Kültür ve
Turizm Bakanı Atilla Koç,
Mumcu'nun eleştirilerine
yanıt verirken, ''Sizdeki iktidara çatma şehveti inşallah sizi fahşanın çirkinliğine düşürmesin. Çünkü şehvet iffetle güzel. İffetin en önemli ölçütü de edeptir'' dedi.
Memur-Sen konfederasyonuna bağlı Eğitim-Bir-Sen'in
Başkent Öğretmenevinde düzenlediği ''Türk Eğitim Sisteminde Yeni Paradigma Arayışları'' konulu sempozyum başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan ANAVATAN Genel Başkanı
Erkan Mumcu, sarsıcı şeyler söylenmeden paradigma kavramından söz edilemeyeceğini söyledi. ''Maksadım
yemin ederim ki eleştirmek değil'' diye devam eden Mumcu, paradigma yerine ''idrak'' veya ''kavrayış'' kavramlarını kullanmak gerektiğini, en önemli konu olan eğitim konusunda herkesin ezbere konuştuğunu ifade etti.
İdraki değiştirmek gerektiğini, batının tarihini anlatarak bunun yapılamayacağını anlatan Mumcu, batının pozitivizmin tuzağından kurtulamadığını söyledi.
Eğitimin esasının biçim vermek anlamına geldiğini, insanın ise buna ihtiyaç duymadığını, o nedenle eğitim kavramı ve sisteminin kökünden yanlış ve gayri-insani olduğunu kaydeden Mumcu, pozitivist amaçla sanayi toplumu için nitelikli
işgücü üretmenin eğitimin amacı olmaması gerektiğini kaydetti.
Eğitim yerine inkişaf kavramını esas almak gerektiğini belirten Mumcu, insanın ilimle inkişaf edebileceği için bilim kuruluşlarına ihtiyaç bulunduğunu, pozitivizmin amacının ise insanı mutlu etmediğini dile getirdi.
İslam düşüncesinin aydınlanmasının da referans alınabileceğine işaret eden Mumcu, yapılması gerekenin meslek liselerini yaygınlaştırmak değil, insanın özgürleştirilmesi, seçme imkanı verilmesi gerektiğini vurguladı.
-DİN EĞİTİMİ-
Milli ve manevi bilgilerin aktarılmasında da eksiklik olduğunu, bireylerin manevi ihtiyacı bulunduğunu anlatan Mumcu, şöyle devam etti:
''Eğitimde din eğitimi konusu önemli bir sorun ve bu soruna ideolojik, pozitivist bakmaktan, özellikle önce ahlak ve maneviyat diyerek pozivist bakmaktan kurtulamadık. Kim demiş pozivist anlayış içinde din eğitiminin yapılabileceğini?
İmam hatip okullarının doğru bir
model olduğunu kim savunabilir? Biraz kendi kendimizle hakiki bir yüzleşme içinde olalım. Bir taraftan pozitivist anlayışı matematik, coğrafya, fen bilgisi dersinde anlatacaksınız, ilahiyat derslerinde de bu çocuktan nitelikli bir ilahiyatçı olmasını bekleyeceksiniz. Olmaz.
İlahiyat eğitiminin kendi metodolojisi vardır. Onun için din adamlarımız bugün yarı imam durumundadır.''
Eğitimin paradigmasının insanın özgürleştirilmesi olması gerektiğini ifade eden Mumcu, özgün kültürleri yaratmak için insanı özgürleştirmek, ''tabulardan azade'' etmek gerektiğini ifade etti.
Müfredatın bireyi odaklayan bir arayış içinde olduğunun söylendiğini, bunun yanlış olduğunu belirten Mumcu,
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Necat Birinci'nin ''Siz de onu söylüyorsunuz'' demesi üzerine, ''
Hayır, ben öyle bir şey söylemiyorum'' dedi.
-OKULLARDA BEDAVA KİTAP DAĞITIMI-
Mumcu, hükümetin okullarda ücretsiz kitap dağıtımıyla övündüğünü, aslında bunu
bakanlığı döneminde kendisinin başlattığını söyledi. ''Bedava kitap dağıtıyorsunuz, aferin size, maşallah'' diyen Mumcu, ''Sizin bedava kitap diye getirdiğiniz
uygulama benim getirdiğim uygulama ama o, o değil.
Okul kitabıdır aradığımız şey. Amacı ev ödevinden kurtarmaktır'' diye konuştu. Mumcu, uygulanan yöntemi eleştirirken, ''Bu doğru başlanmış bir işin dejenere edilmesidir, ayıptır'' dedi.
İnteraktif yolla öğrenciyi eğitimin içine almasının amaçlandığını kaydeden Mumcu, ruhu olmayan uygulamalar yapıldığını ileri sürdü. Mumcu, ''Önce üniversite sınavını kaldıracaksınız, sınırsız, sonsuz şans vereceksiniz insanlara. İnsan kendini geliştirdikçe eğilim ve yönelimlerine uygun eğitim alma
kariyer sistemi içinde yer alma özgürlüğüne sahip olduğunu görecektir. Yapılması gereken budur'' dedi.
-KÜLTÜR BAKANI KOÇ'UN KONUŞMASI-
Bakan Koç ise kendisinden önceki
kaymakam, valiler, bakanlar hakkında konuşmadığını, genel başkanlar hakkında ise hiç konuşmadığını, bunun ''
Türkmen çocuğunun edebi'' olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
Eskiden diyalektik kelimesinin, şimdi ise paradigma kavramının çok konuşulduğunu anlatan Koç, bazı kurumlarda 1960 sonrasında pozivist eğitimden pragmatik eğitime geçildiğini, ''Ben şu görüşle eğitim veriyorum dedikten sonra bunun zararın olmadığını'' kaydetti. Koç, ''Türkiye'nin sıkıntısı bunu söylemiyor. Bunu söylememek en kötü şey. Bilmeden en sağcı kurumlarımızda çok ciddi bir Marksistin eserini çok ciddi bir sağcının tercümesiyle sunuyoruz. Ne olursak olalım ne olduğumuzu bilelim'' dedi.
Türkçe sevgisinden de söz eden Koç, bütün dünyada
Yunus Emre Enstitüleri kuruluşunu Bakanlar Kuruluna sevk ettiklerini belirten Koç, enstitülerin Türkçe ve Türk kültürünü yaymak için kurulacağını kaydetti.
Koç, Mumcu'nun eleştirilerine yanıt verirken de şöyle konuştu:
''Sayın bakanım, çok güzel konuşuyorsunuz, mantık selameti içerisinde konuşuyorsunuz. Size o açıdan teşekkür borçluyum. İktidara çatma şehveti inşallah sizi fahşanın çirkinliğine düşürmesin. Çünkü şehvet iffetle güzel. İffetin en önemli ölçütü de edeptir. Biz bütün siyasi parti liderlerinden ve bütün siyasetçilerden şehveti iffetle dengelemelerini, önce kendi nefsime arzu ediyorum. 60 yaşında olduğum için bu duamın kabul olunacağı kanaatindeyim.''
-''KIŞKIRTICI BAKIŞ AÇISI GETİRMEYE ÇALIŞTIM''-
Mumcu, Bakan Koç'un konuşmasının ardından yeniden söz alarak kürsüye geldi ve sözleriyle hiçbir kurum ve kişiyi
hedef almadığını söyledi.
Sadece
eylem, yönelim ve tercihleriyle değerlendirdiğini kaydeden, Mumcu, Koç'un samimiyetini kabul ettiğini belirtti. Mumcu, ''Ama asla kişiselleştirilmemiş bir iletişimi son sözleriyle kişiselleştirmiş olmasını da onun derin kültürüyle çok alakalandıramadım. Ben sayın bakanı insan olarak seviyorum, çok üstün ahlaki niteliklere sahip olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
Konunun kimsenin kişiliği ile ilgisi bulunmadığını vurgulayan Mumcu, ''Paradigma kelimesinin şanına yaraşır bir kışkırtıcı bakış açısı getirmeye çalıştığını'' ifade etti. Mumcu, ''Bunu bir
tecavüz kastıyla yapmadım. Eleştirmek yermek kastıyla yapmadım. Bir işe yarasın diye bu kadar parçaladım kendimi. Sayın Bakan iyi niyetinize ve dileklerinize teşekkür ediyorum. Ben de aynısını siz ve bütün
mesai arkadaşlarınız için diliyorum'' dedi.