Bir
operasyon yapacakları zaman, maximum fayda gözetiyorlar.
Son örnek Hudson Enstitüsü’ndeki
senaryo toplantısında konuşulanlar.
Ülkeyi kaosa sürüklemek için öldürülmesi senarize edilen isim olarak,
Anayasa Mahkemesi eski başkanı Tülay Tuğcu seçiliyor.
Peki neden?
Neden özellikle Tülay Tuğcu ismi üzerinde duruluyor?
Gelin konunun derinine inelim.
Bir kere Tuğcu Cumhurbaşkanı seçimi için “367 şart” diyen
mahkemenin başkanıydı.
Eğer böyle bir dönemde -
Allah korusun- kendisine bir saldırı düzenlenseydi, saldırının failleri ‘iki kere iki dört’ kesinliğinde belli olacaktı.
Hatta gazetelere atılacak
manşetler bile üç aşağı beş yukarı ortadaydı…
MANŞET
Anayasaya Kurşun
SPOT
Mahkeme kararından memnun olmayan laik devlet düşmanı dinci yobazlar, Anayasa Mahkemesi Başkanı'na hain bir saldırıda bulundu.
Hemen ardından gelsin mesajı malum haberler.. son dakikalar.. canlı yayınlar.. failin bağlantıları.. evinde bulunan kitaplar.. cenaze merasimleri.. protestolar.. kahrolsun şeriat sloganları..
iktidar partisi yöneticilerine sözlü / fiili tacizler.. sokaklarda inancı gereği başını örten vatandaşlara hakaretler vs. vs.
Ve uzun zamandır planlanan laik - anti laik çatışmasına, derin bir körük daha...
Ülke kamuoyunun
demokrasi konusundaki bağışıklığının en alt düzeye indirgenmesi...
Masum bir canın yitmesinin faturasının milyonlarca masuma kesilmesi...
Bir kez daha yineleyelim sorumuzu.
Peki neden Tülay Tuğcu?
Anayasa Mahkemesi'nin kalın kapıları arkasında Başkan Tuğcu derin yapıların hiç de hoşuna gitmeyecek bir tavır ortaya koydu.
Türkiye kamuoyu kararın üzerinden ancak iki ay geçtikten sonra bu tavırdan haberdar oldu.
Aslında Hanımefendi bu tavrının sinyallerini
Azerbaycan’da vermişti.
Hukukçu kimliği bütün bu olup bitenlerden hiç de hoşnut değildi.
367 müracaatı
CHP tarafından alelacele önlerine getirildiğinde “buna karar vermek bizim mahkememizin işi değil” diyen 4 üyeden biriydi o.
Yani 367 şartının
ülkeyi kaosa götürecek, 'hukuki' olmaktan çok 'siyasi' olarak algılanacak, bir karar olduğunun farkına çoktan varmıştı.
Ancak neden sonra kararı imzalamak durumunda kaldı.
Belki de bu sebeplerle Tuğcu, çirkin Hudson senaryolarının hedefi haline getirildi.
Bir yandan saldırıya uğraması ülke genelinde kaosa sebep olabilecek uygun bir subjeydi.
Diğer yandan da hukuka bağlılığı derin yapıların canını sıkacak kadar fazlaydı.
Bu nedenle geçtiğimiz yılın
Mayıs ayında düzenlenen
Danıştay saldırısını ve sonrasında ortaya çıkan derin ilişkileri çok iyi okumak gerekiyor.
Derin statüko işine yarayacağını düşündüğü bir gelişmenin zemini hazırlamak için, işine yaramadığını düşündüğü unsurları kolayca gözden çıkartabiliyor.
Böylece bir taşla bir sürü kuş avlanmış oluyor.