Dikkatler aynı bölgedeki
Bizans dönemi yapılarına da yoğunlaşırken,
İstanbul Arkeoloji Müzesi kesin sonuçlara ulaşabilmek için kazı alanının genişletilmesini bekliyor.
İstanbul Boğazı’nın her iki yakasındaki
demiryolu hatlarını birleştirecek
Marmaray (Tüptünel)
Projesi kapsamında gerçekleştirilen arkeolojik kazıların
Üsküdar ayağında, kentin geçmişiyle ilgili hayati buluntulara ulaşıldı.
Bu keşiflerin belki de en önemlisi, bugüne kadar bilinmeyen ancak varlığı hakkında fikir yürütülen, Roma ya da Erken Bizans dönemine ait olabilecek
liman kalıntıları.
Rıhtıma ait olduğu düşünülen küp şeklindeki monoblok taşlar ve inşasında hidrolik
harç kullanılan yapılar, meydandaki III. Ahmet Çeşmesi’nin güneyinden başlıyor ve Mihrimah Sultan Camii’nin altına doğru ilerliyor.
LİMAN OLASILIĞI GÜÇLÜ
1203 yılında IV. Haçlı Seferi’nde donanmanın Üsküdar’a demirlemiş olması buranın liman olasılığını güçlendiriyor.
Bir kilise temeline benzeyen apsidal yapı ise Üsküdar kazılarında ulaşılan en önemli
mimari kalıntı olarak yorumlanıyor.
Tarihi çeşmenin güneydoğu bölümünde ortaya çıkarılan ve payeli bazilika olarak da tanımlanan yapının, 11 ila 13. yüzyıla, Geç Bizans döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Bu yapının altında düzenli şekilde gömülmüş 20’den fazla insana ait iskeletin menşei henüz belli değil.
"KAZI ALANI GENİŞLETİLMELİ"
Kazıyı yürüten İstanbul Arkeoloji Müzeleri arkeologları, liman ve apsidal yapıyla ilgili daha çok veri elde edebilmek için 3 Numaralı
Kültür ve Tabiat Eserlerini Koruma
Kurulu’na başvurarak, proje sahibi Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’nden (DLH), kazı alanının genişletilmesini talep ediyor.
Marmaray Projesi’nin ilk arkeolojik çalışması olan Üsküdar kazıları Haziran 2004’te başlamış ve bundan tam bir yıl sonra, meydanda bulunan Geç
Osmanlı dönemi arastası ve tabakhanenin kaldırılarak, alanın asfaltla kapatılmasıyla gündeme gelmişti.
Kazı Başkanı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Dr. İsmail Karamut, yapıların arkeologlar tarafından incelendiğini ve kurul kararı gereğince alanın örtüldüğünü bildirmişti.
Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Can Binan ise buluntuların hafif iş makinesiyle, yatay tabakalar halinde kaldırıldığını ve arkeolojik özellik taşımadığını söylemişti.
Kazı, Temmuz 2005’ten itibaren İstanbul Arkeoloji Müzeleri arkeologları Dr. Şehrazat
Karagöz ve Ece
Işık tarafından yürütülüyor.
ÇALIŞMALAR ZORLUKLA İLERLİYOR
Ancak Üsküdar Meydanı’nın kritik konumu nedeniyle çalışmalar oldukça zorlukla ilerliyor ve buluntuların belirlenen alanların dışına taşması nedeniyle sık sık sekteye uğruyor.
Arkeologlar, genişleme ihtiyacı duyulan her metre için uzun bir onay sürecini ve trafiğin düzenlenmesini bekliyor.
Öte yandan, iki yıllık kazının en önemli keşifleri liman ve apsidal yapı, deplase alanı olarak isimlendirilen ve meydandaki altyapı elamanlarının
transfer edilmesi öngörülen bölgede keşfedildi.
Dr. İsmail Karamut, deplase alanının çalışmaların seyrini değiştirdiğini ve uzattığını söylüyor. Yine de bu bölgede, belli bir kotun altında mimari kalıntıya rastlanmadığı için Üsküdar’da,
Yenikapı’daki Theodosius Limanı gibi bir keşfin söz konusu olmadığının altını çiziyor.
Bilimsel bir kazıda yapılması gereken her şeyi yerine getirdiklerini söyleyen Karamut, "Marmaray Projesi bir şans: Bu proje olmasaydı Üsküdar Meydanı gibi bir yer belki de kazılamayacaktı" diyor.
Hürriyet