Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin talebesi olma bahtiyarlığına eren merhum Mustafa Sungur ağabeyin oğlu Muhammed Nur Sungur ağabey, "Babam her halükarda, her vesileyle Hocaefendi'den hep sitayişle bahseder, bu ağır ve büyük yükü omuzlarında hissediyor, üstadımızın davasını devam ettiriyor diye böyle hep Hocaefendi'den iftiharla bahsederdi. Hocaefendi 1967'deki çizgisini neyse bugün de işte en son kasım ayında ben ziyaret etmek nasip oldu. Yani aynı Hocaefendi'yi gördük. Değişen farklı bir şey yok. Çizgisinde bir değişiklik yok. Yani onu demek istiyorum. Yani o mütevazi hayatı, o yine talebe okutuyor. Orada da 20-30 kadar talebesi var. Her gün orada tefsir, hadis fıkıh dersleri. Hatta biz de iştirak ettik en sonunda." sözleriyle Hocaefendi'yi anlattı.

Sungur ağabey, Hocaefendi'nin hayatını talebe yetiştirmeye adadığını vurguladı ve "Her halukarda, her fırsatta talebe okutma, talebe yetiştirme, nesil yetiştirmeye hayatını adamış bir insan. Bugün dünyanın her tarafında işte bu nesiller yetişti, okullar açıldı. Dolayısıyla Hocaefendi'nin tedrisatından geçip yani bu hizmetleri devam ettiren binler, yüz binler, milyonlarca insanlar bu kutlu hizmete devam ediyorlar." diye konuştu..

Muhammed Nur Sungur ağabey, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Üstadın talebelerine karşı çok saygılı olduğunu da söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

"Hocaefendi'nin üstadımızın talebelerine karşı çok saygısı, hürmeti yani ben bunu yakinen müşahede ettim kaç sefer. Yani hep diz üstü otururdu üstadın talebelerinin yanında. Konuşmazdı yani mesela. Ders yapılacak hep abilerimizin yapmasını isterdi."