Radikal Ankara Temsilcisi
Murat Yetkin'in bugün kaleme aldığı "3 Kritik Gelişme" başlıklı yazısında
PKK'ya "saldırın" diye
mesaj gönderdiği iddia edildi. İşte tepki çeken o yazı;
Üç kritik gelişme
Son üç günde önümüzdeki süreci belirleyecek üç kritik gelişme yaşandı. Seçime giden yol artık daha zorlu.
Son üç günde yaşanan üç kritik gelişme,
Türkiye'yi 100 gün kalan
seçimlere götüren yolu daha zorlu hale getirmiş bulunuyor.
Önem sırasına göre sıralamadan bunları; 1- Necmettin
Erbakan'ın vefatı, 2- PKK'nın eylemsizlik kararını kaldırması ve 3-
Libya krizinin süratle tırmanması olarak sayabiliriz.
Şimdi önem sırasına göre bu gelişmelerin neden kritik önemde olduğunu şöyle tartışabiliriz.
PKK'nın ateşkesi bitirmesi: PKK dün yaptığı açıklama ile 13 Ağustos'ta ilan ettiği ve fasılalarla haziran seçimlerine dek uzattığı eylemsizlik kararına son verdi. Buna gerekçe olarak da
AK Parti hükümetinin beklentilerini karşılamamasını ve seçimlere kadar karşılayacağı doğrultusunda hiçbir işaret vermiyor olmasını gösterdi. Bu şartlar arasında Meclis'teki partiler tarafından da dile getirilen yüzde 10 seçim barajının indirilmesi ve
faili meçhul kalan olayların aydınlatılması komisyonu kurulması olduğu gibi, KCK tutuklularının bırakılması ve asıl can alıcı olanı, Abdullah
Öcalan ile ‘diyaloğun açık müzakereye' çevrilmesi de bulunuyor. PKK'nın bu kararı almasında Arap coğrafyasındaki gelişmelerin ve iç gündemin
Kürt meselesini geri plana itmesi, diğer yandan hükümetin bütün siyasi yatırımı seçim sonrası hazırlanacak yeni anayasaya bırakmasının payı var.
PKK yaygın eylemlere başlarsa, hem seçime doğru ortam gerilir -özellikle bölgedeki- hem de gerilen ortamda BDP ve tepki olarak da MHP'nin oy potansiyeli yükselişe geçebilir. Bu gelişmeler AK Parti'yi 12 Haziran seçimlerinde hedeflediği yüzde 50'den uzaklaştırır.
Libya krizinin tırmanması: ABD'nin dün ‘Kaddafi'nin gitme zamanı geldi' açıklaması, bugüne dek Libya krizi üzerine yapılmış en sert ve doğrudan açıklamaydı. Buradan ABD'nin Kaddafi'nin gidişini garantiye almak ve hızlandırmak için her şeyi yapabileceği sonucu çıkar.
Avrupa Birliği'nin Libya'ya
yaptırım kararı alması Türkiye'yi bağlamaz; daha önce İran'da görülmüştü.
Başbakan Tayyip Erdoğan dün Almanya'da yaptırımların Libya halkına zarar vereceğini söyledi ve karşı çıktı. Bu doğru bir tutum, ancak Türkiye, karşı olsa da BM yaptırımına uyacaktır. Erdoğan, Libya'ya bir NATO müdahalesine de ‘Ne işi var NATO'nun?' diye karşı çıktı. Gerçi
Afganistan da NATO sorumluluk bölgesinde değil ve Türkiye orada var, ama Libya farklı. Dış
Ticaret Bakanı Zafer
Çağlayan, Libya krizinin uzamasının Türkiye'nin cari açığını tam da seçim döneminde arttıracağını ve enerji fiyatlarını arttıracağını söylüyor. Karışıklıkların
Cezayir ve Körfez'e sıçraması, enerji bağımlısı Türkiye'yi seçim sürecinde zora sokacaktır. Bu gelişmeler AK Parti'yi yüzde 50 hedefinden uzaklaştırır.
Erbakan'ın vefatı: Bugün İstanbul'da törenle defnedilecek olan Necmettin Erbakan'ın
Saadet Partisi'nin belli bir oy tabanı var. Bu oylar yüzde 2 ila 5 arasında tahmin ediliyor. Erbakan'ın son nefesine kadar seçim
ittifakı üzerine çalıştığı biliniyor. Ancak vefatıyla, Saadet Partisi yönetimi kimle ittifak yaparsa yapsın, tabanın büyük çoğunluğu kendiliğinden sandıkta AK Parti'ye meyledecektir. Erdoğan ve AK Parti hükümeti, netice itibariyle Erbakan'ın hayallerinin önemli kısmını kazasız belasız gerçekleştirerek siyasi mirasını zaten hak etmiş görünüyor. BBP zaten AK Parti çekim alanına kapılmış görüntü veriyor. Tıpkı solda DSP tabanının büyük kısmının bu seçimde CHP'ye meyledeceği tahminleri gibi, Erbakan'ın yokluğunda siyasetin
doğal akışı bunu gösteriyor. Erdoğan'ın Saadet'ten bazı sembolik isimleri, örneğin bu Erbakan
soyadı taşıyan bir isim olabilir, AK Parti listesine dahil etmesi şekil şartını tamamlayacaktır. Bu gelişmeler, AK Parti'yi 12 Haziran'da yüzde 50 hedefine yaklaştırır.
Netice olarak; Türkiye'yi etkileme önem sırasına göre üç kritik gelişme böyle açıklansa da, özgül ağırlık açısından Erbakan'ın vefatıyla AK Parti'nin siyasi çekim gücünün artması, Erdoğan'ı yüzde 50 hedefine yaklaştırıyor. Öte yandan PKK eylemsizliğinin son bulması BDP ve MHP'nin potansiyelini arttırıp AK Parti'yi uzaklaştırıyor. AK Parti'nin seçim hedefi bakımından denklem, CHP'nin kendisini yüzde 25 eşiğinden 30 eşiğine ne kadar taşıyabileceğine bağlı görünüyor.