Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Tıpkı Adnan
Menderes gibi haykırıyoruz, 'yeter' diyoruz, yeter, 'söz de, karar da milletindir' diyoruz'' dedi.
20 ayrı tesisin açılışını yapmak üzere Aydın'a gelen Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde, tesislerin Aydınlılara hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Başbakan Erdoğan, ''Aydın'ın kendilerine, Çaka Bey'in, Umur Bey'in, en önemlisi de bir yiğidin, bir
özgürlük kahramanının, bir
demokrasi şehidi
merhum Adnan Menderes'in emaneti olduğunu'' söyledi. Erdoğan, ''Merhum Menderes,
siyaset meydanına çıktı, yiğitçe, mertçe, efelere yakışır şekilde demokrasi, özgürlük ve millet için 'yeter' dedi, 'yeter söz milletindir' dedi'' diye konuştu.
Bu emaneti yüklenerek bu yola çıktıklarını, 7.5 yıldır da bu emanete gözleri gibi baktıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''İleri demokrasiye '
evet' diyoruz.
Özgürlüklere 'evet' diyoruz. Güçlü
Türkiye'ye 'evet' diyoruz. Yeniden büyük Türkiye'ye 'evet' diyoruz. Tıpkı Adnan Menderes gibi haykırıyoruz, 'yeter' diyoruz, yeter, 'söz de, karar da milletindir' diyoruz.
İdamından önce merhum Menderes şunları söylemişti: İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan efendilerinize söyleyebilecek misiniz? Adnan Menderes'in ölüsü sizi ebediyete kadar takip edecek ve sizi silip süpürecek.''
Başbakan Erdoğan, 12
Eylül 2010 tarihinin merhum Adnan Menderes'in vasiyetinin yerine getirileceği, Menderes'in uğruna can verdiği milli iradenin ve demokrasi mücadelesinin güç kazanacağı tarih olacağını belirterek, şunları söyledi:
''Statükocu, vesayetçi, milli iradeyi küçümseyen zihniyetin son bulacağı gündür.
12 Eylül'de Adnan Menderes'in vasiyetini yerine getirecek misiniz? Adnan Menderes'in, Fatin
Rüştü Zorlu'nun, Hasan Polatkan'ın ruhlarını şad edecek misiniz? Demokrasiye, milli iradeye sahip çıkacak mısınız? Demokrasiye 'evet' mi, özgürlüklere 'evet' mi, milli iradeye 'evet' mi, bir daha 27
Mayısların, 12 Eylüllerin yaşanmaması için 'evet' mi?
Sevdamız millet, kararımız evet. Sevdamız millet, oyumuz evet. dedi.
Erdoğan, bugün bazı medya kuruluşlarının
27 Mayıs öncesinde atılan manşetlerin aynılarını attıklarını,
Demokrat Parti gibi hükümeti de
sivil diktatörlükle suçladıklarını vurgulayarak, ''
Milletin emanetini bir şekilde
gasp etmek için, hükümeti yıpratmak için ellerinden geleni yapıyorlar. 27 Mayıs öncesinde şehirleri kargaşaya sürükleyen,
ülkede
kaos provaları yapan eller, bugün de kirli oyunlarını devreye sokuyor'' diye konuştu.
12 Eylül müdahalesine zemin hazırlamak için kardeş katline göz yumanların, bugün de AK Parti'ye zarar vermek amacıyla benzer davranışlar içine girdiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu kadar şuurlarını kaybetmiş durumdalar'' dedi.
Bazı çevrelerin kendilerine Adnan Menderes'in akıbetini hatırlattığını,
CHP ve MHP'nin de sürekli olarak
Yüce Divan'dan söz ettiklerini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Ben Yüce Divan ile korkmam. Biz bu yola beyaz gömleğimizi giyerek çıktık, bunu böyle bilin. Biz bu yola başımızı koyduk. Hak dedik, hukuk dedik, demokrasi dedik, özgürlükler dedik. Ruhumuzu, bedenimizi biz bu uğurda vakfettik. Bir canımız var, bunu da
Allah'tan başka kimse alamaz. Bunu da millet uğruna feda etmekten korkmayız.''
-MİLLETİN YÜKLEDİĞİ EMANET-
Milletin AK Parti'ye
seçimlerle bir emanet yüklediğini, o emanetin kendileri için namus, şeref ve onur olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, emaneti millet kendilerinden geri alana kadar muhafaza edeceklerini ve asla gölge düşürmeyeceklerini bildirdi.
Erdoğan, ''Bu ülkede iktidarlar artık millet tercihiyle iş başına gelecek, sadece ve sadece milletin takdiriyle gidecek. 12 Eylülde tuzu kuru seçkinler, çeteler,
mafya değil, milletin dediği olacak. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü
egemen olacak'' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, kendisinin sadece kendine oy verenlerin değil, 73 milyon vatandaşın başbakanı olduğunu ve bu anlayışla konuştuğunu ifade ederek, 12 Eylülün seçim değil, bir
halk oylaması olduğunu hatırlattı ve anayasa değişikliğinin bir partinin ya da bir kaç kişinin projesi olmadığını, millet projesi olduğunu söyledi. 12 Eylülde vatandaşlardan partilere değil, kendi geleceklerine oy vermelerini isteyen Erdoğan, ''Ya
darbe anayasası, ya millet anayasası diyeceğiz'' dedi.
Anayasa değişikliklerine ''hayır'' oyu verilmesini isteyen siyasi parti liderlerinin, genel seçim mitingleri düzenlediklerini belirten Başbakan Erdoğan, muhalefet partilerinin meydanlarda halktan ''hayır'' oyu istemelerine karşın, hangi konulara karşı olduklarını açıkça dile getirmediklerini kaydetti.
Erdoğan, ''Ben onların konuştuklarını konuşmuyorum. Kirli iftiralara da
cevap vermiyorum. Çünkü benim bunlara vaktim yok. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri'' diye konuştu.
Muhalefet partisi liderlerinin, parti milletvekillerini
TBMM'deki oylamalarda belki ''evet'' oyu verirler endişesiyle oy kabinine göndermediğini de söyleyen Başbakan Erdoğan, şimdi kendi milletvekillerini mecliste oy kabinine göndermeyenlerin, millete gidip vatandaştan ''hayır'' demesini istediklerini ifade etti.
Erdoğan, kendilerinin ise gittikleri her yerde
referandumda niçin ''evet'' oyu kullanılması gerektiğini vatandaşa anlattığını belirterek, ''Biz neye 'evet' deneceğini açıklıyoruz. Demokrasiye evet, özgürlüklere evet, 'Yeni 12 Eylüller olmasın'a evet, Yeni 27 Mayıslar olmasın'a evet'' dedi.
Halk oylamasının bazı siyasi partilerce siyasi çıkarlara alet edildiğini söyleyen Erdoğan, kendisinin vatandaşlardan partisi için şu an oy istemediğini, verilecek her ''evet'' oyunun AK Parti'ye ya da başka bir partiye değil, vatandaşların kendilerine ve çocuklarının geleceğine gideceğini söyledi.
Ana muhalefet partisinin samimi olmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''TBMM'de başörtülü kız çocuklarının okuması için anayasa değişikliği gerçekleştirildi 411 oyla. 411 oy içinde o zaman bunun hazırlanmasına 'evet' diyenler, şimdi 'hayır' diyor. Ana muhalefet lideri meydanlarda 'Bu sorunu ben çözerim' diyor. Yahu demokratik parlamenter sistemde meclisten 411 oyla geçiyor, peki bunu Anayasa Mahkemesine kim götürdü? Dürüst ol. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Senin mumun yatsıya kadar bile yanmadı, söndü. Böyle demokrasi, böyle
adalet, böyle hukuk olur mu?''
Aynı anlayışın Cumhurbaşkanı seçimi sırasında da 367 garabetini karşılarına çıkardığını ifade eden Başbakan Erdoğan, bundan sonra
cumhurbaşkanını milletin seçeceğini söyledi.
Danıştay'ın görüştüğü 30 ay süren davaların bile bulunduğunu belirten Erdoğan, ''3-5 tuzu kuru seçkinin zevki için bu millet, bu ülke bu zararı ödedi. Aynı Danıştay,
Sağlık Bakanlığı ile alakalı Tam Gün Yasasını, sudan bir bahaneyle 24 saat içinde iptal etti. Vatandaşı
mağdur etmek için ışık hızıyla karar verebiliyorlar. Bunun adı hukuk, bunun adı adalet olabilir mi'' diye konuştu.
12 Eylül'ün ardından keyfiliğin sona ereceğini, üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçiş yapılacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesiyle HSYK'nın yapılarının da
Avrupa'daki, gelişmiş demokrasilerdeki örneklerine uygun hale getirileceğini söyledi. ''Hukukun artık kimsenin arka bahçesi olmayacağını'' dile getiren Başbakan Erdoğan,''Milletin, hukukun üstünlüğü galip gelecek, hukukta kast sistemi, kapalı devre sistemi sona erecek'' dedi.
Birilerinin çıkıp, anayasa metninin içinde
kayısı, fındık, çekirdek,
leblebi aradığını ifade eden Başbakan Erdoğan, yarın aynı kişilerin Aydın'a gelip, anayasa metni içinde
incir arayacağını söyleyerek, bu kişilerin anayasa metninin içinde çerez aramak yerine, düzenlemelerin kadınlara,
özürlü vatandaşlara, gazilere, şehit
ailelerine, yaşlılara getireceği hakları görmeleri gerektiğini belirtti.
-REFERANDUMUN ÖNGÖRDÜĞÜ DÜZENLEMELER-
Referandumun öngördüğü düzenlemelerin Türkiye'de fişlenmeye son vereceğini de söyleyen Başbakan Erdoğan, değişikliklerin özel hayatı, aile hayatını koruma altına alacağını, kişilerin kendileriyle ilişkin verilere ulaşma ve bunları düzeltme hakları olacağını belirterek, ''(Bu
Alevi, bu namaz kılıyor) gibi yaftalamalarla kimsenin hayatı karartılamayacak'' diye konuştu.
Anayasa değişikliklerinin memurlara toplu
sözleşme hakkı, işçilere birden fazla sendikaya üye olma hakkı gibi düzenlemeler getirdiğini, yeni düzenlemelerle Türkiye'nin Avrupa standartlarında bir çalışma hayatına kavuşacağını da belirten Erdoğan, vatandaşların ellerini vicdanlarına koyup, kendileri, gelecekleri ve çocuklarının geleceklerini düşünerek oy vermeleri gerektiğini söyledi.
Vatandaşların 12 Eylül'de verecekleri her ''evet'' oyunun demokrasiye, adalete, özgürlüklere, hukuk devletine onay vermek anlamına geleceğini belirten Erdoğan, ''Biz TBMM olarak üzerimize düşeni yaptık. Bize verdiğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi söz sizde, karar sizde. Sevdamız millet, kararımız evet. Gelin 12 Eylül'de
temiz, tertemiz bir sayfa açalım'' dedi.
-İKİZDERE BARAJI-
Başbakan Erdoğan, Türkiye için ''devasa yatırım'' olan İkizdere Barajı'nın temelinin 1999 yılında atıldığını, kendilerinin iktidara gelmesinden sonra konuyu ivedilikle ele alıp yapımını tamamladıklarını belirterek, İkizdere Barajı ile Aydın il merkezi ve 29 yerleşim yerinin içme ve kullanma suyu sorununun çözüldüğünü söyledi. 3 padişahın ve 59 hükümetin hayata geçirmek istediği proje olan Çine Barajı'nı da 10 Ekim'de açacakları müjdesini veren Erdoğan, Çine Barajı'nın, Avrupa'nın 1, dünyanın ise 5. en yüksek
barajı olma özelliğini taşıdığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan daha sonra, ''Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor'' sözlerini halka tekrar ettirdi.
-DİĞER KONUŞMALAR VE AÇILIŞ-
Çevre ve
Orman Bakanı
Veysel Eroğlu da törendeki konuşmasında, bakanlığının Türkiye'deki iller içinde en büyük yatırımı Aydın'a yaptığını söyledi.
Aydın'da çok sayıda baraj,
gölet, çevre yatırımı,
ağaçlandırma ve
kente ormanı tamamladıklarını ifade eden Eroğlu, çok sayıda projenin de sürdüğünü belirtti. Bakan Eroğlu Çine Barajı'nın 10.10.2010 tarihinde saat 22.10'da açılacağını,
Nazilli'nin su sorununu çözecek Karacasu Barajı'nın da 11.11.2011 tarihinde hizmete gireceğini bildirdi. İkizdere Barajı'nın Türkiye'nin sayılı projelerinden olduğunu ifade eden Eroğlu, gövde hacmi 7.1 milyon metreküp olan, 195 milyon metreküp su tutma kapasiteli barajın, 1 milyon kişinin içme suyu problemini çözeceğini anlattı.
Aydın Valisi Hüseyin
Avni Coş da Aydın'da 2010 döneminde kamu yatırımlarına 2.5 milyar lira harcandığını ve 1354 projenin tamamlandığını söyledi. Çok sayıda projenin devam ettiğini belirten Coş, Aydın ili olarak
jeotermal kaynaklardan faydalanmak ve
deniz turizminin yanı sıra termal, sağlık kongre, kültür turizmi alanlarında
gelişim sağlanmasını hedeflediklerini belirtti.
Daha sonra İkizdere Barajı ile canlı bağlantı kuruldu. Başbakan Erdoğan, ''Tüm Aydınlı vatandaşlarımız için abıhayat olan İkizdere Barajı hayırlı olsun. Ya Allah, bismillah'' diyerek butona bastı ve başta İkizdere Barajı olmak üzere Aydın ve ilçelerdeki 20 ayrı yatırımın açılışını yaptı.
-AÇILIŞI YAPILAN YATIRIMLAR-
Başbakan Erdoğan tarafından açılışı yapılan 20 yatırım şunlar:
İkizdere Barajı, Adnan Menderes Kent Ormanı, Nazilli-İsabeyli 500 kişilik öğrenci yurdu, Germencik-
Tire enerji nakil hattı, Bozdoğan 500 kişilik Adnan Menderes Spor Salonu, İncirliova
Hükümet konağı, Kuyucak
Anadolu Lisesi, İncirliova 500 kişilik
spor salonu, Kuyucak hükümet konağı,
Merkez-
Karaköy Paşayaylası yolu, Karacasu
Ataköy yolu, Germencik-Kuyucak ve Akça'da 3 adet sentetik saha, Buharkent Muratdağı Ericek Köyü kapalı sulama sistemi, Nazilli
Hasköy yolu, İncirliova ilçe
Emniyet Müdürlüğü ek bina,
Söke Yenikent Sağlık Ocağı, Buharkent
Anaokulu, İncirliova Osmanbükü Köyü içme suyu, Merkez Musluca Köyü köprüsü, Germencik Ömerbeyli Köyü kapalı sulama tesisi.