Kürt siyasi hareketinin önderlerinden
Musa Anter’in 1992’de Diyarbakır’da katledilmesinin üzerinden 19 yıl geçti. Bugüne kadar failler, azmettiriciler ve cinayette rolü olanlar konusunda pek çok şey yazıldı. Ancak 90’lı yıllardaki pek çok
faili meçhul gibi Anter cinayeti de karanlıkta kaldı. Üstelik faillerin bulunması için bugünler son şans. Çünkü 15 ay içinde zamanaşımı işleyecek ve Kürtlerin ‘Ape Musa’sı (Musa amca) Anter’in katilleri belki de asla bilinemeyecek. İşte gazeteci
Ercan Gün’ün buradan yola çıkarak yazdığı ‘Ape Musa: Faili Bilindik Meçhul’ adlı yeni kitabında hem konuyu yeniden gündeme getiriyor hem cinayetin karanlıkta kalan yönleri hakkında yeni bilgiler veriyor.
Kitabında
PKK lideri
Öcalan’ın suikastta rolü olduğunu belirten Ercan Gün, Anter suikastı ile
Ergenekon arasında da bağ olduğunu savunuyor. Kitabındaki bulguları ve iddiaları PKK’dan ayrılan muhaliflere, Kürt siyasetçilere ve yine Kürt hareketinin önde gelenlerinin ifadelerine dayandıran Gün, kitabı parça parça yazılmış çizilmiş bütün bilgi,
belge ve anıları bir araya getirerek asıl resmi ortaya çıkarmak için hazırladığını söylüyor.
Konsorsiyum öldürdü
Gün öncelikle, Musa Anter cinayetinin
JİTEM içerisinde
örgütlenmiş asker,
korucu ve itirafçılardan oluşan Ergenekon militanları ve dönemin PKK militanları tarafından ortaklaşa bir konsorsiyum tarafından işlendiği şüphelerinin birçok veriyle belli olduğunu savunuyor ve “Olaya sonuçları açısından bakıldığında, eylemin devlet adına yapılmadığı açıkça görülmektedir” diyor. Musa Anter cinayetinden asıl kazançlı çıkansa Gün’e göre PKK. Kitabında cinayetin hemen akabinde bölgede olayların baş gösterdiğini, çatışmaların arttığını, örgüte katılımın en yüksek seviyesine tırmandığını savunan Gün, öte yandan bu cinayetin tek başına PKK tarafından tezgâhlanmadığı görüşünde. Kitabında “Ergenekon iddianamelerine bakıldığında 33 erin şehit edilmesi,
Başbağlar katliamı,
Sivas olayları,
Bahtiyar Aydın,
Cem Ersever, Eşref
Bitlis vb. olaylar, karşılıklı paslaşmayla yapılan eylemlerdir” diyen Gün, Anter cinayetinin de bunlardan biri olduğunu savunuyor.
Hogir hangi taraftaydı?
“Ergenekon’un ve onun alt örgütlenmesi olan PKK’nın temel
hedefi; Türkiye’de iç çatışma çıkarıp bölünmesini sağlamak” diyen Gün, kurulması düşünülen Kürdistan’da da yine ‘uluslararası Gladyo’ya bağlı bir derin yapılanma oluşturulacağını savunuyor: “
Temel amaç, Türkiye’nin bu kargaşa ortamında büyümesi, uluslararası bir güç olmasını engellemektir. Ergenekon bu faaliyetleri devlet içerisine sızarak gösterirken, PKK içerisinde ise başta Öcalan ile
Ankara grubu ve sonradan dahil edilen bazı militanlar bu ideoloji doğrultusunda faaliyet göstermektedir.”
Kitap, suikastın
kilit isimlerinden biri olan ‘Hogir’ kod adlı Cemil
Işık hakkında da yeni iddialar ortaya atıyor. Bilinen senaryoya göre Hogir, PKK’dan ayrılıp JİTEM tarafından suikastta rol alması için Zaho’dan getirilmişti. Anter cinayeti sırasında PKK ile ilişkilerini koparmamıştı. PKK’nın Anter cinayetinde rolü olmadığı iddiasının aksine, Hogir her şeyi Öcalan’ın kontrolünde yapmıştı.
Kitaba göre Anter’in infazı için Hogir adı bizzat Öcalan tarafından belirlenmişti. Öcalan böylece bir taşla iki kuş vurmak istemişti. Hogir gibi birçok suçtan idam istemiyle aranan biri teslim olamazdı. Çünkü o dönem itirafçılık yasası cezayı ancak kısmen indiriyordu. Bu gerekçelerle Öcalan, Hogir’i ortadan kaldırma şartlarını oluşturmak amacıyla, bir şekilde Ersever’le çalışmasını sağlamıştı. Gün kitabında bu tezini, “Öcalan, Ersever ekibinin yapacağı bu eylemle, Hogir’i
hain ilan ederek, ondan kurtulacak ve Musa Anter’in ölümüyle de hem Anter’den intikamını alacak hem de bu cinayeti kullanarak örgüt adına kazanımlar elde edecekti” diye dile getiriyor.
Gün’e göre Hogir o dönemde Diyarbakır’da bulunduğu halde PKK tarafından hedef alınmamıştı. Hogir’in devlet bağlantısı için “Arama kararına rağmen elini kolunu sallayarak Diyarbakır’da gezmekte, hatta operasyonlara katılmaktaydı. Daha da ilginci, Hogir tüm bu işlemleri resmi bir kurum bünyesinde yaparken, resmi hiçbir kaydı yoktur. Bu kişinin bir süre sonra Türkiye’den gitmesine de izin verilecektir” diyor.
Kitabında Hogir’in İsveç’e kaçırılıp daha sonra Almanya’da PKK tarafından öldürüldüğünü belirten Gün, bunun da Öcalan’ın talimatıyla yapıldığını söylüyor. Gün’e göre, Anter suikastının bir başka ilginç yönü de PKK’nın Anter’i öldürdüğü söylenen korucuları affetmesi.
‘Örgütle irtibatlı’
Radikal’e konuşan Ercan Gün, Ergenekon’un Fırat’ın doğusundaki faaliyetlerini deşifre amacını taşıdığını vurguluyor: “Anter ‘Devletin hedefiydi’ dediler. Ama cinayeti PKK’nın işlediğine dair kuvvetli emareler var. İşte Ergenekon da burada devreye giriyor. Faili meçhullere PKK sahip çıkmadı. Gizli tanıkları deşifre etti. Bu bile Ergenekon’la örgüt irtibatını gösteriyor.”
RADİKAL