Türk ve Japon bilimadamlarının işbirliği ile geçen yıl başlatılan 'Marmara Bölgesi'nde Deprem ve Tsunami Zararlarının Azaltılması ve Türkiye'de Eğitim Projesi' (MARDİM) kapsamında yapılan çalışmalarda 1 yıl geride kaldı. Japon Deniz ve Yer Bilimleri Teknoloji Kurumu ile Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen ve Marmara Bölgesi'nde deprem ve tsunami zararlarının azaltılmasını amaçlayan projenin detayları hakkında bugün basın toplantısı düzenlendi.
Kandilli Rasathanesi'nde yapılan toplantıya katılan, aynı zamanda MARDİM Projesi'nin koordinatörlüğünü de yürüten Japon Prof. Yoshiyuki Kaneda ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Nurcan Meral Özel, proje kapsamında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Prof. Nurcan Meral Özel, proje ile amaçlarının, Marmara'da beklenen deprem için deniz ve kara gözlemlerini yaparak, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara Denizi içindeki hareketliliğinin gözlemlenmesi olduğunu söyledi.
Prof. Özel, "Deniz dibine yerleştirilmiş aletlerle gözlem yapılmaya devam edilecek. Bu aletler bize Marmara Denizi'nin içinden bilgiler verecek. Aynı zamanda, Marmara Denizi'nin içerisine ilk kez yerleştirilecek olan ekstansometreyle, deniz içindeki fayın açılma, kapanma, genişleme ve kısalmaları 5 yıl boyunca her gün bir kez ölçmek suretiyle, yeni bir teknoloji hayata geçirilecek" dedi.
"DEPREMDE CAN VE MAL KAYBI ÇOK FAZLA OLABİLECEĞİ İÇİN PROJEYİ BAŞLATTIK"
MARDİM Projesi'nin koordinatörlüğünü yapan Prof. Yoshiyuki Kaneda ise İstanbul ve Tokyo'nun nüfus açısından dünyanın iki önemli şehri olduğunu ifade ederek, buralarda meydana gelecek depremlerde can ve mal kaybının çok fazla olabileceğini düşündükleri için projeyi başlattıklarını söyledi. 3 yıl sürecek olan proje kapsamında 4 çalışma grubu oluşturduklarını anlatan Kaneda, çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:
"1. grup, deprem kaynağıyla ilgili çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda Marmara Denizi'nin dibine yerleştirilecek denizaltı gözlem istasyonlarıyla fay takip edilecek ve kaynağa ilişkin bilgiler elde edilecek. 2. çalışma grubu ise tsunamilere karşı önceden hazırlıklı olunması açısından modeller hazırlayacak. Marmara Denizi içinde özellikle heyelanlardan dolayı oluşabilecek tsunamiler için 'data base' ile senaryoların hazırlanması üzerinde incelemeler yapacak. 3. grup, yer hareketlerinin nasıl olabileceği ve ne türlü hasar yaratabileceği üzerinde hazırlık yapacak. 4 grup ise bütün bu çalışmalardan elde edilecek bulgu ve bilgilerin eğitim programı olarak hazırlanması için çalışmalar yapacak. Marmara Denizi'nin içindeki her türlü hareketi denizin içine yerleştireceğimiz denizaltı sismometreleriyle takip edeceğiz."
MARMARA'DA TSUNAMİ TEHLİKESİ
Konuşmasında, ülkesinde 2011 yılında yaşanan tsunami felaketine de değinen Prof. Kaneda, Marmara Denizi içinde meydana gelebilecek bir depremin tsunami yaratma potansiyeli olduğunu vurguladı. "Böyle bir deprem olursa tsunaminin etkileri ne olur? Bu proje kapsamında onun da modellemesi yapılacak" diyen Kaneda, "Japonya'da 2011 yılında meydana gelen depremin ardından yaklaşık 45 dakika sonra tsunami felaketi yaşandı. Çok sayıda insan maalesef tsunamiden hayatını kaybetti. Biz Japonya'daki tsunaminin benzeşimini gösteren bir simülasyon hazırladık. Bu simülasyonda, depremden hemen sonra insanların yüksek yerlere çıkarılması gerektiğini anlıyoruz. MARDİM projesi ile birlikte aynen böyle bir benzeşimi Marmara Denizi için de bir senaryo olarak hazırlayacağız. Marmara'da çeşitli deprem senaryoları hazırlayarak, deniz suyunun ne kadar yükselebileceğini ve karada ise ne kadar içerilere girebileceği konusunda hazırlanacak simülasyonlar, projenin içinde yer alacak" şeklinde konuştu.
"BİZİM TSUNAMİ'YE HAZIRLIKLI OLMAMIZ GEREKİYOR"
Toplantının sonunda, Prof. Yoshiyuki Kaneda ve Prof. Dr. Nurcan Meral Özel basın mensuplarını sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Tsunaminin oluşabilmesi için büyük dalgalar gerekiyor. Marmara için böyle bir şey mümkün mü? Marmara Denizi gözönüne alındığında, oluşabilecek dalgaların boyu ne kadar olur?" şeklindeki sorusuna, Prof. Dr. Nurcan Meral Özel şu yanıtı verdi:
"Tsunami sadece okyanuslarda olmuyor. Deprem eğer denizin içindeyse, hemen hemen bütün deniz seviyelerinde yükselme oluyor. Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek tsunamilerin sebebi, toprak kaymaları sonucunda deniz suyunun yükselmesiyle olur. Tarihsel deprem kayıtlarına göre, 1506 yılında meydana gelen depremde deniz seviyesinden 6 metre yüksekliğindeki dalgaların Yenikapı'ya kadar ulaştığı konusunda tarihsel belgeler var. Yine 1894 depreminde de, Marmara'da denizin yükseldiğini ve özellikle dalgaların surları harap ettiği konusunda tarihsel bilgilerimiz mevcut. Kocaeli depremi sırasında da, Gölcük'te deniz seviyesinde bir yükselme olduğunu biliyoruz. Yani bu tehlike Türkiye'yi çevreleyen denizlerde yok değildir. Pasifik ülkelerindeki tehlike kadar olmasa da, bizde de az bile olsa bir tehlike var. Bizim de buna hazırlıklı olmamız gerekiyor."
Toplantıda ayrıca, proje kapsamında afet zararlarının azaltılmasına yönelik Türkiye'de tsunami tehlikesi hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanan 'Tsunami hakkında ne biliyorsunuz?' başlıklı kısa afet eğitim filmi ve 'Tsunami-Dev Dalgalar' adıyla hazırlanan bilgi kitapçığı hakkında da bilgi verildi.
DHA