Siyasetin yeni Turgut Sunalp'i
Siyasi hayatımıza yeni bir parti daha katıldı, Hak ve
Eşitlik Partisi.
Partinin kurucusu ve genel başkanı
emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu.
Pamukoğlu'nu, son 5 yılda "Efsane Komutan" niteliğiyle televizyon programlarının vazgeçilmez ismi olarak tanıdık.
Bir
terör olayı olduğunda hangi televizyon kanalına baksak o vardı.
O konuşmalardan aklımda kalan tek şey ise, "778 gün oralarda kaldım" sözüydü. Bir de bağıra çağıra konuşması ve herkesin yanlış yaptığını söylemesiydi.
Tam da bu nedenle
Başbakan Er
doğan tarafından da eleştirilmişti.
Şimdi bir siyasi aktör olarak çıktı karşımıza.
Siyasette neler yapacağını ve ilkelerini okuduğumda, aklıma 12
Eylül Askeri darbesinin siyasetteki versiyonu MDP geldi.
O dönemde üç parti kurulmuştu. Emekli
Orgeneral Turgut Sunalp'ın başında olduğu
Milliyetçi Demokrasi Partisi, Necdet Calp'ın Halkçı Partisi ve Turgut Özal'ın
Anavatan Partisi.
12 Eylül yönetimi açıkça Sunalp'i desteklemesine rağmen üç partinin katıldığı 1983 seçimlerinde Sunalp'in partisi MDP ancak üçüncü oldu.
Bildiğim kadarıyla
sivil siyasete çok sayıda asker girdi ama siyasi parti kurup başarılı olanı pek görülmedi.
MDP de başarısız bir "askeri" girişimdi.
Önceki gün 32.Gün programında yukarıda sözünü ettiğimiz bu dönemin parti kuran emekli askeri Osman Pamukoğlu vardı.
Programı ortalarından izlemeye başladım.
Kuzey Irak,
terörle mücadele üzerine yine bildik konuşmalarını yapıyordu. Sonlara doğru devreye
32. Gün programının Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Akar girdi ve yazdığı kitaplarından sorular sormaya başladı.
O gürleyen Pamukoğlu bir anda bocalamaya başladı. Sorulara verdiği
cevaplar karşısında donup kaldım.
Akar, Pamukoğlu'nun kitaplarından kısa bölümler okudukça, yeni siyasetçi eski paşalığını hatırlıyor ve öfkelenerek cevap veriyordu.
Bir ara Rıdvan Akar, Pamukoğlu'nun "Ey
Vatan" isimli kitabından bir bölüm okudu:
"Önder, doğa ve insan doğasından hareketle sıradan insanların şiddetli özlemleri olduğunu bilir. Bunlar severler, nefret ederler ve isterler. Bencildirler, her düşünceleri eşya ve şahıslarla ilgilidir. Kendilerini rakamlar ve miktarlarla zehirleştirmişlerdir."
Akar, sonra da şu soruyu sordu:
"Siz siyasi parti lideri olarak bu kadar aşağıladığınız halktan nasıl oy isteyeceksiniz?"
Pamukoğlu'nun ne cevap vereceğini merakla bekliyorum. Bir an durdu ve öfkeyle konuşmaya başladı:
"O sözler kutsal kitaplardan alınmadır. Halk bencildir, hatta ahmaktır. Peygamberler bunun için geldi."
Bu kez Rıdvan Akar, "Siz kendinizi o konumda mı görüyorsunuz?" diye sordu.
Bu soruya ne cevap verdiğini tam olarak hatırlamıyorum ama çok öfkelendi ve 5 yıl önce yazılmış bir kitabı neden gündeme getirdiğini söyleyip durdu.
İşte o söyleyip durduğu vahim tespitlerinden biri daha...
"Hayatta her zaman düşmanınız ve hasmınız olacak..."
Pamukoğlu kendisine ait bu tespitin hatırlatılmasına da çok kızdı.
Doğrusu tavrı da, sorunlara yaklaşımı da, 21.yüzyıla bakışı da sivil değil askeri ve otoriterdi.
Böylesi bir düşünce sahibinin "Hak ve Eşitlik" gibi anlamlı iki kavramı parti adı olarak seçmesine ne demeli?
Bu manzarayı görünce bu kez de aklıma MDP'nin başındaki rahmetli Turgut Sunalp'in o dehşet verici sözleri geldi.
Başarısızlığa uğrayıp siyasetten ayrılan Sunalp'le
Nokta dergisinde birlikte çalıştığımız Güldal Kızıldemir bir söyleşi yapmıştı.
Kızıldemir'in "Copla tecavüz edilerek işkence yapılıyor" sözüne Sunalp, şöyle karşılık vermişti:
"Niye copla tecavüz etsinler ki, elimizde taş gibi oğlanlar var."
İlk gerilla savaşçısı eğitimi alan Sunalp'in askeri hayatı hatırlansa da, siyasi hayatını bu gaf dışında hatırlayan var mı?
MAHMUT ÖVÜR/SABAH