Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Abdurrahman Yalçın
kaya'nın, ''laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' iddiasıyla
AK Parti'nin kapatılması istemiyle
Anayasa Mahkemesi'nde
dava açmasına tüm kesimlerden tepki yağıyor.
Marmara Üniversitesi Öğrt. Üyesi Doç. Mustafa Şentop: Yargı bürokrasisi, tek parti istiyor
Laiklik, yargı bürokrasisi tarafından siyasi bir argüman olarak kullanılıyor.
Türkiye'de tek parti isteyen CHP'ye zihniyet olarak yakın bir yargı bürokrasisi var. Önümüzdeki dönem
iktidar ve
demokrasi mücadelesi yaşanacak.
Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman: Başsavcı'ya 301'den dava açılmalı
Hukukun bu şekilde siyasallaşması, kamplaşmalara sebep olur.
Hukukçuların bu tutumu
halkı ve yargıyı kendi içinde kamplaşmaya sürükler. Bu tür
kapatma davaları uluslararası alanda 'Türklüğü aşağılayarak' Türkiye'nin imajını zedeliyor aslında. 'Bunlar beğenmedikleri partileri kapatır' şeklinde düşünce hakim oluyor. Bu davayı açanlara 301'den dava açılabilir, Türklüğü aşağıladığı gerekçesiyle. AK Parti, bundan
ders çıkararak
toplum ve tüm partiler için demokrasi ve
özgürlük getirmeli.
Avukat Kazım Berzeg: Türkiye
küçük düşürüldü
Yargı, Türkiye'nin dünyada çağdaş
ülke olarak kabul edilmesini engelliyor. Parti kapatma olayı
darbecilerin icadı. Bu dava ile Türkiye küçük düşürülüyor. Bugüne kadar
Anayasa Mahkemesi,
Danıştay ve adli yargının hak ve özgürlükleri, demokrasiyi,
azınlık haklarını koruma yönünde aktivitesi olmadı. Hep özgürlük karşıtı oldular.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun: Kapatma daha da zorlaştırılmalı
Parti kapatma davaları 'son derece vahim ve olağandışı şartlara' hasredilmeli. Anayasa Mahkemesi'ne bu kadar büyük bir takdir hakkı (kapatma) verilmesi de doğru değil. Dava sürecinde Anayasa'da
parti kapatmayı zorlaştırıcı düzenlemeler yapılabilir. Değişiklik olduğu takdirde yeni
kural uygulanır.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak: Dava, kesinleşmiş suça bağlanmalı
Bugünkü ortam RP ve FP'nin kapatıldığı ortama nispetle çok daha demokrasi lehinedir. İddianame, 1950 yılındaki gibi demokrasi için bir dönüm noktası olacaktır.
Tehdit edilen parti, tek başına anayasayı değiştirecek güce sahiptir, iç ve dış ortam beklenti içerisindedir. Suçsuz insanların
siyaset dışı bırakılmasına, hele hele sistemin temelini sarsmakla suçlanmasına göz yumulmamalı. Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nda düzenlenen 'odak olma' hali somut bir kritere dayanmıyor. Dava açma ve karar verme şartı 'kesinleşmiş yargı kararları'na dayandırılmalı. Hukuk devletinin ölçüsü bu.
Adana Baro Başkanı İbrahim Gazioğlu: Yansımaları çok olumsuz
Hukuk ve demokrasi adına artık partiler kapatılmamalı. Zaten, parti kapatılmasını zorlaştırıcı yasal birtakım değişiklikler yapıldı. Bundan böyle Türkiye parti mezarlığına dönüştürülmemeli. Görev başındaki bir partinin kapatılmasının yansımaları çok olumsuz olur.
Hakkari Baro Başkanı Nevzat Anuk: Bu dava tamamen ideolojik
Partileri halk açar, halk kapatır. Diğer kapatmalar tamamen ideolojiktir. Seçmenlerin yaklaşık yüzde 50'sinin oyunu alan bir partinin kapatılması demokrasiye ve hukuka büyük haksızlık olur. Hukukî olmadığını düşündüğüm bu girişimi doğru bulmuyorum.
Malatya Baro Başkanı Mehmet Görgeç: Yalan haberden
iddianame olmaz
Başsavcının iddianamesi kamu vicdanını ciddi anlamda rahatsız etti. Dava, Türkiye'nin istikrarına ve dıştaki imajına zarar verecek.
Savcıların
gazete kupürlerinde yer alan bazı yalan haberlerden hareketle iddianame tanzim etmiş olması kabul edilemez bir durum.
Sivas Baro Başkanı Mustafa Coşkun: Yargı, saygınlığını korumalı
Hukukçular ve yargı organlarının, saygınlıklarını koruması gerekir. Türkiye artık demokraside belli bir noktaya gelmiştir. Parti kapatma dönemleri bitmelidir. Hele yüzde 47 oy alan bir partinin kapatılması için daha iyi düşünülmesi gerekir.
Kırklareli Baro Başkanı Göksel Okumuş: Hukukçuları üzdü
Dava, hukukun üstünlüğüne inanmış ve demokrasi adına çalışan
hukukçular olarak bizleri üzmüştür. Gelişmiş ülkelerde bu tür parti kapatma davalarına rastlanmaz. Umarım bu hatadan dönülür.
Kars Baro Başkanı Cevdet Ucungan: Demokrasi
balta yedi
Halkın yüzde 47'sinin oyuyla iktidara gelen bir partinin kapatılması için açılan davaya hiçbir hukukçu 'iyi oldu' diyemez. AKP veya DTP fark etmez; kapatılma yönünde açılan davalar demokrasiye vurulan bir baltadır. Bunlar demokrasiye ters ve yanlış.
Afyonkarahisar Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı: Totaliter devirlerde mi yaşıyoruz?
Başsavcı, milletin iradesini hiçe saydı. Türkiye'nin demokrasi yolunda bir hayli mesafe aldığını düşünüyordum. Maalesef bazıları bu yolda bir adım dahi mesafe alamamış. Acaba totaliter rejimlerin olduğu bir dönemde mi yaşıyoruz?
Bolu Baro Başkanı Gazanfer Günler: Fikirleri kapatamazsınız
Siyasi partiler, demokratik sistemlerin aslî unsurudur. Partilerin kapatılması sistemin işleyişine zarar verir. Bir partiyi kapatmakla onun fikirlerini kapatamazsınız. Partiler gelip geçicidir, fikirler daimidir.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay: Ülkenin iyiye gitmesini istemeyen çevreler, çok önemli yerlere sızmış
İçeriden ve dışarıdan Türkiye'nin istikrarından rahatsızlık duyanlar var. Demokrasimiz bunu aşacaktır. Türkiye'nin istikrara ve
kalkınmaya ihtiyacı var. Bu dava sadece AK Parti'ye karşı değil, Türkiye'ye karşı saygısızlıktır. AK Parti yaklaşık 7 ay önce halkın yaklaşık yüzde 50'sinden
destek aldı. Türkiye 20'yi aşkın dönem boyunca istikrarlı bir kalkınma içinde. Her şey Türkiye'de iyiye gidildiğini göstermektedir. Türkiye'nin iyiye gitmesini istemeyen çevreler çok önemli yerlere sızmış. Hakk'a güveniyoruz, halka güveniyoruz, gerisi boş. Beklediğim bir şey değildi. Hukuku bu kadar çiğneyeceklerini düşünmüyordum. Ben kıdemli bir hukukçuyum, bu yapılanı üzüntüyle karşılıyorum.
AK Parti Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül: İstikrara zarar verir
Bu davanın açılması Türkiye adına talihsizliktir. AK Parti demokratik bir şekilde iktidarı oluşturmuştur. Demokratikleşme yönünde adımlar atmıştır. Bu durum son derece anlamsızdır. Dava Türkiye'nin istikrarına zarar verecektir. Yargıçlar siyasal görüşlerini kapının önünde bırakmalıdır.
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar: Demokrasiyle bağdaşmaz
İktidar olan bir partinin kapatılması demokratik hukuk devleti ile bağdaşmaz. Parti kapatılarak hiçbir yere varılamaz. Demokrasilerde cezayı sadece halk verir.
Eski bakan Hasan Celal Güzel: Hukuk yok; utanıyorum
Bu ülkede yaşadığım için utanıyorum. Bu ülkede hukuk diye bir şey yok. Demokrasi diye bir şey yok. Millet iradesi ayaklar altında. Halka köpek muamelesi yapılıyor.
DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş: İdamla eşdeğer görüyorum
Demokrasi tarihine talihsiz bir olay olarak geçecek. DTP'ye açılan dava gibi, 'ideolojik' amaçlarla açıldığını düşünüyorum. Demokrasilerde kapatma, idam cezasıyla eşdeğerdir. İdama karşıysanız, parti kapatmaya da karşı olmanız gerekir.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu: Türkiye'ye fayda getirmez
Partilerin bir kısım beyanlara dayanarak kapatılması asla demokratik değildir. Bu Türkiye'ye hiçbir zaman fayda getirmedi. Partiler ancak
terör ve şiddetin odağı olması ve bunu bir metot olarak benimsemesi durumunda kapatılabilmeli.
[AYDINLARIN TEPKİLERİ]
Prof. Dr. Ergun Özbudun: Uzaydan yeni halk getirsinler
En iyi ve sağlam yol, halkı kapatmaktır. Uzaydan halk getirmektir. Bu gerekçelerin hiçbiri hiçbir demokratik devlette parti kapatma nedeni olmaz. Türkiye zaten yarı demokrasiye sahip devlet olarak görülüyor. Bundan sonra nasıl görüleceği malum. Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir kapatma kararı verebileceğini sanmıyorum.
Prof. Dr. Toktamış Ateş: Böyle saçmalık olmaz
Dava manasız. Böyle saçmalık olmaz. Bunun aksini düşünmek mümkün değil. Kapatma davasını gerektirecek bir şey yok.
Prof. Dr. Mustafa Kamalak: Milleti kapatmaya çalışıyorlar
Demokrasilerde meşruiyetin tek kaynağı milli iradedir. Bu
kapatma davası milli iradeye
kilit vurmak demektir. Türkiye'de hukuk çok belirsiz bir kavram. Neyin hukuka uygun, neyin hukuk dışı olduğunu baştan kestirmek mümkün değil.
Milliyet Gazetesi yazarı Taha Akyol: Demokrasiye aykırı
Dava, demokrasiye aykırıdır. Anayasa koyucu parti kapatmayı zorlaştırmıştır. Demokrasilerde anayasa koyucunun üzerinde bir makam yok. Şiddete başvurmuyorsa bir partiyi kapatmak çağa uymuyor.
Milliyet Gazetesi yazarı Derya Sazak: Türkiye, bunları aşmalı
Davayı demokratik bulmuyorum. Yüzde 47 oy almış bir iktidar partisinin kapatılmak istenmesi hukuki yönden değerlendirilebilir; ama demokratik açıdan sağlıklı değil. Siyasi partilerin kapatılması, müdahale dönemleri, ara dönemlerde veya postmodern dönemlerde olmuş. Türkiye, artık bu yöntemleri aşabilmeli.
[İŞ DÜNYASININ TEPKİLERİ]
Hüseyin Üzülmez (TOBB Başkan Yardımcısı): Ekonomi zarar görecek
Halkın verdiği oylarla iktidar olan bir partinin önünün parti kapatma ile kesilmesi yanlış. Gelişmelerden ekonomi olumsuz etkilenecek. Bu tür hareketler, gelişen ekonomiye zarar verir. Türkiye'yi istikrarsızlığa götürür.
İbrahim Kefeli (TÜSİAD üyesi): İş dünyası olumsuz etkilenecek
Demokrasiye zarar veren bu girişime şiddetle karşı çıkıyorum. İstikrar bozulacak,
büyüme duracak. Tekrar
koalisyon dönemlerine geri dönmek ülkeye herhangi bir fayda sağlamaz. İş dünyası, bu süreçten olumsuz etkilenecek.
Mehmet Kaya (Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): İki kişiden birinin oyunu aldılar
AK Parti, her iki kişiden birinin oyunu aldı. Meşruiyetini ispat etti. Bu tür partilerin kapatılması demokrasiye zarar verir; büyüme sürecini sekteye uğratır.
Ömer Bolat (MÜSİAD Başkanı): İnanılmayacak kadar yanlış
Türkiye'nin siyasi ve
ekonomik istikrar aradığı bir dönemde iktidar partisine kapatma davası açmak hukuk ve demokrasi açısından son derece yanlış bir tutum. İnanılmayacak kadar yanlış bir karar. Partileri vatandaşlar değerlendirir, vatandaşlar büyütür ya da kapatır. Bunun yolu da demokrasilerde seçimdir.
Hazim Sesli (Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı): Gelişmemizi engeller
Böyle bir adım Türkiye'nin gelişmesini engeller. Türkiye demokratik bir ülke, ne olursa olsun bir partinin kapatılması düşünülemez. Kararı demokrasi ve ekonomik açıdan olumlu bulmuyorum. Türkiye'nin daha ileriye gitmesi gerekiyor. Demokrasinin geliştirilmesi gerekiyor.
Savcı, kendini komik duruma düşürdü
Ria Ruijten-Oomen (AP Türkiye Raportörü): Bu, tamamıyla delilik.
Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. İnanamıyorum. Hayatımda bir devlet savcısının yapmak istediklerini icra etmek için siyaseti kullandığına şahitlik etmedim. AK Parti demokratik yollarla seçilmiş,
kanunları Meclis'in çoğunluğunun desteği ile çıkarmış bir parti. AK Parti'nin
laiklik karşıtı bir kanun çıkardığına, bir faaliyette bulunduğuna şahitlik etmedim. Savcılar, bu tür davalarla kendilerini komik duruma düşürüyor. Bu dava, benim de raporumda işaret ettiğim gibi yargının acilen derinden
ıslah edilmesi gerektiğini bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
Graham Watson (AP'nin Liberal Demokrat Parti Başkanı): Çok tuhaf bir hadise
Bu habere çok şaşırdım. Bu,
Avrupa'da çok tuhaf bir hadise olarak algılanacaktır. Avrupa'da hiçbir savcı ılımlı, muhafazakar bir partiyi hele halktan kısa süre önce çok büyük bir vekalet aldıysa kapatmayı tahayyül dahi etmez.
Başörtüsü konusunda son derece kısıtlı bir adım atan bir siyasi partiyi kapatamazsınız.
Hannes Swoboda (AP üyesi, Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı): Şoke oldum, bu delilik
Bu delilik. Tamamıyla şoke oldum. Bu, Türk insanının iradesine ve demokrasiye tamamen aykırı. AK Parti'nin nasıl olup da laiklik karşıtı faaliyetlerin merkezi olduğunu anlamış değilim. Bu, tamamen
icat edilmiş bir bahane, hakikatle hiçbir irtibatı yok. Bu, açık şekilde Türk demokrasisinin hâlâ ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Türkiye acilen
siyasi partiler kanununu tekrar ele almalı ve siyasi partilerin kapatılmasını neredeyse imkansız hale getirmeli.
Jan Marinus Wiersma (AP üyesi, Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı): Türk yargısının tarafsız olmadığının göstergesi
Siyasi hayatımda böyle bir şey görmedim. Bu, tamamıyla bir savcının siyasi bir müdahalesi. Avrupa için çok rahatsız edici bir haber ve çok tuhaf. AK Parti'nin gizli gündemi ya da Türkiye'yi İslamileştirdiği iddiası ile girmek büyük bir garabet. Ben AK Parti'nin böyle bir gündemi olduğunu hiçbir yerde görmedim, çıkardıkları kanunlarda bu tür bir iz yok. Başörtüsü konusu da bir sebep olamaz, zira bu yasağı MHP ile birlikte kaldırdılar. Bu olay Türk
adaletinin hâlâ tarafsız olmadığını gösteriyor.
Emine Bozkurt (AP üyesi-Kadın Hakları Raportörü): Avrupa'ya güven veren bir partiydi
Türkiye'de halkın büyük bir kısmının oyunu alan ve Avrupa'ya güven veren bir partiye karşı birdenbire kapatma davası açılması çok tuhaf. Bu partiyi Türk halkı hükümet yaptı. Siyasi bir partiyi kapatmak için çok ağır suçlamalar olmalı ve bu ithamlar ispatlanmalı. Farklı fikirleri, programları olan partilerin sürekli kapatılması demokratik değil. Bu haber benim için de çok
sürpriz olmadı, zira Türkiye'de maalesef siyasi partiler sürekli kapatılıyor.
Cem Özdemir (AP üyesi): Devlet, kendisine başka bir halk seçsin
Bu dava Türkiye'nin yüzde 50'sine "siz bu ülkenin bir parçası değilsiniz" mesajı vermektir. Devlet, kendisine başka bir halk seçsin. DTP'yi de eklerseniz halkın yarısından fazlası bir azınlık tarafından dışlanıyor. Avrupa'da yerleşik bir anlayış var: Parti yasakları demokrasilere yakışmıyor.
Almanya'da Nazi partilerini bile yasaklamak zor. Bizim böyle bir müracaatımızı Alman
mahkemeleri reddetti. Burada AK Parti'yi de eleştirmek istiyorum. AK Parti siyasi partilerle ilgili kanunu düzenlerken daha net tavır almalı ve parti yasaklamayı imkansız hale getirmeliydi. Türkiye, maalesef bir partiler mezarlığı.
Joost Lagendijk (AP üyesi-Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı): Türkiye'nin, 21. yüzyıla uygun hakim ve savcılara ihtiyacı var
Şok içerisindeyim. Böyle bir davayı ciddiye almakta zorlanıyorum. Bir hakim nasıl böyle bir sonuca ulaşabilir, anlayabilmiş değilim. Bu 21. yüzyıla uyum sağlayamayan eski bir zihniyeti temsil ediyor. Adalet kurumlarından böyle bir karar çıkması çok şaşırtıcı. Türkiye'nin acilen yeni bir hakimler, savcılar, hukukçular nesline ihtiyacı var. Bu her halükarda Türkiye için kötü haber. Türkiye'nin Avrupa'daki imajına darbe vuracak. Umuyorum ki, hakim hemen reddedecek davayı.