin başörtülü olduğunu gören Garnizon Komutanı M.İ. başını açmasını istedi. Ben de eşimin başını kendi rızasıyla kapattığını ve karışamayacağımı söyledim. Bana ‘TSK'da böyle bir eş olamaz. Ağzınla kuş tutsan bu orduda kalamazsın' dedi. E.İ. önce eşimin sosyal tesislere girmesini yasakladı. Arkadaşlarının davetiyle gittiği sosyal tesisin yanındaki çay bahçesinden de yine E.İ. tarafından kovduruldu.
REVİRE GİRMESİNİ BİLE YASAKLADI
Dosya:http://91.93.103.35/icerik/101115-113126-p1k.jpg
Eşim bu olaydan sonra
mide rahatsızlığı çekmeye başladı. Revire gitmek istediğimiz zaman, rütbeli doktor “Garnizon Komutanı başörtülü olarak burada bakılmasını yasakladı” dedi. Eşime
mide kanseri teşhisi konup sadece sadece GATA'daki onkoloji kliniğinde tedavi olabileceği kararı çıkınca Ankara'ya Kara Havcılık okuluna
tayin edildim. 26
Kasım 1999'da midede ödem birikmesi oluştu.
Acil müdahale edildi. 29 Kasım'da mesaiye gittim. Derse gidince Taktik
Kurul Başkanı
Albay, “Sen derse gitme. TSK ile ilişkin kesildi” dedi.
EŞİME ‘TEDAVİNİ ERTELEDİLER' DEDİM
O günden sonra bir anda bütün sosyal güvencem kesildi. Eşimi GATA'ya götürmem mümkün değildi, kapıdan bile geçemezdim. Çünkü ne askeri kimliğim vardı ne de sağlık karnem. Eşime önce ‘tedavini biraz ertelediler' dedim sonra rahatça başörtüsü takabileceğini söyledim. Tevekküle karşıladı. GATA'daki tedavisi yarım kalan eşim 15
Aralık 1999'da
vefat etti.
TSK, gelse bakardıkdedi ama!..
• Eşinin GATA'daki tedavisi yarım bırakıldığı için hayatını kaybettiğini medyaya açıklamasının ardından Genelkurmay'ın yazılı bir açıklama yapıp “
PKK üyelerine bile bakıyoruz, bir yüzbaşının eşine niçin bakmayalım” dediğini hatırlatan Güray Balatekin, “Bana nasıl bakacaksınız? Kimliğim ve sağlık karnem yok. Zaten kapılara asmışlar ‘Bu
personel giremez' diye. Nereye gideceksiniz? GATA'ya gitmek mümkün değildi. Ağır hasta olduğunu bilerek beni tayin ettiler.Beni ordudan atanlar yazın YAŞ kararını bekleyebilirlerdi.”
Kadın dernekleri de sustu!
•
YAŞ kararlarına dava açanların birinci amacının özlük haklarını elde etmek olduğun belirten Güray Balatekin, kendisinin eşinin ölümünden ötürü ikinci bir hukuk mücadelesini de başlatacağını söyleyerek, “Tabii dava açmayı düşünüyorum Kendi özlük haklarımızı elde edeceğimiz zemine kavuşmamız lazım. Eşimin ölümü bir
cinayettir. Sosyal hukuk devleti ve demokrasinin tesisi açısından eşimle ilgili YAŞ üyelerine cinayetten dava açacağım. Resmen burada bir cinayet var. Bu cinayeti konuşmama rağmen, bu konuyu sahiplenip de benim kaybolmuş haklarımı arayan kadın derneği yok. Bir kadın başörtülü olması nedeniyle hastaneden atılıyor ve sosyal güvencesini kaybediyor. Kadın dernekleri bile buna sahip çıkmıyor. Artık yargı önünde
hesap soracağım” diye konuştu.
Takdirleri sadece 10 ay sürdü
Eski Yüzbaşı Güray Balatekin'e 7 Ocak 1999 günü “genel askeri tavır ve davranışları, aldığı emerleri getirmektedi hızı ve kabiliyeti, görevi başarmadaki gayreti, mesleki sevgisi, mazbut
aile yaşantısı ve sosyal faaliyetlere katkısı” nedeniyle
komutanları tarafından takdir belgesi verilmiş. Aynı Balatekin, bundan yaklaşık 10 ay sonra 29 Kasım 2010'da disiplinsizlik iddiasıyla TSK'dan atılmış.
Kağıt toplama derdi bitti
YAŞ mağdurlarından biri de Denizci S.A.S Başçavuş Osman Aydın. 1996 YAŞ kararlarıyla eşini başörtülü olması nedeniyle disiplinsizlik iddiasıyla TSK'dan
ihraç edilen Aydın, bu karara geçtiğimiz günlerde
itiraz etti. Bir süre İBB Zabıta'da çalışan fakat 2006 yılında ilişiği kesilen Aydın, iş bulamaması nedeniyle son olarak kağıt toplayıcılık yaparak geçimini sağladı. YAŞ kararları nedeniyle
ASDER üyelerinin dava açma hazırlığında olduğunu duyan Aydın'ın “Nasıl hareket edeceğiz” diye ASDER'e uğraması sonucunda ise yaşamı dava açmadan değişti. Aydın, bir özel firmada uzun zaman sabit gelirli bir iş buldu. İş bulduğu için çok mutlu olduğunu ama askerlik görevini yapamadığı için üzgün olduğunu söyleyen Aydın “Tek suçum inançlı olmaktı. Atılmayı hak etmedim. Çok zor günler yaşadım ama hepsi geride kaldı. Şimdi özlük haklarımı geri istiyorum” diye konuştu.