Başbakanlık
Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklama şöyle:
''Bugünkü
Milliyet gazetesinde 'hayali konuşmalar' başlığı ile hezeyan olduğu peşinen kabul edildiği halde Sayın Başbakanımız ile
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Sayın
Yaşar Büyükanıt'ı
hedef alan bir karalama senaryosunun gündeme getirilmiş olması gazetecilik ciddiyeti ve sorumluluğu ile bağdaştırılmamaktadır.
Kara
propaganda ve dezenformasyon faaliyetinin ürünü olan bu hezeyanların hangi maksatla gazete sayfalarına taşındığı hususunu kamuoyumuzun takdirine bırakıyoruz.''
Milliyet Gazetesi'nin iddia ettiği diyaloglar
HÜKÜMETİN TSK'YA KARŞI KONUŞMALARINA DAHA FAZLA GÖZ YUMAMAYIZ
Büyükanıt: Sayın Başbakan
Şemdinli iddianamesi kapsamında elde ettiğimiz istihbarat TSK’ya karşı hükümetinizin ve partinizin bir
komplo içinde olduğunu gösteriyor.
Bana ve TSK’ya karşı tavrınızı ve YAŞ’a yönelik dış destekli oluşum tezgâhını kabul etmemizi ve sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz. Eğer bugüne kadar TSK olarak, sorumlu
paşalar birçok tepkiyi Anayasal platformda şahsınıza ve makamınıza iletmemişsek
ülkemizde bir kaosa malzeme edinmekten çekinmemizdendir, ‘TSK konuştu, ekonomi çöktü’ dedirtmemek için kamuoyuna açık konuşmadık. Ama hükümetinizin ve partinizin dış destekli TSK’ya yönelik hamlelerine çok fazla
seyirci kalamayız.
TÜRKİYE ARTIK TSK'NIN KONTROLÜNDE DEĞİL
Erdoğan: Sayın Paşam, korkmayın ‘TSK konuştu’ diye
Türkiye’de
ekonomik kriz çıkmaz. Dünyanın önde gelen
finans kuruluşlarıyla anlaştık. Şemdinli iddianamesinde size ve TSK’ya yönelik araştırılması gereken ne varsa araştırılacak. Türkiye artık TSK’nın kontrolünde bir ülke değil, millet idaresinin hâkim olduğu bir ülke olacaktır. TSK’da bir paşa da konuşsa ekonomide bir şey olmaz. Rockefeller gibi dünyanın en zengin, en güçlü gruplarıyla birlikte hareket ediyoruz.
TÜRKİYE'YE KARŞI BİR KOMPLONUN İÇİNDESİNİZ
Büyükanıt: Sayın Başbakan, bu üslup Türk Hükümeti’nin Başbakanı’na ait olamaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşları ile TSK’nın Anayasal sorumluluklarını yerine getirmesini engellemek için mi anlaştınız? Sayın Başbakan, Türkiye’ye karşı bir komplonun içindesiniz. Şemdinli’de Türk askerine karşı girişilen
linç hareketinin arkasında partinizi iktidara taşıyan dış güçlerin istihbarat servisleri var. Sayın Başbakan, Şemdinli araştırılırsa TSK aklanır, ben aklanırım ama siz bu işin altında kalırsanız. Sayın
Genelkurmay Başkanım, soruşturmaya gerek görmeyerek beni değil, Türk Hükümeti’nin onurunu ve haysiyetini korudu. Şayet, Şemdinli iyice soruşturulursa o işin ardından siz, sizin müsteşarınız ve sizi destekleyen dış güçler görülecekti.
Hükümetinizin
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil ettiğini unutuyorsunuz. Sayın Başbakan, siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı değil, Rockefeller’ın başbakanı olmuşsunuz.
ŞEMDİNLİ'NİN ARDINDA TSK'NIN SAVAŞ LORDLARI VAR
Erdoğan: Sayın Paşam, istihbaratınız yanlış, Şemdinli’deki hadisenin ardında TSK’daki “
Savaş Lordları” var.
ASIL SİZİN PARTİNİZİN ARKASINDA SAVAŞ LORDLARI VAR
Büyükanıt: O “Savaş Lordları”, AKP’yi iktidara taşıyanların içinde. Sizin ve partinizin arkasında “Savaş Lordları” var. Bazı müttefiklerimiz, partinizi ve sizi “Truva Atı” olarak kullanıyorlar. Siz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı değilsiniz, ‘Savaş Çuval olayını
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni cezalandırmak için sizi iktidara getiren ABD içindeki güçlerle birlikte tezgâhladınız. Şemdinli hadisesini sizi iktidarda tutmaya çalışan siyonistler ve İngilizler kurguladı. Siz Türk milletine değil siyonistlere güvenen bir korkaksınız! TSK bu durumu eninde sonunda ortaya çıkaracaktır.
KİMİ İSTERSEM ONU GENELKURMAY BAŞKANI YAPARIM
Erdoğan: Türkiye, bizim kontrolümüzde, TSK da benim kontrolümde. Kimi istersem onu paşa, Genelkurmay Başkanı yaparım. Biz ABD ile anlaştık,
Irak’a da
İran’a da
Suriye’ye de birlikte
operasyon düzenleyeceğiz. BOP’ta ABD bizi de ortak olarak görüyor. Sayın Paşa, Türkiye artık TSK’nın elinde değil.
SİZLER GERÇEK MÜSLÜMAN OLAMAZSINIZ
Büyükanıt: Bu görüşmeyi Sayın Genelkurmay Başkanıma
rapor etmek zorundayım. Sizler, gerçek
Müslüman olamazsınız, sizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamazsınız? Bu haliniz apaçık bir
ihanet.
İhanetiniz cezasız kalmayacaktır. Bu millet sahte dincilerden, sahte Atatürkçülerden, sahte milliyetçilerden, sahte demokratlardan çok çekti ama eninde sonunda hepsini cezalandırdı.
SİZ DE BİZE KATILIN
Erdoğan: Hiçbir şeye gücünüz yetmeyecek. Türkiye başka ellere geçti ve geçiyor. Her yere hâkimiz, Size tavsiyem, siz de bize katılınız.
Büyükanıt: Sayın Başbakan... Sizler gibi ihanet içinde olamam...
BU YALAKALIKLAR BAŞBAKANA YAKIŞMIYOR
Erdoğan: Beni yanlış anladınız. (Ayakta Paşa’nın çıkmasını engellemeye çalışırken)... Biz Şemdinli olayında
Savcı’yı cezalandıracağız. Bazı cemaatler, TSK’nın aleyhinde olabilir. Olayı onların uzantıları araştırdı.
Büyükanıt: Bu tavırlar ve yalakalıklar bir Başbakan’a yakışmıyor. Bu iğrenç ortamdan çıkıyorum, toplantı bitmiştir.
YANLIŞ YAPTIK
Bu diyalogların ardından metinde parantez içinde şunlar yazıyor: “RTE, bir
takım telefon konuşmaları yapar. Çok sinirlidir. ‘Birini bul, Paşa’yı teskin etsin
arkadaş, çok büyük yanlış yaptık. Kim dediyse
Yaşar Büyükanıt her türlü teklife açık diye bizi yanılttı, onu bana bulun, ismini verin’ emirleri ve azarları birbirini kovaladı)