Ergenekon soruşturma sürecinde yazdığı kitaplarla birçok karanlık noktaya ışık tutan star Gazetesi
Ankara Temsilcisi Şamil
Tayyar'ın
derin devlet ve bürokratik iktidarın 200 yılı aşan öykülerini anlattığı yeni kitabı “Çelik Çekirdek” pi
yasaya çıktı. Kitabının son bölümünde aktüel gelişme olarak Hanefi
Avcı hakkındaki iddialara da yer veren Tayyar, yayınladığı belgelerle gündeme damgasını vuracak.
BÜYÜKANIT BASKIYA BOĞUN EĞDİ
Yazarımız Şamil Tayyar, yeni kitabında, yakın tarihin en önemli
tartışma konularından biri olan 27
Nisan bildirisinin dönemin
Genelkurmay Başkanı
Yaşar Büyükanıt tarafından yazılmadığını, bildiride Genelkurmay 2. Başkanı
Ergin Saygun'un etkili olduğunu öne sürerek, Büyükanıt için “
Ordu içindeki baskıya yenik düştü” dedi.
367 KRİZİNDE SAYGUN'UN ROLÜ
Çelik Çekirdek'te, eski
ANAP lideri
Erkan Mumcu ve eski DYP lideri
Mehmet Ağar'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine son dakika katılmama kararı alarak 367 krizine kapı aralamalarında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı şimdiki
Balyoz Darbe Planı sanığı
emekli Orgeneral Ergin Saygun'un doğrudan rol oynadığı belirtiliyor.
Askerin, Ağar ve Mumcu'ya “AKP hakkında
kapatma davası açılacak,
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına
siyaset yasağı konacak. 28 Şubat'ta olduğu gibi meclis içinden yeni bir hükümet kurulacak. AKP'li biri Cumhurbaşkanı olmayacak. Bunların hiç birisi olmazsa kesinlikle
askeri müdahale olacak” mesajlarını verdiği iddia ediliyor.
HEP'Lİ AYDIN CİNAYETİ VE AVCI
Albay Cemal Temizöz'ün de yargılandığı faili meçhuller davasının
tutuklu sanığı Korucubaşı Kamil Atağ'a o dönem en ciddi desteği uyuşturucu çetesi soruşturmasında tutuklanan eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı
Emin Aslan'ın verdiğini hatırlatan Tayyar, Ergenekon'da
tanık sıfatıyla bilgisine başvurulan emekli Albay Zahit Engin'in adli takipteki konuşmalarında “
Hanefi Avcı'nın
Cem Ersever ile birlikte
Diyarbakır HEP Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülmesine karıştığını ve bu konuda 3 tanık gösterebileceği” ifadesine dikkat çekiyor.
UYUŞTURUCU - AVCI VE PAŞALAR
Şamil Tayyar ‘Çelik Çekirdek'te, Emin
Arslan'ın da tutuklandığı uyuşturucu operasyonunda tutuklanan
Abdülkadir Ekicioğlu'nun şu iki önemli iddiasına yer veriyor: “Mustafa Arpacıoğlu uyuşturucu organizasyonun derin ilişkilerini takip ediyor, bazı generallerle özel bir
telefon hattı var, onlarla zaman zaman bir araya geliyor” “Arpacıoğlu ayrıca kuryeler vasıtasıyla
Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'dan bilgi alıyor...”
JİTEM'E KOL KANAT GERDİ
PKK itirafçısı JİTEM elemanı Mustafa Deniz'in DGM'de verdiği ifadelere de yer verilen Çelik Çekirdek'te, Deniz'in “JİTEM'den zorla adam
kaçırma, fidye, uyuşturucu madde kaçakçılığı gibi suçlara karıştığı gerekçesiyle uzaklaştırılan
Adil Timurtaş ve İbrahim Babat'ın da Avcı'ya sığındığı ve onun tarafından himaye gördüğünü söyledi. Timurtaş ve Babat şu anda JİTEM davasınada
sanık durumunda.
İki
sürpriz görüşme
‘Çelik Çekirdek'te, Hanefi Avcı'nın Haliç'teki Simonlar kitabı piyasa çıkmadan önce ve sonra iki kritik görüşme yaptığı anlatılıyor. Buna göre;
Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal
İstihbarat Daire Başkanı olduktan sonra Eskişehir'e giderek Avcı ile görüştü. Avcı, kitabı piyasaya çıktıktan sonra da 21
Ağustos 2010 Cumartesi günü İstanbul'da MİT Bölge Başkanı İ.N ile bir araya geldi. Tayyar bu iki görüşmenin amacını da sorguluyor.
‘Ağar yönlendirdi Arslan ile Avcı illegal iş yönetti'
Şamil Tayyar, Çelik Çekirdek'te
Susurluk'la yıldızı parlayan Avcı'nın 1997 yılında
TBMM Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadelerle Susurluk'u perdelemeye çalıştığını iddia eden MİT mensubu Mehmet Eymür'ün 16
Ekim 1997 günü MİT Müsteşarlığı'na verdiği dilekçeye de yer verdi. Dilekçede
Emin Arslan ve Hanefi Avcı'nın görevli oldukları dönemde Mehmet Ağar'ın yönlendirmesiyle “
yeşil pasaport,
sahte kimlik,
silah ve
patlayıcı” gibi konularda “illegal faaliyetleri sevk ve idare ettikleri” iddiası yer alıyor.
‘Susurluk'ta projektörü başkalarına yönlendirdi'
Dilekçesinde Avcı için Susurluk'u yanlış istikamete sürüklemekle suçlayan Eymür, şu ifadelere yer verdi: “Susurluk kazası sonrasında bazı hakikatlerin ortaya çıkmaya başlaması, bu menfaat ve suç organizasyonunda büyük rahatsızlık ve telaş yarattı. Gündemi değiştirmek, projektörleri kendi üzerlerinden başkalarına çevirmek için
senaryo üretmeye, iftiralar atmaya başladılar. Televizyonlara çıkartılan PKK'lı itirafçılar ve Hanefi Avcı bu senaryoların bir parçasıydı.”
MİT'e tuzak mı kuruldu?
• Kitapta 2
Eylül 1997 günü
MİT Müsteşarı Sönmez Köksal'ın kuruma ait telefonları hukuk dışı dinlediği gerekçesiyle Hanefi Avcı hakkında Devlet
Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusuna da yer veriliyor. Köksal dilekçesinde, “Avcı'nın MİT'in telefonlarını yasadışı yollarla dinlettiğini ve bu dinlemeleri Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bildirmeyerek kişisel amaçlarla
yasa dışı dinleme yaptırdığı” belirtiliyor.