Stratejik Boyut'tan Nezir Akyeşilmen'in haberi:
Egemenlik Kayıtlı ve Şartlı Bile Milletin Değildir
Bu cümlenin sahibi ben değil,
Anayasa Mahkemesi’dir. Bunu 5 Haziran 2008
Başörtüsü yasasını iptal kararıyla değil, resmi internet sitesinde açıkça yazmaktadır.
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olmadığına Mahkeme bugün değil, kuruluşundan beri inanmaktadır. Zaten kuruluş sebebi bu anlayışın terkiymiş.
Anayasa Mahkemesi internet sitesinde Mahkeme’nin tarihçesi bölümünde ilgili açıklama şöyle:
1961 Anayasası, 1924 Anayasası’nın “
Ulusal Egemenlik” ilkesinden değişik bir egemenlik anlayışını kabul etmiştir. Bu anlayış, 1982 Anayasası’nca da benimsenmiştir.
1961 Anayasası’nın 4. maddesine göre “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir”. Maddenin bu ilk fıkrası, 1924 Anayasası’nın 3. maddesinden olduğu gibi alınmıştır.
Ancak, 1961 ve 1982 Anayasalarının egemenliğin nasıl kurulacağını gösteren tümceleri, 1924 Anayasası’ndan oldukça değişik bir içeriktedir: “Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili
organlar tarafından kullanır.”
Türk Anayasa tarihi yönünden ele alındığında
bu kuralın temel amacının, Parlamentonun üstünlüğüne son vermek olduğu söylenebilir. Parlamentonun üstünlüğü 1924 Anayasası’nın en temel özelliği idi. İlk kez 1961 ve ondan sonra da 1982 Anayasası’nda benimsenen bu yeni ilkenin, yani egemenliğin Anayasa’nın koyduğu esaslara göre yetkili organlar tarafından kullanılmasının öngörülmesiyle birlikte
Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulus adına egemenliği kullanan tek organ olmaktan çıkmıştır. 1961 ve 1982 Anayasaları, egemenliğin kullanılmasında yargıya önemli yetkiler tanımışlardır.
Özellikle, Anayasa Mahkemesi, Parlamentonun çıkardığı yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemesi nedeniyle egemenliğin kullanılmasında önemli bir paya sahiptir.
AÇIKLAMAYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yukarıdaki düşünceyi taşıyan bir mahkemenin Meclis’in çıkardığı yasaları esastan incelemesi kadar daha
doğal ne olabilir ki.
Anayasa Mahkemesi internet sitesine göre, artık ulusal egemenlik yok, yargıçsal egemenlik var. 1924 Anayasası yok onun yerine 61 ve 82 Darbe Anayasaları var ve bu
darbe Anayasaları da Meclis’in üstünlüğüne son vermiştir.
Buna inanan bir Mahkeme,
Cumhuriyeti ve demokrasiyi ne kadar içselleştirebilir? Şu anda her söylemde kullandıkları Cumhuriyet’i Genç Siviller’in deyimiyle bu kararla ortadan kaldırmışlardır.
Anayasa Mahkemesi sitesinde bulunan yukarıdaki açıklama resmen Cumhuriyete ve Demokrasiye yönelik bir darbedir. Buna göre egemenlik kayıtsız şartsız değil, kayıtlı ve şartlı bile milletin değildir. Mevcut karar bunun açık bir delilidir.