'Neredeyse geri dönüyorduk'

Samanyolu Ekranlarında yayınlanlan Özel Gündem'in bugünkü konuğu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan.Babacan ekonomi ve Avrupa Birliği konularında önemli açıklamalar yaptı

'Neredeyse geri dönüyorduk'

Samanyolu TV'de canlı olarak yayınlanan Özel Gündem, bugünlerin en sıcak konularında biri KIBRIS konusuyla başladı. Türkiye'nin Kıbrıs konusunu BM platformunda çözmesi gerektiğini söyleyen Babacan Avrupa Birliği'nin Kıbrıs konusunda adım atmadığını söyledi. "Artık AB, istese de Kıbrıs konusunda tarafsız olamıyor, çünkü Kıbrıs Rum kesimi de bir üye ve belki tarafsız olmak istiyorlar ama bunu yapamıyorlar. Biz de onun için BM'ye gidelim diyoruz" diyen Babacan, artık tek taraflı tek adım atmayacağız dedi ve ne olursa olsun diye ekledi. AB Türkiye'den vazgeçebilir mi sorusuna Babacan, Türkiye'nin limanlarını açmaması konusunda AB'nin keskin ifadelerden kaçındığını muğlak ifadeleri tercih ettiğini söyledi, Babacan, "ancak biz en kötü senaryoya hazır olmalıyız, bu çok küçük bir ihtimal olarak görüyoruz" diye ekledi. Uluslararası sermayenin kötü senaryoların gerçeklemesi halinde takınacağı tavır konusunda Türkiye'nin B planı var mı? sorusuna Babacan, alternatifler çok ancak bizim dik duruşumuzu sürdürmemiz gerekiyor, şu ana kadar tüm muhataplarınız, izolasyonların kaldırılması konusunda bize destek verdi, mutahataplarımız da bu konuda ellerinden geleni yapamadıklarını da itiraf etmiştir, biz de verilen taahhütlerinin yerine getirilmesi hususunda onlara devamlı hatırlatmalarda bulunuyoruz. Herşeyin temelinde Güney Kıbrıs'ın üye olması yatıyor, tek bir ülke AB'yi yönlendiriyor. Kıbrıs üye olması bütün sıkıntıları da AB'ye taşımıştır, bu AB'nin en büyük hatasıdır. Bu bir gerçektir şu an yapılacak birşey yoktur bu konuda. Bizim duruşumuzu değiştirmememiz gerekiyor" DANİMARKA'NIN SAYGISIZLIĞI Danimarka'da bulunduğu sırada Babacan'ın başından geçen kötü olayın (havalimanı polisi tarafından üzerinin aranması ve bekletilmesi)hatırlatılması üzerine Babacan, "şu ana kadar yaptığımız ziyaretlerde hep gereken önemi gösterdiler. Bu da kendini bilmez birkaç polisin yaptığı bir harekettir. Eğer problem çözülmeseydi, aynen geri dönecektik, uçakların motoru çalışıyordu, kapı da açıktı. Sonuçta olay çözüldü ve kaldık, tabi bu da kayıtlara geçti.Bu olay bir tavır değildir, münferit bir hadisedir" şeklinde yorumladı. AB HİBE FONLARI AB'nin hibe fonlarını neden yeterince kullanamadığımız sorusuna Babacan, "Türkiye, tarihinde hiçbir dönemde olmadığı kadar büyüyorsa ve bu özel sektörün yatırımları sayesindeyse bu öngörülebilirlik ve geleceği görebilme sayesinde olmuştur. AB'den direkt olarak kullanılan fonları, katılımcı bir ülke olarak kullanmamız gerekiyor, bunun katılım paylarını bile çıkaramıyoruz, bunun sebebi bu hibeler yeni başladı ve yeterince araştırmacımız yok. Bu araştırmacılarımıza düşen iş. Şartları da ağır açıkçası ve kullanılabilmesi de kolay değil, bu tecrübe işi ve zamanla olacak, TÜBİTAK da bu konuda çalışıyor" dedi. ELEKTRİĞE ZAM YOK Başbakan Erdoğan'ın elektriğe zam yok açıklamasına rağmen böyle bir zam yapılır mı sorusuna Babacan, 4 senedir yüzde 5'lik bir indirime bile gidildiğini, maliyetli olarak kömür ve doğalgazdan elektrik üretildiğini, artan maliyetlere rağmen zam yapılmadığını söyledi. Babacan "bunun yanında hiçbir KİT'in de zarar etmesini istemediklerini, elektrik konusunda 4 önemli kurumun olduğunu ve bu kurumların ortak bir şekilde alacağını kararla zam yapılıp yapılmayacağı konusunu ele alacağını belirterek, şu an için itibariyle zam konusu gündemde değil" dedi. HALKIN DURUMU Halkın arasına girip, halktaki değişimi test ettiğini söyleyen Babacan, 81 ildeki esnafla ve halkla dostluk ilişkileri bulunduğunu, çarşı-pazar gezdiğini birçok kişiyle konuştuğunu söyledi. CUMHURBAŞKANI VE CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ Babacan'a Cumhurbaşkanı Sezer'le aranız nasıl, Merkel'le birlikteki görüşmede Sezer'le gizli diyaloğunuzun içeriği neydi sorusuna Babacan, "aramızdaki konuşma özeldi, açıklamayacağım, Sezer'le de aramız iyi" şeklinde cevap verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Babacan, "Türkiye için en önemli risk, demokratik sistemin sorgulanmasıdır, kim ki demokratik sistemi sorgular o zaman kötü olur, bizim yapacak çok işimiz var, 6 ay gibi uzun bir süreyi şimdiden konuşursak olmaz, buna takılıp kalamayız, herşeyin bir takvimi var, kimse demokratik süreçten korkmasın" yorumunda bulundu. ELEŞTİRİLER KONUSU Babacan kendilerine yöneltilen bazı eleştirileri de, "Türkiye 4 senede demokrasi konusunda çok açılımlar yaptı, mutlaka eski sistemden nemalananlar vardı, bu açılımlarımızı da hazmedemeyenler vardır, Türkiye kısa zamanda o kadar önemli değişikler yaptı ki oyunun kuralları bile değişti, eski oyuncuar da bundan rahatsız oldu. AB konusunda çok taviz verildi diyenler var, ifade özgürlüğü konusunda tabi ki kendi çıkarımız için kazanımlara imza attık, bunlar taviz değildir" diye karşılık verdi KURLAR İhracatta 4 yılda 2,5 misli bir artış olduğunu ve bunun bir ilk olduğunu kaydeden Babacan, birçok iyi göstergenin gözardı edilerek sadece bazı konularda kur'a eleştirilerde bulunulduğunu söyledi ve bu doğru değil dedi. Öte yandan Babacan, "bu ihracattaki artış demek ki iyiye giden birşeyler olduğunu gösteriyor,icraatlar ihracatçıya yaramış" diye ekledi. BORÇLAR ABARTILIYOR MU? Borçlar konusunda Türkiye'nin AKP döneminde özelikle çok mu borçlandığının sorulmasına Babacan rakamlarla cevap verdi. 2002 yılında kamu net borç stoğunun 215 katrilyon, 2006 yılında ise kamu net borç stoğunun 253 katrilyon olduğunu belirten Ekonomi Bakanı, enflasyon oranlarıyla kıyaslandığında Türkiye'de çok büyük bir borç artışının olmadığını açıkladı. BAKANIN ÖZEL HAYATI Devlet işlerinden özel hayatınıza vakit ayırabiliyor musunuz? sorusuna Babacan, "Türkiye'nin sorunlarının aşılması için birkaç neslin çok çalışması lazım, zaman çalışma zamanı, ancak haftada bir gün olmasa da en azından yarım gün aileme vakit ayırmaya çalışıyorum. Bu zaten çalışmanın verimini artıran birşey" şeklinde cevap verdi.
<< Önceki Haber 'Neredeyse geri dönüyorduk' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER