Erkan Mumcu-(Demokrat Parti Eşbaşkanı):
"İlk
aday olduğum dönemde,
seçim çalışmaları için Eğridir’e tepeden
bakan bir köye gittik. Benim, ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Karşılama sırasında vatandaşlarla tek tek öpüşmeye başladım. İşin en zor kısmının bu olduğunu öğrendim orada. Çünkü, köylük yer olduğu için, insanlar her gün tıraş olmaya gerek duymuyorlardı. Bu yüzden, daha üçüncü kişiyle öpüşürken yüzümün alı al moru mor hale geldiğini hissettim.
Ancak asıl dikkatimi çeken şey başkasıydı; 30-40 kişide bir, bir köy bekçisini öpüyordum. 6-7 kez köy bekçisi öptüm. ’Burada çok mu olay oluyor acaba, niye bu kadar bekçisi var’ diye kendi kendime sorup, etrafı dikkatlice süzdüğümde durumu çözdüm. Köy bekçisi bir taneymiş ama ben onu her öptüğümde sıranın en başına geçiyormuş ve ben hep aynı bekçiyi öpüyormuşum. Dahası da, köy halkı bir daire oluşturmuş, ben, döne döne sürekli aynı kişileri öpüp duruyormuşum."
Şevket Arz-Trabzon(CHP):
"Trabzon’dan arayan bir vatandaş ’Vekilim yarın sizi ziyarete geleceğim’ dedi. Ben de, ’Buyur gel...’ dedim. Aynı günün gecesi saat üçte
telefonum çaldı, arayan aynı kişiydi. ’Vekilim
otobüs Sungurlu’da mola verdi. Geliyorum’ dedi."
Yaşar Tüzün-Bilecik(CHP):
"Annem, Bilecik Belediye Başkanlığı’nın ardından milletvekili olmama pek sıcak bakmıyordu. Çünkü,
Ankara’ya gitmemden hoşnut değildi.
Meclis Başkanlık Divanı üyeliğine seçildim.
Meclis TV’yi izleyenler görmüşlerdir; ben görevim gereği Meclis’teki programı okurum. Anneme ’Partim
iktidar olamadığı için bakan olamadım ama Meclis’in bakanı oldum. Başkanlık Divanı yesi oldum’ dedim. Annem ise şöyle karşılık verdi: ’Bırak be oğlum, koskoca belediye başkanlığını bıraktın gittin de, orada
mektup okuyorsun."
Hacı Biner-Van(AK PARTİ):
Gecenin bir yarısında Biner ile onu arayan bir vatandaş konuşur. "’Efendim’, ’Vekilim, geç saatte rahatsız ettim, kusura bakmayın’, ’Önemli değil, dinliyorum’, ’Benim birader, karısını dövünce, yengem dördüncü kattan atladı. Biraderi emniyete götürdüler de onu kurtar diyecektim’, ’Eee, hanımı kim kurtaracak?’"
Reyhan Balandı-Afyon(ANAVATAN):
Milletvekili yeminini ettikten sonra annesi arar. "’Anneme, yemin töreninde çok başarılı olduğumu, iyi geçtiğini söylediğimde, annem ’iyi kızım, tamam da, limon sıkacağı nerede?’ dedi."
VEKİLDEN VEKİLE "ALO ŞAKA"
Sabri Varan-Gümüşhane(AK PARTİ):
"Meclis’te CHP
Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır kürsüde konuşan
AK Partililere devamlı müdahale ediyor ve laf atıyor. Hemen telefona sarıldım ve onu aradım. ’Vekilim sizi Kırşehir’den arıyorum. Meclis TV’de sizi izliyoruz, şu anda. Siz bizim gururumuzsunuz. Çok iyi gidiyorsunuz. Arkalarda kalmayın, önlere geçin, dediğimde, Hüseyin Bayındır, ’sağ ol benim canım’ dedi ve hemen önlere geldi. Ardından,
Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen aradı; ’vekilim yüksek yüksek bağır’ dediğinde Bayındır, ayağa kalkarak bağırmaya başladı."
Bayram Özçelik-Burdur(AK PARTİ):
"Burdur’dan gelen 185 kişilik bir topluluk, ’biz bugün Meclis’te yediğimiz yemeği, hayatımız boyunca unutmayacağız’ dediler... O günü ben de hayatım boyunca unutmayacağım."
İŞ İÇİN HER ŞEY TAMAM BOYU 10 CM KISA
Mustafa Ilıcalı-Erzurum(AK PARTİ):
"’Vekilim ben iş başvurusu yaptım. Her şey tamam da,
küçük bir problem var’, ’Neymiş’, ’
İş başvurusu için her şey tamam da, bir tek boyum on santim kısa... Ne yapabiliriz’"
Osman Seyfi-Nevşehir(AK PARTİ): "Gece 02.30’da telefonu açtığımda ’Efendim’, ’beni tanıdınız mı’, ’hayır tanımadım’, ’Seçim zamanı olsa tanırdın ama...’"
Rasim Çakır-Edirne(CHP):
"’Vekilim , oğlumun arabasını çekecekler. Lütfen yardımcı ol. Tüm evrakları tamam, bir tek ehliyeti ve ruhsatı yok. Hallet şu işi be vekilim.’"
Öner Gülyeşil-Siirt(AK PARTİ):
"Telefon çaldı, açtım. ’alo’, ’beni tanıdınız mı’, ’isminizi verirseniz’, ’ismimi versem bilemezsiniz. Hiç karşılaşmadık. Siz bizim köyde teyzemin oğlu ile tokalaşmızsınız. Oradan tanırsınız belki.’"
Alim Tunç-Uşak(AK PARTİ):
"Bir keresinde bir dostum ziyaretime geldi. Otururken telefonlarımın biri susuyor, biri çalıyor. Doğru dürüst oturamadan dostum izin isteyip ayrıldı. Bir saat kadar sonra, çalan telefonu açtığımda karşıma yanımdan izin isteyerek ayrılan dostum çıktı ve bana ’en iyisi böyle konuşmamız; sen telefonla arayanlarla daha çok ilgileniyorsun’ dedi."
Kenthaber