Hocaefendi sohbetinin hemen başında Hazreti Âdem'in tevbesinin kabulü, Hazreti Nuh'un gemisinin
Cudi dağına oturması ve Hazreti İbrahim'in ateşten kurtulması gibi Ehl-i
Kitap için önemli bir çok olayın yaşandığı bu zaman diliminin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Muharrem Ayı yüreklerimizi dağlayan
Kerbela Hadisesi'nin de vuku bulduğu ay. Hocaefendi bugüne kadar her fırsatta dile getirdiği gibi yine Kerbela Hadise'sinin bütün müslümanlar için müşterek bir acı olduğunun altını çiziyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi Peygamber Efendimiz'in
mübarek torunu Hz Hüseyin ve yakınlarını katledenleri de "elleri kurusun" diyerek anıyor. Ancak bazı kesimlerin bu olayı bütün sünnilere mal eder şekilde anmalarının da yanlışlığına dikkat çekiyor.
Hocaefendi sohbetinde
Ehl-i Beyt sevgisini de anlatıyor. Ehl-i Beyt'i sevmenin dinin bir gereği olduğunu vurgulayan Hocaefendi ifrata gitmenin de tehlikesini hatırlatıyor.
Kerbela Hadisesini yeni kavgalara sebep olacak şekilde hatırlamanın lüzumsuzluğuna dikkat çeken Hocaefendi tam bütün müslümanlar için müşterek olan bu acıyı bir ve beraber yad etmeliyiz diyor.
Hocaefendi bazı kesimlerin bu meseleyi
Alevi ve Sünniler arasında bir niza sebebi gibi kullandığına da dikkat çekiyor ve sohbetini yine dua ile noktalıyor.