Mahkemede avukat, sette hakim

STV’de yayınlanan ‘Boşanmak İstemiyorum’ programında hakim rolünü oynayan avukat Lütfi Ural, daha önce karara bağlanan gerçek davaları ekrana taşıyor.

Mahkemede avukat, sette hakim

Program sayesinde birçok çiftin boşanmaktan vazgeçtiğini belirten Ural, çalışmanın örnek bir aile mahkemesi olduğunu kaydediyor. Ural “Aile mahkemeleri bizim program gibi olsa boşanmalar % 40 azalırdı. Yapılacak bir değişiklikle duruşmalara uzmanlar yanında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gibi jüriler de girmeli ve toplum adına fikrini söylemeli.” diyor. Gerçek hayatınızda bir avukat, Samanyolu TV’deki ‘Boşanmak İstemiyorum’ programında ise bir hakimi canlandırıyorsunuz. Bu başarının ardında hakim olmayı çok arzulayan bir avukat mı var? Hakimler, savcılar ve avukatlar aynı eğitimi alarak gelirler. Kürsünün önüyle arkası olayı bu. Ben ihtisasa önem veren bir avukatım. Taşınmaz davalarında yetiştirdim kendimi. İcra işini de beceremedim. Baktım ki kendime de müvekkillerime de zarar veriyorum, bu alanı seçtim. Aslında idealist bir kaymakam olmak istiyordum. Sınavı kazandım ama hanımın sözüne uyarak avukatlığa başladım. Sermayem olmadığı için staj döneminde üç iş yaptım. 1968 yılında ortaokulda öğretmenlik, vapurda çorap-mendil satıcılığı ve Emlak Vergi Dairesi’nde memurluk yaptım. Memurken aldığım para bir işe yaramayınca sokakta beyanname doldurmaya başladım. Kazandığım parayla bir yazıhane tuttum. Soğan ekmeğe razı gelmiştik ama Rabb’im fazlasını verdi. Beğenmediğim davaları hangi aşamada olursa olsun anında bıraktım. Rızka hiç minnet etmedim, hiç de aç kalmadım. Televizyon hakimliğine nasıl başladınız? Daha önce STV’nin canlı yayın kuşağında hukukî problemleri çözüyordum. Bu programı ben teklif ettim, danışmanlık yapacaktım, ancak demo çekimlerini beğendiler ve üzerime yıktılar. Programdan hiç para almıyorum. Paraya da, işe de ihtiyacım yok. Allah rızası için yapıyorum. Çünkü bir sürü saçma sapan şey izliyoruz. Neredeyse ‘yemin et’ denilse, elimizi kaldırıp İncil isteyecek durumdayız. TV’deki mahkeme sahnelerinde ABD’deki gibi tokmak vuran hakimler var. ‘Bir kişinin boşanmasına mani olursam Allah beni belki cennetine koyar.’ diyerek kabul ettim. Yoksa o kadar yorucu ki, mesleğimde bu kadar çalışmıyorum. Sette burnum kanadı, tansiyonum yükseldi. ‘Boşanmak İstemiyorum’un yoğunluğundan dolayı hanım sizi boşamasın? (Gülüşmeler) O da var tabii. Hanımdan daha çok oğlum karışıyor. Bazen tansiyonum yüksekken hanım ‘Oğlana söyleme göndermez, sen git.’ diyor, kabullendi yani. ‘Boşanmak İstemiyorum’un mahkemesinde aile jürisinin işi ne peki? Amerikan mahkemelerindeki her şey kötü değil ki? Temeli aile olan toplum adına karar vereceğim ve bunu topluma danışmadan karar vereceğim. Yok öyle bir şey. Mahkemelerde jüri olmalı ve toplum adına fikrini söylemeli. Programınızı izleyip de boşanmaktan vazgeçen çiftler oluyor mu peki? Evet oluyor. Sık sık programı izleyip boşanmaktan vazgeçen insanlar var. Geçenlerde bankada karşılaştığım hanımlar beni tanıdı ve biri gelerek ‘Siz Samanyolu’nun hakimi misiniz?’ dedi. ‘Evet’ deyince, bana ‘Eğer beni boşayan hakim sizin gibi bir hakim olsaydı boşanmazdım. 9 yıl oldu boşanalı, it gibi pişmanım.’ dedi. Bizi en çok emekliler ve hanımlar izliyor. İncelediğiniz eski davaların sonucuyla, televizyonda hakim olarak verdiğiniz kararlar arasında fark oluyor mu? Oluyor. Ayrıca ben programda konuyla ilgili hadisleri de söylüyorum. Derdim keçiboynuzunun içindeki balı vermek. Yorgunluğa katlanmamın nedeni bu. Bu saatten sonra aktör olacak halim mi var? (Gülüyor) Zaten meşhurum, Türkiye’nin her yerinden dava geliyor bana. Sizin ‘boşanmayın’ kararı verdiğiniz davaya gerçek hakimlerin aksi karar vermesinin nedeni ne o halde? Benim hakim tiplemesi çok soru soran biri. Her şeyi enine boyuna araştırıyor. Gerçek hakimler ise yazılı usulle bakıyor. Hakimler davalara benim baktığım gibi uzun uzadıya baksalar kuyruklar uzaya gider. (Gülüşmeler) Hakim arkadaşlarınız ne diyor bu işe? ‘Oğlum, sen bizi millete rezil mi edeceksin, o kibarlık ne öyle?’ diyorlar. (Gülüşmeler) ‘Elinizden mi alıyorum, siz de kibar olun.’ diyorum ben de. Bir de eskiden hakimler kararının başında şöyle derdi: ‘Türk milleti adına yargılama yapmaya ve hüküm vermeye yetkili bilmem ne mahkemesi…” Gittikçe bu unutuldu. Hakimler kendilerini bir şey sanmaya başladılar. Kararı kendi adlarına veriyorlar. Televizyonda Türk adliyesini, hakimleri ve avukatlarını da yüceltecek örnek davranışlar sergiliyorum. Programın örnek bir mahkeme olma iddiası epeyce önem taşıyor o halde? Elbette. Bir aile mahkemesi böyle olmalı, yargılamalı ve kararları böyle vermeli. Aile mahkemeleri bu şekilde olsa Türkiye’deki boşanma davaları yüzde 40 azalır. Yeni aile mahkemelerinde kadrolu uzman, pedagog, psikolog var. Bizim duruşmalara da uzmanlar girmeli. Mahkemelerdeki iş yoğunluğu yanlış kararları artırıyor. Yeteri kadar mahkeme kurulmalı ve yardımcı unsurlar devreye sokulmalı. Biz boşanmaya niyetlenenleri vazgeçirmek ve düşünmesini sağlamak istiyoruz. Yani geçen yıl boşanan 154 bin çiftin 61 bini boş yere boşandı? Evet, böyle bir mahkemede olsalar boşanmayacaklardı. Boşananları, kardeşlerini, anne babaları işin içine katarsak, 154 bin boşanma geçen yıl en az 3 milyon insanı etkiledi. Evliliklerdeki buzlanma çözülme yerine neden kaygan bir zemine doğru ilerliyor? Hep şiddetli geçimsizlik denir. Bunun ilk sebebi eğitimsizlik, ikincisi ekonomik zayıflık. Ama araştırmalar eğitimli ve kariyer sahibi insanların daha çok boşandığını söylüyor? Eğitimi sadece okuma olarak ele alırsak bu sonuç çıkar. Eğitimden kastım kişinin kendini ve Allah’ı bilmesidir. İnsanın ahlaklı olmasıdır. Birçok televizyon kanalları ayrı ve tek yaşamayı teşvik eden dizi ve programlar yayınlarken biz bunlara karşı durarak alternatif oluyoruz. Kendi davalarını size getiren de oluyor mu? ‘Davam devam ediyor, görünen o ki hakimin kararı bizi boşamak yönünde. Hakim bey ne olur şu dosyamı incele.’ diyenler var. Birçok meslektaşım bile dosyalarını incelemem için bana getirmeye başladı. (Gülüyor) Toplumun ‘hakim beyi’ oldunuz birden! Çok enteresan ya! 25 yıldan beri avukat olarak alışveriş yaptığım şarküteride bile şimdi bana ‘Buyur hakim bey’ diyorlar. Ben de “25 yıl boyunca bir kere bile ‘avukat bey’ demediniz, ‘abi’ dediniz, noldu şimdi?” dedim. (Gülüşmeler) Erkekler mi, kadınlar mı dava açıyor en çok? Kadınlar. Yeni yasayla mallara sağlanan eşit ortaklık kadınların boşanma davalarını artırdı. Boşanmalar evliliğin hangi yıllarında artıyor? Evliliğin ilk beş yılından sonra artış oluyor. Bir de 16. ve 17. yıldan sonra patlama yaşıyoruz. Çünkü orada kendi adlarına değil çocukları adlarına sürdürdüğü evliliklerin sonuna geliyorlar. 16-25 yılları arası tehlikeli bir dönem. Arabaların arkasına ‘Evleniyoruz mutluyuz’ diye yazarlar. Siz hiç ‘Boşanıyoruz mutluyuz’ diyen bir çifte rastladınız mı? Boşanmaların hepsinde bir acı ve burukluk oluşur. Güle oynaya boşanıp gideni görmedim. Bu yaştan sonra hakimlik yapar mısınız? Böyle bir mahkemede yaparım. Şu an istediğim kararı çıkaramam, bu vebalin altına giremem. Evliye mi, bekâra mı karı boşamak kolay? Evli birine eşini boşamak çok daha zordur. TV’de kaç davada boşanma kararı verdiniz? Dört-beş tane. Ekranda verdiğiniz kararlar temyize açık mı? (Gülüşmeler) Biz toplumun temyizine açığız, tenkitlere de. ZAMAN - PAZAR
<< Önceki Haber Mahkemede avukat, sette hakim Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER