Haberform, Prof. Dr.
İlber Ortaylı'ya "
Muhteşem Yüzyıl"ı sordu. İşte Prof. Dr. Ortaylı'dan çapıcı açıklamalar…
*“Harem Osmanlı Cemiyetine kadın yetiştirmiştir” dediniz. Son zamanlarda ekranlarda gösterilmeye başlanan “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde gördüğümüz üzere Harem çok daha farklı bir şekilde izleyicisiyle buluşuyor. Dizide aşk ve saray entrikaları ön planda tutulmuş ve bu konular ustaca işleniyor. Tarihi, objektifliğin titrek ve bulanık akislerinde uzak bir şekilde değerlendirdiğimizde bu diziye bakış açımız nasıl olmalıdır ve siz bir tarih üstadı olarak bu diziyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Harem sıkıcı bir yer, çok yemekler yok öyle, herkes iyi giyiniyor ve Haremde sert bir hayat var.
Dayak yok fakat en son ceza olarak kullanılabiliyor. Haremde müthiş bir eğitim var. Sadece Enderun halkı değil
haremdeki kızlar da çok iyi bir eğitim görüyor. Cariyeler öyle sağda solda dedikodu falan yapmıyor. Dikiş-nakış müthiş bir şekilde öğreniliyor.
Okur-yazarlık çok yüksek.
Hazine yine orada bulunuyor ve buranın hesaplarını tutmak
bakkal defteri tutmaya benzemez. Haremde zor bir hayat var. Reşat Ekrem'in okunmasını
tavsiye ederim bu konularda. Yine Uzunçarşılı'da okunabilir. Eğer ben bir zaman makinasına binsem ve geçmişe gitsem Osmanlı sarayında yaşamak istemezdim. Medreseleri
tercih ederdim. İlim için çok iyi bir
senaryo değil. Saray eğlenceleri olmaz Haremde. Dizi, film ise kendine özgüdür. Gerçeği aksettirmez. Saray bir askeri kışladır.
Padişah kadınını yanağından öper diyorlar. Öyle bir şey söylenemez. Bunu tespit etmek için büyük bir hekim, minyatür uzmanı olmak lazım. Divan edebiyatını çok iyi bilmek lazım, Fuzuli'yi anlamak lazım, terzilik bilmek lazım bunun için.
Ezbere konuşuluyor. Filimciler ezbere gidiyor ama halkımızda ezberci. Bu medeniyeti hepimiz incelemeliyiz, araştırmalıyız, doğru kaynaklardan kendimiz okumalıyız. Bu kadar muhteşem bir tarih için muhteşem bir edip lazım, yoksa saçmalarlar.
Haremde çok az kadın
padişahın hanımıdır. Osmanlı biz istesek te istemesek te vardır, içimizdedir. Türk sinemasının tarihi konu alma babından birçok eksiği vardır.
Amerikan sineması da bu konuda yeterli değil.
Avrupa sineması ise bu konuda iyi. Tarihimizin görsel belgelerini kullanarak tarih yazmaya alışamamışız. Arşivden dışarı çıkamıyoruz, müze malzemelerini, bırakın senaryonun senaristlerini tarihçilerimiz bile sevmiyor. Harem bugün Türk araştırmacılar tarafından iyi bir şekilde tam olarak araştırılmamıştır. Bugün dizi ya da film, hangisi tarihi konu alıyorsa gerçeklikten uzaktır, kendine özgüdür.
KAYNAK: HABERFORM - HABER İÇİN TIKLAYIN