Doğa Derneğinin
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Grubundan 3 öğrenci ile
Muğla'da,
Çevre ve
Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli
Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) ile de
Antalya'da ortaklaşa gerçekleştirdiği iki proje sayesinde, Antalya,
Mersin ve Muğla çevresinde çam ormanlarında yaşadığı bilinen ancak bugüne dek görüntülenemeyen ''Karakulak''ın fotoğraf çekildi.
DKMP Yaban Hayatı Yönetimi Şube Müdürü
Cemal Akcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Türkiye'de uzun süredir görülmeyen Karakulakın Antalya'nın Düzlerçamı mevkisinde görüldüğü yolunda bilgiler aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
''Doğa Derneği ile
protokol yaptık. Karakulakların varlığını ispatlayabilmek için, dünyada nadir
hayvan türlerinin bir alandaki varlığını tespit amacıyla kullanılan, arazide belirlenen noktalara yerleştirilen her türlü hava koşullarına dayanıklı özel bir kutu içinde bulunan ve kendi kendine çalışan bir çeşit
fotoğraf makinesi olan 20 fotokapan kurduk. Fotokapanlar, milli park alanı ve yaban hayatı geliştirme sahası olan Düzlerçamı'nda 1 ay süreyle kaldı. Bu fotokapanlardan biri, bir karakulak görüntülemeyi başardı. Çalışma gelecek kış mevsiminde tekrarlanacak.''
Antalya ve Muğla'daki iki çalışmaya da katılan Doğa Derneği'nin Memeli
Araştırma ve Koruma Koordinatörü Dr. Özgün
Emre Can ise karakulakın, Türkiye'nin nadir kedi türlerinden birisi olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
''Dünya genelinde karakulak ekolojisi konusunda güvenilir bilimsel veriler son derece sınırlı. Türkiye'deki karakulak popülasyonu ve bu türün ekolojisi konusunda ise sağlam bilimsel veriler bulunmamaktadır. Bu nedenle karakulakların mevcut durumlarının anlaşılması ve türün korunması, gereken faaliyetlerin planlanması için Muğla ve Antalya'da iki ayrı proje yürütülüyor. Karakulak konusunda Türkiye'deki ilk projeyi
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğrencileri Anıl Soyumert, Yasin İlemin ve Alper Ertürk yürütmeye başladı. Karakulak konusundaki ikinci proje ise Antalya'da Doğa Derneği ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu projeler sayesinde Türkiye'de dağılım gösteren karakulaklar üzerine ilk bilimsel verilere ulaşılacak ve bu sayede karakulakların Muğla ve Antalya'daki durumları, bu iki popülasyonu tehdit eden faktörler ve türün korunması için yapılması gerekenler ilk kez ortaya konulacak.''
Dr. Can, hem Muğla hem de Antalya'nın yoğun insan baskısı olan, turizm açısından önemli alanlar olmasına rağmen karakulakların bu alanlarda varlıklarını sürdürebilmesinin Türkiye için sevindirici olduğunu da vurguladı.
İNANILMAZ ÖDÜL
Projeyi yürüten öğrencilerden Anıl Soyutürk de AA muhabirine, arkadaşı Yasin İlemin'in bölgede 2 yıldır sürdürdüğü projeyi diğer arkadaşı Alper Ertürk ile bu yıl devraldıklarını anlattı.
Soyutürk, ''Alper ile fotokapanları mayıs ayında kurduk. Önce karakulakların izlerini araştırdık, ormanın içindeki patikaları tek tek gezdik. Haziran ayına kadar fotokapanlar kurduğumuz yerlerde kaldı'' dedi.
Soylutürk, haziranda kontrola gittiklerinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
''Çok sıcak bir gündü. Fotokapanı aldık. Diğerlerini de toplamak için hemen arabaya binip yola çıktık. Toprak yolda giderken dayanamadım, fotokapanı incelemeye başladım. Karakulakı görünce Alper'e 'Dur' dedim. Arabayı durdurunca hiçbir şey söylemeden kamerayı uzattım. O bölgede karakulak olduğunu biliyorduk ama bu kadar güzel, bu kadar net bir fotoğraf çekebilmeyi beklemiyorduk. İnanılmaz bir
ödül oldu. Bu hayvanlar gündüz dolaşmaz. Gündüz fotoğraf çekmiş olmaktan, kamerayı doğru yere kurmaktan büyük mutluluk duyduk.''
ADINI TÜRKLER KOYDU
Dış görünümüyle vaşaka benzetilse de aslında tamamen farklı bir tür olan karakulaka adını, kulaklarının kenarındaki
siyah çizgilerden esinlenerek Orta Asya'da Türkler koydu. Karakulakın Latince adı da bu nedenle ''Caracal Caracal'' olarak benimsendi.
doğada çok iyi gizlenebildiği için vahşi yaşamda görebilmek çok zor olan karakulaklar,
küçük kemirgenler olan tavşan,
tarla faresi ve sincap, nadir olarak da
meyve ile beslenmekte. Son derece atik olduğu bilinen hayvan, bir kuşu havalanmak üzereyken yakalayabilmekte.
AA