1.
Kolordu Komutanı Mustafa Paşa'nın reisliğindeki duruşmalar sonunda, 37
sanık idama mahkum edildi, bunlardan 28'inin infazı gerçekleştirildi.
Sanıkların çoğunluğunun
Manisa'nın Lala
paşa, Karakuyu, Hacıyahya gibi mahalleleriyle, ilin Horos, Paşa köylerine ve
Menemen'in Bozalan köylerine mensup olması dikkat çekiyor. 5 Ocak 1931'de başlayan ilk duruşmadaki sanık ifadelerinde olayın iç yüzüyle ilgili önemli ipuçları bulunuyor. Sanıklardan Manisa'nın
Narlıca Mahallesi'nden Mehmet
Emin, Derviş Mehmet'in hedefi, hazırlıkları ve Kubilay'ın katledilişini şöyle anlatıyor:
'Bizi esrarla mecnun hale soktu'
"
Nokta-i nazarına göre merkumun (Derviş Mehmet) bir fikri, bizleri kendi emeline ram edip, bizim akidelerimizi zehirlemek, yani dervişlik yaptırmak ve esrar içirmek suretile bizi fikren teslim almak, biri de merkumun dini ve tekke ve şeyhliğini iade etmek hülyasile Cumhuriyet'e karşı suikast eylediğine zahip oluyorduk. Bizi mecnun gibi bir hale sokan
Mehdi, kendi nezdinde bulunduğumuz müddetçe, bize daima,
Allah bana görünüyor, beni Mehdi olarak gönderdi gibi birtakım sözler söyler dururdu. Biz de böylece iğfal edildik. Ve bu maceralara kapıldık. Mehdi her toplantıda, hükûmetin maksadı ve her hedefi Müslümanları gavur ettirmektir, derdi. Öyle bir hale gelmiştim ki Mehdi'nin dediklerini yapmamak iradesinden mahrum kalmıştım. Bunlar tarikat kisvesine bürünerek din perdesi arkasından büyük oyunlar oynamışlardır."
'İstanbul'da halifeliği ilan edeceğim'
"Bozalan'da Mehdi, dağda bize bir kulübe yaptırdı. Orada mütemadiyen zikre ve esrarlı sigaralar içmeğe başladık. Mehdi Memet, 'Hazreti Peygamber de bu esrardan içti ve öylece miraca çıkarak Allah ile görüştü.' diyerek bizi mütemadiyen zikrettirdi ve esrar içirdi. Mehdi, 'Menemen'e gideceğiz, umum şeyhlere telgraflar çekeceğiz, hükûmeti işgal edeceğiz, tekkeleri açacağız, hükûmeti iki ay
tatil edeceğiz.' diyordu. Menemen'den sonra Manisa,
Ankara ve sair vilayetler işgal edildikten sonra İstanbul'a giderek halifeliği iade edeceğini söylemişti."
'Hükümet kuvvetleri bize silah atmayacak'
"Yola çıktık, Menemen kenarında yine esrarlı sigaralar içip Menemen içerisine girdik, çarşı içerisinde bir camiye geldik, Nalıncı Hasan, caminin içinden bir sancak alarak çıktı, camide birkaç kişi vardı, sancakla zikrede ede birkaç mahalle dolaştık. Ben kendime malik değildim. Bu esnada bir
jandarma neferi geldi. Mehdi'nin ne istediğini sordu, o da 'Ben Mehdi'yim.' dedi. Jandarma 'olamaz' deyince, Mehdi ısrar etti, jandarma gitti. Arkadan jandarma yüzbaşısı geldi. Mehdi onunla da bir şey konuştu, yüzbaşı gitti, biraz sonra askeri yüzbaşısı geçerken Mehdi onu çağırdı ve konuştu.
Yüzbaşı bırakıp gitti. Müteakiben de bir
genç zabit müfrezesiyle gelmiş, Mehdi zabitin kafasını kesip sancağın ucuna dikmiş, benim bunlardan hiç haberim yok. Ben mütemadiyen sancak altında kendimden geçmiş bir vaziyette zikrediyordum. Her taraftan ateş başladı. Mehdi, Şamdan Memet, Sütçü Memet vurularak düştüler, ben de yaralandım, düştüm. Mehdi, bize hükûmet kuvvetlerinin kendisi ile beraber olduğunu, kendilerine silah atmayacaklarını söylemişti.
Zaman