Öner, başörtüsünü çıkarmak için kendisini ikna etmeye çalışan Nur
Serter'in gözlerinin içine bakarak 'Neden?' diye sorduğunu ancak
cevap alamadığını anlattı.
Toplumun her kesiminde derin izler bırakan 28 Şubat'ın en büyük mağdurları başörtülü öğrenciler,
yasakçı zihniyetin hukuksuz uygulamalarını bir yandan yargıya taşımaya çalışırken, diğer taraftan yarım bıraktıkları eğitimlerine yeniden başlamanın mücadelesini veriyor. İkna odası uygulamasını başlatan
Nur Serter hakkında, başörtüsü mağduru arkadaşı Hanife Gökdemir'le birlikte suç duyurusunda bulunan Nevin Öner, ikna odasından çıktıktan 13 yıl sonra, okuduğu
İstanbul Üniversitesi'ne geri döndü.
'SADECE GÖREVİMİZ' DEDİ
Nur Serter'in o dönemde
İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı olduğunu belirten Öner, Serter'le karşılaşmasını şöyle anlattı: "Birçok arkadaşımız yasak nedeniyle ya okuldan atılıyor ya da üniversite kapısında beklemek zorunda kalıyordu.
Avcılar Kampüsü'ne giderek Nur Serter'i buldum. Etrafındakilerinin neredeyse tamamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin poşetlerini taşıyan öğrenciler vardı. Kendi öğrencilerine burs dağıtıyorlardı. O sırada bir öğrencinin babasının yanında başörtüsünü çıkarıp ağlayarak onu yırttığını gördüm. Hüngür hüngür ağlıyordu. Kızı tanımıyordum ama bu olay o kadar dokunmuştu ki, Nur Serter'e, tüm bunları neden yaptıklarını sordum. Neden dedim. Bana çok sakin bir şekilde sadece 'görevimiz' dedi. Çaresizliğim önümde o denli büyüktü ki, Allah'a sığınmaktan başka seçenek yoktu önümüzde."
40 YAŞINDA İNANCIMLA OKUMAK İSTİYORUM
Öner, "Eğitimli bir neslin kökünü kazıma hamlesi olarak bu sürece inat, okulumu bitirmek istiyorum. 4. sınıftan başlayacağım. 40 yaşımda inancımla okumak istiyorum" dedi. Nevin Öner ve Hanife Gökdemir, davayı sonuna kadar takip edeceklerini söyledi. Gökdemir "Biz ilk suç duyurusunu yaptık. Sadece öğrencileri bilgilendirmek için odaları kurduk' diyor. Ama ben o odaya girdim. Kişisel görüntülerimi benim iznim olmadan
kayıt altına almışsa o görüntüleri çıkarmaya mecbur. Şu anda bu suçu işlemeye hâlâ devam ediyor" diye konuştu.
Vekil olmazsa
delil karartmaktan yargılanabilir
Serter hakkındaki ilk suç duyurusu 3
Kasım 2010'daki bir
gazete röportajında "kasetler bende" açıklaması sonrasında yapıldı. İki aşamalı
soruşturmada, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma izni için dosyanın birini YÖK'e gönderirken, millet
vekilliği dokunulmazlığı için diğer dosyayı da Meclis'e gönderdi. Delilleri kararttığı gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunulan Serter için önümüzdeki seçimler kritik öneme sahip. Serter, yeniden seçilemezse hakkında devam eden soruşturmalar YÖK'ten çıkacak izinle davaya dönebilecek.
YENİ ŞAFAK
Serter ikna odaları kayıtlarını arşivlediğini söyledi ancak bunları yetkili makamlara teslim etmedi: