Bu ünlü isimler içinde asıl mesleği; doktor,
arkeolog, tezgahtar, karikarüst olanların yanı sıra cankurtaran, tornacı, reklamcı ve hatta müezzin bile var...
Cem Yılmaz (Karikatürist):
Ünlü şovmen Cem Yılmaz, komedyen olmadan önce şu anki mesleğine yakın bir işle uğraşıyordu. İnsanları güldürmeyi meslek haline getiren Yılmaz, şöhret olmadan önce de Leman dergisinde
karikatüristlik yapıyordu.
Ebru Gündeş (Tezgahtar):
Herkes onu, 1990'lı yılların ortasında 'Tanrı Misafiri' adlı şarkısıyla tanıdı. Kısa bir süre içinde tüm ülkenin sevgisini kazanan bu
genç kız, tezgahtarlığı bırakıp tanınmayı seçti. Şans da yanında olunca, emeline ulaştı.
Hülya Koçyiğit (Balerin):
Sinemaya, 1963 yılında Ses dergisinin açtığı yarışmada birinci gelerek giren Hülya Koçyiğit, yarışmayı kazanamasaydı balerinliğe devam edecekti. koçyiğit, filmlerindeki kavuşma sahnelerindeki kendine has koşuş stilini bale alışkanlığına bağlıyor.
Serdar Ortaç (Tornacı):
Haydarpaşa Meslek Lisesi'nde torna-tesviye bölümünü bitiren
Serdar Ortaç bir süre babasının iş yerinde tornacılık yaptı. Daha sonra, zel radyoların revaçta olduğu dönemlerde, DJ'lik de yaptı. DJ'lik sayesinde tanıştığı
müzik yapımcılarıyla anlaşan Ortaç, 'Aşk İçin' albümünü çıkardı. Bu albümü çok beğenilen genç popçu kısa sürede şöhret basamaklarını tırmandı.
Cüneyt Arkın (Doktor) :
Asıl ismi Fahrettin Cüretlibatur olan Cüneyt Arkın,
İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Doktorluk mesleğinin ilk yıllarında (1964) Artist dergisinin açtığı yarışmaya katılan Arkın, yarışmada birinci seçilerek aktörlüğe adım attı. 300'ün üzerinde filmde başrolde oynarak
rekor kıran Cüneyt Arkın gibi büyük bir
sanatçı için 'İyi ki doktorluk mesleğine devam etmemiş' diyesi geliyor insanın.
Tarık Akan (Cankurtaran):
Tarık Akan da, Hülya Koçyiğit ve Cüneyt Arkın gibi bir derginin açtığı yarışmayla sinemaya adım attı.
Yarışma öncesi
Bakırköy Plajı'nda cankurtaranlık yapan Akan, o dönemlerde de yakışıklılığıyla herkesin dikkatini çekiyordu. İnsanların uzun süren baskılarına dayanamayan Tarık Akan 1971 yılında Ses dergisinin açtığı yarışmaya katılır ve birinci olur. Artık, cankurtaran değildir...
İbrahim Tatlıses (İnşaat işçisi) :
Ünlü türkücünün hikâyesini duymayan kalmamıştır.
İnşaat işçisi olan İbrahim Tatlı'nın hayatı, ıÜü
Adanalı bir sinemacının, inşaatta türkü söyleyen bu muazzam sesi duymasıyla birlikte değişir. Adana,
Ankara gazinoları, İstanbul, 'Ayağında Kundura' 45'liği ve önlenemez yükseliş...
Rafet El Roman (Müezzin):
Rafet El Roman, gençliğe 'Seni Seviyorum' diye seslenmeden önce Almanya'da bir çok iş dalında çalışıyordu. Roman'ın yaptığı mesleklerden biri de müezzinlikmiş. Kendisinin ezan okuyuşuna hayran kalan çevre caminin cemaatinin, ezan okuduğu camiye geldiğini belirtiyor.
Candan Erçetin (Arkeolog):
Candan Erçetin, İstanbul
Arkeoloji mezunu. Kısa bir süre de olsa mesleğini icra edenlerden. Birkaç yıl kazılara katılan sanatçı, ünlü olmadan önce Galatasay Lisesi'nde müzik öğretmenliği yapıyordu.
Ayşegül Aldinç (İşçi):
Ayşegül Aldinç, ünlü olmadan önce Yıldız Porselen Fabrikası'nda çalışıyor, tabak çanak boyuyordu. Bu işin eğitimini de alan Aldinç, daha sonra şarkıcılığa ve oyunculuğa merak sardı.
Şener Şen (İşportacı):
Türk sinemasında bir çok karakteri canlandıran Şener Şen'in de tıpkı filmlerdeki gibi oynamadığı rol, daha doğrusu yapmadığı iş kalmamış. İşportacılıktan
Kasımpaşa—Eminönü hattında
dolmuş şoförlüğüne kadar bir çok işte çalışmış sanatçı.
Bugün