Mikro-kredi nedir?
Mikro Kredi Sistemi “Kişiye yemesi için bir balık vermezsiniz. Onlara nasıl balık tutulmasınıda söylemezsiniz. Bunların ötesinde olan, balık tutmak için bir ağ veya kayık kiralamasını veya almasını sağlarsınız.” görüşüne dayanmaktadır.
İşte bir örnek
“Bir bakkal dükkânı açmayı hep istedim, ama para yok ki...
8 çocukla, geçimimiz dar. Bu işi söyledikleri zaman hiç aklım kesmedi. Proceden gelenler konuşunca, deneyelim dedik. Şu köşeyi dükkân yaptık. Şimdi, toptancı ayağıma geliyor. O gelmeden önce, evleri dolaşıyorum, analara, bacılara soruyorum, ne istediklerini. Onlar ne istedilerse, toptancıdan onu alıyorum. (Böylece) dükkânda mal birikmiyor. Proceden 700 milyon lira borç aldım. O kadar mal alıyorum. Biraz da toptancı, satılsın diye mal bırakıyor. Öteki bakkallardan ucuza veriyorum, borcumu da ödeyebiliyorum. Her hafta kalan para, yeniden mal almama yetiyor. Biraz da artırabiliyorum. Çocukların okul masrafına da destek veriyorum. Bu ev bizim. Gelecek yıl sokak üstündeki duvarı yıktırıp bir camekân yaptıracağım; o zaman yoldan geçenler de mal alacaklar. Birkaç yıla kadar, bakkal dükkânı tam işleyecek. Bu işi kuranlara her gün dua ediyorum.”
Bu sözler, Diyarbakır'ın fakir mahallelerinden birinde, mikro-krediden yararlanan binlerce kişiden , evinin bir köşesinde 6 aydır işlettiği bir bakkal dükkânını, anlatan 55 yaşındaki bir ev hanımına ait.
Mikro-finans nedir?
Mikro-finans, dar gelirli insanların geçimlerini sağlayabilmeleri, kendi işletmelerini kurmaları veya geliştirmeleri için verilen kredilerin ve diğer finansal hizmetlerin (tasarruf hizmetleri, iş geliştirme programları gibi) tümüdür. Mikro-finansın ilk uygulamaları otuz yıl önce Bangladeş ve Bolivya gibi birkaç ülkede başlatılmış, 1980’lerden sonra ise geliştirilerek Güney Asya, Doğu Asya, Afrika, Doğu Avrupa ve Güney Amerika’daki birçok ülkeye yayılmıştır. Şu an tüm dünyada yaklaşık 55 milyon insana hizmet veren 2200 mikro-finans kuruluşu bulunmaktadır. Bugüne kadar mikro-finans kuruluşları tarafından gerçekleştirilen toplam nakit akışı 2.5 milyar doları bulmaktadır.
Geçtiğimiz yirmi yıl içerisinde, mikro-finans uygulamaları, hedeflenen belirli sektörleri geliştirmek için verilen arz odaklı kredilerden, talep odaklı ve sürdürülebilir hizmetlere (kredi, tasarruf, sigorta hizmetleri gibi) dönüşmüştür. Diğer bir deyişle, dar gelirli kesimlerin finansal ihtiyaçlarına sürekli olarak cevap verebilecek sürdürülebilir ve yerel kurumlar oluşturmak, bu uygulamanın odak noktası haline gelmiştir.
Türkiye’de ilk Diyarbakır’da başladı
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) ile Bangladeş kökenli Grameen (Köylü) Trust Bankası'nın işbirliğiyle Diyarbakır'da, 18 Temmuz 2003'te başlatılmış bulunan, 'Türkiye Grameen Mikro-kredi Projesi', toplumun en fakir insanlarına kredi vererek, onların iş kurmalarını sağlama amacını güden bir yoksullukla savaşım projesidir.
Ödemede kolaylık
Projeden kredi alanlar, borçlarını, ortak hizmetler karşılığı olarak eklenen yüzde 20 fazlasıyla ve haftalık taksitlerle, bir yılda geri ödemektedirler. Kredi alanlar, borçlarını geri ödeyinceye kadar, elde ettikleri yeni iş olanaklarıyla yaşam koşullarını iyileştirmekte ve borçlar ödendikten sonra ortaya çıkan iş olanaklarıyla işlerini genişletmektedirler. TİSVA Başkanı ve birkaç arkadaşımla, 21-22 Kasım'da, Diyarbakır'da, projenin kısa bir sürede 1070 fakir kadına, 645 milyar tutarında teminatsız kredi verdiğini ve kredilerin geri dönmesinde güçlükle karşılaşılmadığını gördük. (Funda hanımın, 22 ve 25 Kasım yazıları). Proje, Bangladeşli üç uzmanın yönetiminde, çoğunluğu öğrenci ya da öğretmen olan ve bu konuda eğitilmiş bulunan, ücretle çalıştırılan 9 görevli ile uygulanmakta, fon sağlanması gibi konularda çok sayıda gönüllü de projeye katkıda bulunmaktadır.
Proje Bangladeş’te başladı
Kurucusu Prof. Dr. Muhammed Yunus'un kitabı (Banker to the Poor-Micro-lending and the Battle Against World Poverty, Public Affairs, 2003, N.Y.), sistemin uluslararası boyutlarını veriyor. (Türkçesi, 'Yoksulluğun Bulunmadığı Bir Dünyaya Doğru', çeviri Gülden Şen, Doğan Kitap.) TİSVA Başkanı ile İstanbul'daki görüşmemizde, projeyi yerinde görmek istedik. Yazı girişindeki sözleri söyleyen, eski işsiz ve yeni bakkaliye sahibi hanımdan başka, genellikle inek ve öteki evcillerin besiciliği ve sepetli motosikletle dağıtım yapan ve el işlemelerini turistik mağazalar aracılığıyla pazarlayan 20 kadar kadın girişimciyle görüştük. Hemen tümü de işlerini genişletmeyi planlamakta ve ailelerinin öteki bireyleriyle başkalarını çalıştırabilecek hale gelebileceklerini söylemekteydiler. Bu özelliğiyle proje, yoksuldan girişimci ortaya çıkartmak diye nitelendirilmelidir.
Bangladeş'teki aşırı yoksulluktan esinlenerek kurulan mikro-kredi uygulaması, 1976'da Muhammed Yunus'un kendi cebinden verdiği 6 dolarlık krediyle başladıktan sonra, 2004 Kasım'ında dünyanın 111 ülkesine yayılmış, dünya yüzünde 80 milyon fakir insana kredi vermiş ve aile bireyleriyle birlikte 400 milyon kişiye yarar sağlamış, kendi kendini yenileyen ve büyüten bir sistem haline dönüşmüştür. Bangladeş'te verilen kredilerin ortalama büyüklüğü 36 dolar. ABD'de 1200 dolar, ülkemizde 500 milyon TL. (35 dolar) tutarındadır. Küçücük kredilerle elde edilen sonuçlar, büyük mucizelerin öncüleri gibidirler. Sistemden kredi kullananlar, tüm kuruluşlara ortak edilmektedir. Diyarbakır merkeziyle, Bismil ilçesinde ve Batman'da başlayan uygulamanın, öteki illerimize de yayılması umulmaktadır. Bu örneğin, dünyadaki klasik bankacılara, finansçılara, makroekonomi kurallarıyla ömür tüketenlere de anlatacağı pek çok şey vardır.
Türkiye projesi AK Parti Diyarbakır Milletvekili Prof Dr Aziz Akgül' e ait.
Pilot il Diyarbakır'da uygulanan ve halk arasında, "İnsanları Adam Yerine Koyma Projesi" olarak bilinen Mikro Kredi Projesi'nin yaygınlaştırılması için gecesini gündüzüne katan
Diyarbakır Milletvekili Prof Dr Aziz Akgül dar gelirli ailelerin geçimine katkı sağlanması amacıyla her aileden bir kişiye geçici iş temin edilmesi, vatandaşlık geliri verilmesi ve bölgesel asgari ücretin uygulanmasına yönelik kanun teklifi de hazırladı. Projeyle bizzat ilgilenen Akgül, yoksul olan ve iş yapmak isteyenlerin kendisine 0 532 276 70 72 nolu cep telefonundan ulaşabileceğini söylüyor
Mikrofinansmanın Müşterileri Kimlerdir?
Mikrofinansmanın müşterileri - hane halklarının kadın reisleri, emekliler, yerlerinden edilen insanlar, maaşları azaltılan işçiler, ve mikro girişimciler – dört yoksulluk seviyesine indirgenebilir: en yoksullar, çok yoksul, orta derecede yoksul ve risklere karşı hassas fakat yoksul olmayanlar. Geri ödeme kapasitesi, karşılıklı uygunluk ve veri uygunluğu bu kategoriler arasında değişse de, bu müşteri gruplarının finansal ihtiyaçlarını sürdürülebilir bir şekilde karşılamak için metodolojiler ve operasyonel yapılar geliştirilmiştir.
Karşılıklı temelli kredi, ödeme hizmetleri ve kredi kartı hesapları da dahil olmak üzere daha resmi ve genel olan finansal hizmetler orta derecede yoksul olan gruba uygun olabilir. Aşırı ve orta derece yoksul olan kişiler için finansal hizmetler ve dağıtım mekanizmaları grup yapılarını ya da karşılıklı ve kredi analizinin daha esnek formlarını kullanıma açabilir. En yoksul kesimlere hizmet etmek daha sorunludur (ve pek çok finansal hizmet sağlayıcıları için imkansızdır), fakat yaratıcı şemalar – Bangladeş Kırsal Gelişim Komiteleri lGVGD Programı gibi – bu gruplar için ekonomik faaliyet ve finansal hizmetlere erişim yollarını açmıştır.
Belirli bir finansal hizmet sağlayıcısı için müşteri grubu temel olarak misyonu, kurumsal forumu ve metodolojisi tarafından belirlenmiştir. Yoksullara hizmet sağlayan bankalar genelde sadece orta derece yoksul gruplara erişmeyi hedef alırlar. Kredi birliği müşterileri ise orta derecede yoksul ile hassas fakat yoksul olmayan grupları kapsar, halbuki bu bölge ve kredi birliğinin tipine göre değişiklik göstermektedir. STK'lar, gayrı resmi tasarruflar ve kredi grupları, ve topluluk tasarrufları ve kredi dernekleri yüksek çaplı müşteri profillerine sahiptirler. Mikro Bankacılık Bültenine rapor veren mikro finansman sağlayıcılarının 150'den fazlası, orta derece fakir olanlara borç verme eğilimindedir.
İŞTE MİKRO KREDİ ALANLARDAN ÖRNEKLER
Güler Turan ile Emine Çakım, 1999 yılındaki depremin vurduğu İzmit'in Derince ilçesinde yaşayan ve Türkiye'de halen küçük bir kesimin yararlanabildiği ve sadece iki kuruluşun dağıttığı mikro kredileri kullanan iki kadın. Güler Turan, 27 yaşında ve tek odalı evinde el dokuması ipek halılar üretiyor. 1000 YTL tutarındaki ilk mikro kredisini 16 Eylül 2005 tarihinde aldı. Turan, borcunu aylık 153 YTL taksitler halinde sekiz ayda geri ödeyecek. On bir yaşında öğrendiği halıcılığı, birkaç yumak iplikle evinde yapmaya başlamış. Ancak bu becerisi mikro krediyle birleşince, ipek halı dokumacılığı yuvasının temel gelir kaynağı haline gelmiş.
Turan, mikrokrediden nasıl yararlandığını bize şöyle anlatıyor:
"Kendimize ait bir evimiz vardı ama depremde yerle bir oldu. Depremden kısa süre sonra eşim işsiz kaldı. İki çocuğumuz olduğu için, çok büyük mali sıkıntıya düştük. Bir bankaya başvurdum ama gösterecek herhangi bir güvencemiz olmadığından, banka bana kredi vermedi. Zaten faiz oranları da çok yüksekti. Sonra mikro krediyi duydum. Beni kolayca desteklediler. İpek halı dokuyabilecek malzemeleri aldım; şimdi ise ailemin harcamalarının büyük bölümünü karşılayabiliyorum. Dokuduğum halıyı 2000 YTL'ye satacağım. Bu benim için çok büyük bir para. Bununla borçlarımı öderim, hattâ evime eşya alabilirim. Kenara para atıp, ev almayı düşünüyorum. Artık başladım ve pes etmek yok diyorum. Kredi aldıkça param da büyüyecek, işim de. Mikro kredinin bana çok büyük katkısı var ama kelimelerle anlatamıyorum."Emine Çakım (50) ise, arkadaşlarıyla ortaklaşa sahip olduğu bir dükkânda mantı ve gözleme yapıyor. 2004'te iki kez mikrokredi almış; 1000 YTL tutarındaki üçüncü mikro kredisini ise 2005'te almış. Borcunu, 111 YTL tutarındaki aylık taksitlerle on iki ayda ödeyecek. Çakım, bize kendi işini kurma öyküsünü anlattı:
"Bir arkadaşımla ne yapalım, nasıl para kazanalım derken, tahsilimiz yok, ancak elimizden mantı yani el işi gelir dedik ve bir dükkân açmaya karar verdik. Başlangıçta başka arkadaşlarla da ortak olduk ve yaptığımız mantıları tanıdıklara satarak işi ilerlettik ve daha büyük bir yer kiraladık. Ama sonra deprem oldu, biz de barakalarda çalışmaya başladık. Kira, kasap, uncu para istemeye başladı. Bankalar kredi vermedi. Tam o sırada mikrokrediyi keşfettim. Aldığım parayla borçları ödedim ve daha fazla un almaya başladım. Artık sıkıntılar geride kaldı. İkinci krediyle dükkânı değiştirdik ve sadece imalat için ikinci bir dükkân kiraladık. İşe bir kilo unla başlamıştım ama şimdi çuvallarla un alabiliyorum. Büyük lokantalara mantı satıyorum. Kızımla beraber ek bir yer de açtık. Gözleme de yapıyoruz. Yanımızda 4-5 arkadaş var. Hep beraber müşterilerimizi ağırlıyoruz."
Türkiye'de mikro kredi dağıtımını deneysel anlamda sadece iki kuruluş gerçekleştiriyor: 1997'den bu yana Marmara Bölgesi'nde 100 kadına mikro kredi veren Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'nın iktisadi işletmesi Maya Mikrofinans Destek İşletmesi ile Güneydoğu Anadolu'da mikro kredi sağlayan Grameen Bankası. Bu iki kuruluş bugüne kadar yaklaşık 2,000 kadına mikro kredi dağıttı. Kredi alan kadınlardan yüzde 98'i kendi işini kurdu ve yine benzer orandaki kadın da borçlarını geri ödedi.UNDP'nin yaptırdığı bir araştırmaya göre, Türkiye'de mikro kredilerden potansiyel olarak yararlanabilecek insanların sayısı, halen yararlananların sayısından çok daha fazla. Sadece krediler göz önüne alındığında, mikrofinans hizmetleri piyasasındaki potansiyel müşterilerin yaklaşık 1 ile 2 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. (Bu konudaki değerlendirme raporu için, http://www.undp.org.tr/pdf/MicrofinanceSectorAssessment_UNDP-Turkey.pdf) adresini ziyaret edebilirsiniz.
BM, mikro kredinin yoksulluğun azaltılmasına yaptığı katkılara hak ettiği itibarı göstermek amacıyla 2005 yılını Uluslararası Mikrokredi Yılı ilan etti. Bu nedenle 2005 yılı içinde UNDP Türkiye Temsilciliği, Türkiye'de bir mikrofinans sisteminin var olmaması ve bu alandaki küresel faaliyetlere Türkiye'nin de katılımını sağlamak amacıyla, mikrofinans alanında diyalogu destekleyen ve yoksulluğun azaltılmasında mikrofinansın bir araç olarak nasıl kullanılacağı konusunun tartışıldığı bir dizi faaliyete önayak oldu.
UNDP Türkiye Temsilciliği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın şu sözlerini bir şiar olarak benimsiyor: "Mikrofinans yoksulları sorun gibi değil, çözüm olarak kabul eder. Bu sistem, yoksulların fikirlerini, enerji ve vizyonlarını geliştirmenin bir yoludur."
Konuyla alakalı bilgi alabileceğiniz linkler:
Yeni mikro-kredi kanunu
www.alomaliye.com/mikro_finans_kanun_taslak.htm
www.mikrofinansturkiye.org
http://www.kedv.org.tr