Gazeteci-
Yazar Mümtaz'er Türköne,
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisat Temsilciliği tarafından düzenlenen 'Referandum Sonrası
Türkiye' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Türköne konuşması yapmak için kürsüye çıktığında
Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde öğrenim gördüğü öğrenilen bir grup öğrenci tarafından
protesto edildi.
Öğrenciler bir süre slogan attı. Bazı öğrenciler, Türköne'ye yumurta fırlattı.
Polis ekibi, Türköne'yi açtıkları şemsiye ile korumaya çalıştı. Protestocu öğrencilerin salondan çıkarılmasıyla Türköne konuşmasına devam etti. O ANLAR;
Yumurta, açılan şemsiyeye isabet etti. Bu sırada Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet
Bahar, öğrencileri ikna etmeye çalıştı ancak öğrenciler protestolarını sürdürdü.
Bunun üzerine polis göstericileri dışarıya çıkartıldı. Türköne, olaylar yatıştıktan sonra konferansına devam etti.
Konferans sonunda yaşananları değerlendiren Mümtaz Türköne, "Ben bu protesto eylemlerini doğrudan doğruya, düşünce özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, burada beni dinlemek için gelen öğrencilerin dinleme özgürlüğüne yapılmış bir saldırı, bir şiddet gösterisi olduğunu düşünüyorum." dedi.
Protestocuların eylemlerine rağmen konferansına devam ettiğini belirten Türköne amacını şu sözlerle dile getirdi: "İnsanlar söz isteseler, kendilerini ifade edecekler. O fırsat kendilerine verilecek. Nitekim konferansın sonunda, farklı düşüncelerini ifade edenler de oldu. Ama onların amacının bu konuşmayı engellemek. Dolaysıyla dinleyenlerin de, konuşanın da özgürlüğünü engellemek olduğu anlaşılıyor. Bu tür zorbalıklara
prim vermemek, bu tür zorbalıklarında çare olmadığını, netice almadığını göstermek lazım. Benim ısrarla konuşmak istememin sebebi buydu. Türkiye'nin özgürlüklerin getirdiği zengin ortamda herkesin kendini ifade edebileceği, kendi farklılıklarını ortaya koyacağı özgür barışçı bir ortama ihtiyacı var. Bu arkadaşlarında kendilerine çeki düzen vermesi lazım. Bunların ağa babalarının da, bunlara bu talimatı verenlerinde. Bunlar marjinal sol örgütler, Türkiye'de şiddet geleneğini benimseyen TKP, ÖDP,
EMEP gibi eski Marksist, Leninist silahlı örgütlerin yöntemlerini benimseyen ve sürdüren marjinal gruplar. Ortalığı bunların sesisin sözünün
egemen olmasına ve bunların zorbalığının hakim olmasına izin veremeyiz. Bize düşen görev de bunu engellemek. Ben de kendi adıma, yaptıkları eylemi, engelleme çabasını, zorbalığın sonuç almamasına özgürlükler adına
demokrasi adına bir
kazanç olarak görüyorum."