Yapılan konuşmalarda verilen sayılar ve sıralamalar, Türkiye’nin koşar adım dünya zirvesine ilerlediğini söylüyor ama peki, verilmeyen değerler ne diyor? İşte merak edilen konuyla ilgili Bugün'ün yaptığı ve kategoriler halinde, nerede olduğumuzu gösteren araştırma:

Tarım arazileri her geçen gün azalıyor. 2001 yılına kadar artış söz konusu iken, 2001’den bu yana bir düşüş söz konusu. Geleceğin süper gücü olarak anılan Çin bu konuda oldukça istikrarlı. Tarım arazilerinin oranı her geçen gün artıyor. Ayrıca Türkiye ile ekonomik gelişmede aynı kategoride yer alan Brezilya ve Hindistan da tarım arazilerini genişletme konusunda sürekli yukarı yönlü bir grafik sergiliyor. Hatta yüzde olarak hesaplandığında Endonezya, Çad ve Mozambik tarım arazilerini genişletme konusunda bizden önde bulunuyor.

Tarım arazilerindeki bu düşüş, doğal olarak istihdamı da etkiliyor. 1990’lara kadar sayıları artan tarım işçileri sonrasında giderek azalmaya başladı. Bu azalmanın Türkiye işsizlik rakamlarına etkisi de yadsınamaz durumda. Bu konuda üst sıralarda ise Çin, Hindistan ve Endonezya bulunuyor. Tarım arazilerini genişleten bu ülkeler sonuç olarak önemli oranda da istihdam sağlıyor.

İstihdamdaki düşüş, sadece tarım işçileri ile sınırlı değil. Genel olarak istihdam oranında düşüş söz konusu. 2000’li yılları baz alan bir araştırmaya göre dünya genelinde 165 ülke içinde en az işsiz bireyin bulunduğu 158. sıradayız. Tabii benzer bir oran kadın istihdamı için de söz konusu.

İstihdamın düşmesine paralel olarak çalışma saatine ödenen ücret de her geçen gün düşüyor. 2012 yılında ödenen saatlik ücret, 2013 yılında yüzde 25-30 oranında azalmış durumda.

GSYİH  (Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla) hesaplandığında her ne kadar 18. sırada görünsek de, önemli olan vatandaşın GSYİH’den ne kadar pay aldığı. Kişi başına düşen GSYİH tablosuna baktığımızda 60. sıradayız. Buna benzer bir durum, ülkelerin aylık gelir düzeylerinin yer aldığı araştırmada ortaya çıkıyor. Buna göre 176 ülke içinde 86. sırada bulunuyoruz. Kısacası ne kadar gelişmiş olsak da bu gelişmişlik vatandaşların cebine yansımış değil.

Vatandaşın cebine girmeyen gelir, dış borcun ödenmesine de herhangi bir katkı sağlamış değil. 2003’te 147.3 milyar dolar olan dış borç 2012’de 336,7 milyar dolara çıkmış durumda.

Bu durumda ülke içindeki yatırımların ülke gelirine katkısı olması beklenirken bizde durum maalesef öyle değil. Sanayinin ülke varlığına katkısı 2009 itibariyle -8,4. Bu oran ile 168 ülke içinde 140. sıradayız.

*Ayrıca emlak fiyatlarının sıralandığı listede ise 136 ülke içinde “en ucuz” 94. ülkeyiz.

Tüm bunların sonucu olarak 2013 itibariyle artık en hızlı büyüyen 10 ekonomi arasında yer almıyoruz. Sudan, Libya, Sierra Lione bu hızla büyüyen ekonomiler arasında.

*Sağlık sektörüne baktığımızda, sağlık hizmetinin adil ve eşit dağıtıldığı ülkeler sıralamasında 109. sıradayız. Bu durum, dünyada insan ömrünün uzamasına rağmen ülkemizdeki ölüm oranındaki artışı açıklıyor.

*Ölüm oranlarında zirveyi zorladığımız bir başka alan da işçi ölümleri. Her 100 bin işçiden ortalama 24’ü iş kazaları sonucu hayatını kaybediyor. Bu oran ile Avrupa’da 1. sıradayız

*Eğitim kalitesinin ölçüldüğü bir araştırma son 10 yılda yapılan değişikliklerin pek işe yaramadığını gözler önüne seriyor. Buna göre 148 ülke içinde ilköğretim düzeyinde 92., ortaöğretim düzeyinde ise 91. en kaliteli eğitim sistemine sahip ülkeyiz.

*Ayrıca İngilizce konuşma oranımıza göre de 138 ülke içinde 106. sırada yer alıyoruz.

Yargı bağımsızlığında 148 ülke içinde  85. sıradayız.

Tutuklu sayısı göz önünde bulundurulduğunda Avrupa’da 1. sıradayız.  Tutuklu sayısı 1999 yılından 2013 yılına kadar yüzde 75 artmış durumda.

Basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülkede 154. sıradayız.

Kadın-erkek eşitliğinde 135 ülkede 126. sıradayız. Bizim hemen ardımızdan 128. sırada Suudi Arabistan ve 130. sırada Yemen bulunuyor. Bu oranda artan kadın cinayetlerinin payı da büyük. 2002’den 2009’a kadar kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış  söz konusu.

Dünya demokrasi sıralamasında Gana ve Moğolistan gibi ülkelerin de gerisinde kalarak 89. sıraya yerleşmiş bulunuyoruz.

Rüşvette Avrupa’da 1. dünyada 6. sıradayız. Buna ek olarak, adam kayırmada da 148 ülke içinde 53. sırada yer alıyoruz.

Terörden etkilenen ülkeler sıralamasında 19. sıradayız. Nepal, Çin, Uganda, Endonezya ve hatta Mısır ve Lübnan bizden daha üst sıralarda yer alıyor.

Tüm bu rakamlara baktığımızda Türkiye’de politikacılara duyulan güven önemli bir hal alıyor. Bu konuda Ruanda ve Malezya gibi ülkelerin gerisinde 37. sırada bulunuyoruz.

Tabii güven denince kamunun güvenliğini sağlamakla yükümlü birimlere duyulan güven akla geliyor. Ancak Türkiye’de vatandaş en çok güven duyması gereken birimlerden olan polis teşkilatına pek güvenmiyor, polise duyulan güven konusunda 148 ülkenin yer aldığı sıralamada 80. sırada bulunuyoruz.