Nasıl bir öngörü bu?

Anayasa Mahkemesi oturup 8’e 3 oy çoğunluğuyla AK Parti’yi kapatacak ve biz... Ahmet Kekeç,kaostan çıkış yolunu yazdı.

Nasıl bir öngörü bu?

Bu saçmalığa ‘dur’ denmeli... Efendim, demokrasilerde de parti kapatılabilirmiş... İşte Avusturya’da Heider’ın Nazi partisi kapatılmış, İspanya’da bilmem ne ayrılıkçı örgütünün partisi de kapatılmış: ‘Hukuk isterse pekala AK Parti de kapatılabilir’miş. Dolayısıyla, hepimiz hukuka saygılı olmalıymışız. Bunu söyleyen aklıevvel Aydın Doğan’ın bir müessesinde çalışıyor. İktidar partisini Heider’ın Nazi partisine benzetiyor, hiç perva göstermiyor, hiç utanmıyor, hiç ‘ben ne kalın kafalı bir adamım yahu’ demiyor, hadi bunu anladık da, bir de yüzü kızarmadan bizi hukuka saygılı olmaya çağırıyor. Mezkur müessesenin müdürlüğünü yapan zat, ‘Her şey hukuktan ibaret değildir arkadaşlar’ dediğinde, bu arkadaş susmuştu. Fakat, bizden hukuka saygı bekleyen arkadaş her şeyi birbirine karıştırıyor... ‘Hukuk’la ‘yargı’yı da karıştırıyor. ‘Yargı devleti’nin ne menem bir şey olduğunu tefrik etmesi zaten düşünülemez. Yargıdan çıkan her kararın ‘hukuki’ olduğunu düşünüyor ya da sanıyor. Bu mantığa göre, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını darağacına gönderen yargı kararı da hukukiydi. Menderes’i katledenler de hukuka uygun davranmışlardı. Erdal Eren’in yaşını büyütüp asanlar hukukun gereğini yerine getirmişlerdi... Ne yani... Sırf Abdurrahman Yalçınkaya öyle istedi diye, Anayasa Mahkemesi oturup 8’e 3 oy çoğunluğuyla AK Parti’yi kapatacak ve biz bu karara saygılı olacağız, öyle mi? Peki, neden şu ‘8’e 3’ durumunu hiç sorgulamıyorsunuz? Nasıl bir öngörü bu? Kime sorsanız, kararın 8’e 3 oy çoğunluğuyla alınacağını söylüyor. Dünyanın neresinde görülmüş böyle bir şey? Hem, neden 8? Kim o 8 kişi? Zaten iddianame sahibi de davayı kafasında bitirmiş, şimdiden kararın ne olacağını açıklıyor: Bazı milletvekillerine (40 civarında) siyaset yasağı gelebilirmiş. ‘Türban ısrarı’ olmasaymış, bu davayı açmazmış Cumhurbaşkanı Gül’e siyaset yasağı gelebilirmiş ama, gelse bile bu onun görev yapmasına engel değilmiş. Şu an ‘ek iddianame’ yokmuş. Gelişmelere göre bu konuda da bir iyilik düşünebilirmiş. Başsavcı böyle diyor. Peki, İlhan abiniz ne diyor? Hani, 83 yaşında, bu dünyadan elini eteğini çekmiş, masum, hiç ‘cunta’ gibi kaka olaylara bulaşmamış, gece yarısı evinden alındı diye kıyametleri kopardığınız İlhan abiniz... Abiniz daha net: ‘Her şey elden gidiyor. Tuhaf bir durum var. Bakalım ne olacak? Şimdi yalnız iki tane şey var. Eğer kapatma davası açılırsa, bir de üstüne ekonomik kriz gelirse, Türkiye biraz karışırsa belki bir umutlar doğabilir yani. Çünkü normal yollardan bunları devirmek mümkün değil yani.’ Birileri, ‘Ya iç savaş çıkarsa, oluk gibi kardeş kanı akarsa’ diye uyarmış olacak ki, hemen yeni bir hüküm denkleştiriveriyor: ‘İç savaş olmaz da, yani bir noktada eğer ortalık karışırsa, hem ekonomik hem siyasi olarak. Belki asker gelirse bir şeyler olabilir.’ Görüyorsunuz değil mi? Birileri, Türkiye’yi dünyadan tecrit etmek dahil, ekonomik kriz, iç savaş, darbe, her türlü ‘çılgınlığı’ göze almış durumda. Anayasa Mahkemesi bu saçmalığa ‘dur’ demeli. Kararı hangi oy çoğunluğuyla alır bilemem. Derhal ‘dur’ demeli! AHMET KEKEÇ/STAR
<< Önceki Haber Nasıl bir öngörü bu? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER