Halen Hatay'da İl
Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve
Organize Suçlar şube müdürü olan Başkök,
Temizöz'ün emrinde çalıştığı dönemi mahkemede anlattı. Başkök,
tanık olarak verdiği ifadede şöyle dedi: "Köylerin çevresini sarar,
arama yapardık.
Cemal Albay'ım gelir milisleri alırdı. Kimi neye göre alırdı bilmiyorum. Oradaki 5-6 karakolun içinde, rütbelilerden oluşan, komutanım Cemal Albay'a bağlı
sorgu ekipleri vardı. Sivil giyinirlerdi"
Duruşmaya 'tanık' olarak çağrılan
Binbaşı Hasan Başkök,
teğmen olduktan sonra Cizre'ye gittiğini ve ilçe
jandarma komando bölük komutanlığı yaptığını söyledi. Komando olarak belli görevleri olduğunu anlatan Başkök, Cizre'deki görevi süresince verilen talimatlarla hareket ettiğini vurguladı. Başkök, "Biz köylerin çevresini sarar, arama yapardık. Cemal Albayım gelir, elindeki istihbari bilgilerle milisleri,
yardım edenleri alırdı. Kimi neye göre alırdı bilmiyorum ama
mülakat yapıp alıyordu." diye konuştu.
Kayıp olaylarının sorulması üzerine Başkök, "Komutanımız emir verirdi, 'şu köye gidin' derdi, biz de giderdik. Şahıslar alınırdı. Karakola götürülürdü. Olayın adli boyutunu bilmiyorum. O dönemde
gözaltı süresi 1 aydı, şahıslar 5-10 gün kalırdı." dedi. Binbaşı Başkök, müdahil avukatların sorusu üzerine,
itirafçılarla birlikte
faili meçhul cinayetler işlediği belirtilen Selim Hoca, Tuna ve
Yavuz kod adlı rütbeli askerlerin sorgu ekibinde çalıştıklarını anlattı.
Davanın öğleden sonraki bölümünde daha önce kimliği deşifre olan
gizli tanık aynı zamanda
sanık olan Hıdır Altuğ'un ifadesi alındı. 'Sokak Lambası' kod adı ile ifade veren Hıdır Altuğ, ifadelerini geri çektiğini ve gizli tanıklıktan vazgeçtiğini belirtti. "Bir inşaat şirketinde çalışırken Hanefi
Avcı ve Recep
Güven, bu ifadeleri vermem için beni ikna ettiler." iddiasında bulundu. Sanık
Cemal Temizöz ise mahkemeye 16 sayfalık yazılı savunmasını verdi. Kızgın olduğu görülen Temizöz, "Bizi dinliyorsanız dinleyin, dinlemiyorsanız bize bir
silah verin, şakağımıza dayayıp tetiği çekelim" diye konuştu.