İnsan Hakları Derneği eski Başkanı
Akın Birdal suikastinin azmettiricisi
Semih Tufan Gülaltay’ın yolu
Danıştay saldırısını azmettirmenin yanı sıra Ümraniye'de ele geçirilen bombalar yüzünden tutuklanan
Muzaffer Tekin ile kesişti.
Alparslan Arslan da
Semih Tufan Gülaltay'ın partisinin müdavimiydi.
İnsan Hakları Derneği Akın Birdal'ı vuran Semih Tufan Gülaltay'ın yolunun
Danıştay saldırısını azmettirmekten bir süre
tutuklu olarak yargılanan
Muzaffer Tekin ile kesiştiği ortaya çıktı. Semih Tufan Gülaltay ve Muzaffer Tekin'in sık sık bir araya gelerek birtakım planlar yaptıkları Gülaltay tarafından hazırlanan
soruşturma evr
akında ve bu
operasyon çerçevesinde yapılan
telefon dinlemelerinde ortaya çıktı.
MUZAFFER TEKİN'İN KOD ADI KOMUTANDI
Semih Tufan Gültaltay hakkında hazırlanan soruşturma evrakında müşteki olarak ifade vererek şikayetçi olan Feride Esra Gökçimen şu şekilde ifade vermişti. .. Semih Tufan Gülaltay'ın yanına sık sık gelenlerden biri de Muzaffer Tekin'dir. Ben bu şahsın adını biliyordum. Soyadını ise Danıştay saldırısı olduktan sonra gazetelerde çıkan haberlerden öğrendim. Semih Tufan Gülaltay ve adamları Muzaffer Tekin'e sürekli olarak KOMUTAN diye hitap ediyorlardı.
SALDIRIDAN İKİ GÜN ÖNCE SAATLERCE SÜREN TOPLANTI YAPTILAR
Bu şahıs geldiğinde Semih Tufan Gülaltay'ın sahibi olduğu şirket merkezlerinin de bulunduğu binada, UBP'nin bulunduğu kata çıkar ve Semih Tufan Gülaltay ile baş başa görüşürlerdi. Bu şahıs en son olarak Danıştay'a yapılan silahlı saldırıdan iki gün önce 4-5 kişilik kalabalık bir grup ile gelmiş ve Semih Tufan Gülaltay ile saatlerce toplantı yapmıştı.
SALDIRI GECESİ PARTİNİN SİTESİNDEKİ İSİMLERİ SİLDİRDİLER
Danıştay saldırısının yapıldığı gün, gece geçe saatlerde
Veli Kılıç benim kullandığım 0533 681 74 .. numaralı telefondan arayarak "şimdi beni dikkatlice dinle. Sana söyleyeceğim isimleri not al ve bunları www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli siteden sil. Bu acil bir durum. Bunları bu gece mutlaka sildir" dedi.
Ben de bunu yapamayacağımı, bu işlerle benim uğraşmadığımı söyledim. Bunun üzerine Veli bana "Bu Semih Tufan Gülaltay'ın talimatıdır. O zaman bu işle kim uğraşıyorsa onu bul ve bu işi hallettir.
Sabah olmadan bu işin hallolması lazım" dedi ve telefonu kapattı. Birkaç dakika sonra beni tekrar arayarak Sami Alper Eren isimli şahsı verdiği telefondan acilen aramamı söyledi. Ben de cep telefonumdan bu numarayı aradığımda Sami Alper Eren, Veli Kılıç'ın bana verdiği ve silmemi istediği isimleri tekrar yazdırarak, bunların partinin kurucu üye listesinden silinmesi gerektiğini söyledi. Silmem istenen isimler 01-Muzaffer TEKİN, 02- Savaşhan Tosunoğlu, 03- Mahmut Aydın ve soyadını hatırlayamadığı ama kurucu üye listesinde bulunan Mahmut isimli başka bir şahıstı. Sami Alper Eren bu isimlerin çok acil silinmesi gerektiğini, bu işi Çetin Çil'in yapması gerektiğini, ancak Çetin Çil'in telefon numarasının kendisinde olmadığını, bana verdiği bu isimleri Çetin Çil'i arayarak kendisine vermemi, bu isimleri silme işleminin bu gece halledilmesi gerektiğini söyledi.
ALPARSLAN ARSLAN DA GÜLALTAY'IN YANINA SIK SIK GELİYORDU
Ayrıca yine Danıştay'da yapılan silahlı saldırı
eylemini gerçekleştiren Avukat
Alparslan Arslan'ın da bu binaya kalabalık bir grup ile geldiğini görmüştüm. O zaman adını bilmiyordum ama eylemden sonra bu şahsın fotoğraflarını gazetelerde görünce Semih Tufan Gülaltay'ın yanına gelen şahıslardan biri olduğunu kesinlikle hatırladım. Binada takılan herkes Danıştay saldırısından sonra bu konu ile ilgili olarak haberleri gülerek ve hafife alarak okuyor ve "demek ki biz hala önemli adamlarız. Bu olayı bize bağlamaya çalışıyorlar" diye sohbet ediyorlardı.
BU İFADELER CİDDİYE ALINMADI
Semih Tufan Gülaltay tarafından
gasp edildikleri ileri sürülerek şikayetçi olan
işadamı Muzaffer Gökçimen ve eşi Esra Feride Gökçimen'in biribirini tamamlayan ifadeleri ciddiye alınmadı. Karı kocanın verdikleri bu ifadeler Danıştay saldırısı
dosyasına gönderilmedi. Muzaffer Tekin ve Alparslan Arslan'ın yüzleştirmeleri yapılmadı.
OPERASYON NASIL OLDU
Gülaltay'ın organize suç
örgütü kurduğu bilgisini alan
İstanbul Organize Şube Müdürlüğü
ekipleri 'Piyon' adı verilen planlı çalışmayı başlattı. Mahkeme kararı ile
Ulusal Birlik Partisi (UBP) eski Genel Başkanı Semih Tufan Gülaltay ve diğer çete üyelerinin telefonları dinlemeye alındı. Adam
kaçırma, çek
senet tahsilatı, ölüme sebebiyet verme,
yaralama,
haraç gibi 22 ayrı suç iddiası ile hazırlanan dosya kapsamında operasyon yapıldı.
Maltepe'de Gülaltay'a ait işyerine ve yedi ayrı adrese yapılan
baskın sonunda 19 kişi gözaltına alındı. Operasyonda
şebeke üyelerine ait altı ruhsatsız tabanca ile çok sayıda mermi ele geçirildi.
Polis, Gülaltay'ın üç bilgisayarına el koydu. Bilgisayarlar Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü'nde incelenedi.
DİNLEMEYE TAKILDI
Organize
suç örgütünün telefonlarını uzun süredir dinleyen polis, Semih Tufan Gülaltay ve örgüt üyeleri arasında yapılan görüşmelerde kanlı eylemlerden bahsedildiğini ve hedefteki kişinin de başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile önemli 5 kişi olduğu bilgisine ulaştı.
GÜLALTAY KANLI EYLEM SORULARI KARŞISINDA SUSMA HAKKINI KULLANDI
Telefon dinlemelerinde Semih Tufan Gülaltay
cumhurbaşkanı olacağından bahsederken, bunun demokratik yollarla olmayacağını, bu yolda kan akıtacağını belirtiyor. Gülaltay, Selçik isimli bir şahısla yaptığı telefon görüşmelerinde,
Başbakan’a suikast girişiminden son anda vazgeçen adamlarla ilgili olarak, “Ben önemli bir hedefe gidiyorum, sen lütfen bu arkadaşlarla konuş, Ben bir dahaki toplantıda ama fakat gibi
erteleme kelimeleriyle karşılaşmak istemiyorum.
Selçuk abi açık söyleyorum bu işte kelleyi koltuğa almış bir adamım, bu benim namus meselem burada yolumuzu ayırdıktan sonra intikam alırım hepinizden, herkese tetik keserim” diyor. Gülaltay telefon görüşmelerinde arkasında ordunun önemli isimlerinin bulunduğunu, bazı siyasi partilerin kendisine
destek olduğundan da bahsediyor. Soruşturma kapsamında Gülaltay ve şebeke üyelerinin bazı
emekli paşalarla da
telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı.
SEMİH TUFAN GÜLALTAY VE TÜRK İNTİKAM TUGAYI
Akın Birdal suikastini organize ettiği gerekçesiyle 4,5 yıl hapse mahkûm olan ve adı Türk
İntikam Tugayı'yla (TİT) anılan Semih Tufan Gülaltay, yaklaşık üç ay önce
Ulusal Birlik Hareketi Platformu'nu (UBH) kurduğunu açıklamıştı. UBH'nin başkanı olduğunu söyleyen Gülaltay, 25 Şubat'ta Azerbaycan'daki
Hocalı Katliamı'yla ilgili bir miting yapmıştı. Gülaltay'ın adı Danıştay saldırısında da geçmişti. 12
Mayıs 1998’de, İHD Genel Başkanı Akın Birdal’a yönelik silahlı saldırıyı tertip etmekten mahkum Semih Tufan Gülaltay 20
Kasım 2004’de “Ulusal Birlik” olan Türkçü bir partinin genel başkanlığına seçildi ve 6 ay görev yaptı.
ULUSAL BİRLİK PARTİSİ
Türkiye çapında 17 ilde teşkilata sahip
Ulusal Birlik Partisinin lideri olan Gülaltay kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. 36 yıllık hayatının 4 yıl 8 ayını cezaevinde geçirdi. Semih Tufan Gülaltay’ın 4,5 senesine mal olan son hapislik günlerinin sebebi ise suikaste azmettiren kişi olma iddiasıydı. UBP Genel Başkanı, 12 Mayıs 1998’de İnsan Hakları Derneği (İHD) eski Genel Başkanı Akın Birdal’a yönelik silahlı saldırının tertipçisi, kendilerine Türk İntikam Tugayı (TİT) ismini veren örgütün önde gelen yöneticilerinden biriydi. TİT, 1980’li yıllarda adı sıkça duyulan bir teşkilattı. 1977-1980 dönemindeki bazı
faili meçhul cinayetlerin bu örgüt üyeleri tarafından işlendiği iddia ediliyordu. Birdal suikastini gerçekleştiren ekip de, kendi oluşumlarını adlandırırken 1980 öncesinin TİT’inden etkilenmişti.
TİT’in Gülaltay dışında iki yöneticisi daha vardı. Bunlar,
Güneydoğu Anadolu’da bir süre bulunmuş
Uzman Çavuş
Cengiz Ersever ve bazı istihbarat operasyonlarına
sivil olarak iştirak eden
Cemal Kulaksızoğlu. Peki neden İHD Genel Başkanı Akın Birdal öldürülmek istenmişti? TİT yöneticilerinin emniyette verdikleri ifadeye göre, aynı dönemde ele geçirilen
PKK’nın üst düzey isimlerinden Şemdin
Sakık’ın itiraflarında Birdal’ın da adı geçmekteydi. Kendilerini suikast kararına yönlendiren de bu olmuştu.
Saldırıdan sonra operasyonlarını sıklaştıran polis, söz konusu 3 TİT yöneticisini yakaladı. ‘
Suikast azmettirici’si olmakla suçlanan UBP Genel Başkanı Tufan Gülaltay, ‘
Yaşar Aydın’ kimliğiyle emekli bir binbaşının İstanbul’daki evinde yakalandı. O gün evde, kendisiyle birlikte 4 tabanca, bir gaz tabancası, 2
tüfek, çeşitli çap ve ebatta mermi ele geçirildi. Yakalandıktan sonra yargılanıp cezaevine konan Gülaltay’ın tutukluluk hali 12
Aralık 2001’e kadar devam etti.
Cezaevinde de boş durmayan UBP Genel Başkanı kendini, milletlerin kökeni ve tarihleri konusundaki çalışmalara verdi ve ilginç teorilerle adından söz ettirdi.
Lise mezunu Gülaltay’a göre Ermenilerden İngilizlere, Almanlardan Yahudilere kadar bütün ırkların kökeni Türklere dayanıyordu. 2003 yılında yayımladığı “Tanrının Türkleri” isimli kitabı bu konular etrafında şekillenmişti.
Semih Gülaltay, iddialarını ispatlamak için giriştiği çalışmaları ‘misyon’ kavramı altında tanımlıyor. Ona göre, milletlerin Türk kökeninden geldiğini ispatlamak için çaba sarf etmek kendini bu ırktan hisseden herkesin görevi.
Gazeteport