Yüce Divan, eski başbakan
Mesut Yılmaz
ve eski
Devlet Bakanı Güneş Taner hakkında ''Türkbank ihalesine fesat
karıştırdıkları'' iddiasıyla açılan davadaki suçu ''görevi kötüye kullanma'' olarak kabul etti ve Şartla Salıverilme Yasası uyarınca
kamu davasının kesin hükme bağlanmasını erteledi. Yüce Divan'ın bugünkü karar duruşmasına,
sanıklar Yılmaz ve Taner
ile avukatları katıldı. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, sanıkların son sözlerinin ardından kararı açıkladı.Tuğcu'nun yaptığı açıklamaya göre, ''Türkbank ihalesine fesat
karıştırma'' iddiasıyla açılan kamu davasındaki suç, 765 sayılı TCK'nın 240. maddesinde düzenlenen ''görevi kötüye kullanma'' olarak kabul edildi. Bu suçun 4616 sayılı Şartla Salıverilme Yasası'nın kapsam dışında bırakmadığı suçlardan olduğuna işaret edilen kararda, görevi kötüye kullanma suçunun da 23
Nisan 1999'dan önce işlendiği belirtildi. Bu
nedenle sanıklar Yılmaz ve Taner hakkındaki kamu davasının kesin hükme bağlanması ertelendi.
Bilindiği gibi
Kamuoyunda
Rahşan Ecevit affı olarak bililen af yasanı Mesut Yılmaz'ın hükümet ortağı olduğu zaman çıkarılmıştı
DAVANIN GELİŞİMİ
Yüce Divan'da ilk kez bir eski başbakanın da sanık olduğu davanın ilk duruşması 16 şubat 2005'te yapılmıştı. Sanıklar ve avukatları ilk duruşmada usule yönelik itirazlarda bulunmuşlar, ancak bunlar reddedilmişti.
Daha sonraki duruşmalarda sanıkların sorgulamaları yapılmış ve bir çok
tanık dinlenilmişti.İddia makamında bulunan
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, 3 mart 2006'da yapılan duruşmada esas hakkındaki görüşünü bildirmişti. Başsavcı Ok, sanıklara yüklenen suçun yeni Türk
Ceza Kanunu'na göre, '
ihaleye fesat karıştırma' değil, 'görevi kötüye kullanma' olduğunu ve bu suç için aranan 5 yıllık
zaman aşımı süresinin dolduğuna işaret ederek, kamu davasının düşürülmesini talep etmişti.
Sanık Mesut Yılmaz, 20 nisanda yapılan duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapmıştı. Yılmaz savunmasında, ''ne ihaleye fesat karıştırma ne de görevi kötüye kullanma suçlamasını kabul ediyorum. Ben sadece görevimi ciddiye almanın bedelini ödüyorum'' ifadesini kullanmıştı Yılmaz, ''bana verilecek en ağır ceza başsavcı tarafından bu meselenin belirsizliğe terk edilmesidir. Ben suçluysam cezamı verin suçsuzsam başımın üstündeki bulutları dağıtın. Başsavcının dediği gibi ne zaman aşımından ne de aftan yararlanmak istiyorum. Ben sadece
adalet istiyorum. Mahkemenizin en adil kararı vereceğine inanıyorum'' diye konuşmuştu.
Sanık
Güneş Taner de Yüce Divan'ın 2 Mayıs'taki duruşmasında esas hakkındaki savunmasını yaparken, ''ben yanlış yapmadım. Beraat benim hakkımdır'' demişti.