Devlet Bakanı Mehmet Aydın, son zamanlarda kamuoyunda tartışılan ''mahalle baskısı'' tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Şu anda mahalle sosyolojisi hakkında söylenenlerin önemli bir kısmı yanlıştır. Belki bundan 50 sene önce doğruydu. Mahallenin baskısı olabilmesi için mahallenin 50 sene önceki gibi homojen olması lazım'' dedi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesi'nin İzmir'de verdiği iftar yemeğine katılan Mehmet Aydın, hükümetin geçmiş dönemden bu yana süren hızlı çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Yeni Anayasa çalışmaları hakkında Aydın, ''Biz dedik ki oturacağız, konuşacağız, tartışacağız, münakaşa edeceğiz. Bunu hep söyledik. Türkiye'de her kesim buna katılacak. Bu konu hakkında daha ortada hiçbir şey yokken öyle bir noktaya getirildi ki nereye gitsem basın mensupları bunu soruyorlar. Bazı şeyler daha konuşulmaya açılmadan alevleniyor. Çekindiğimiz için konuşmuyor değiliz. Biz Anayasa gibi son derece önemli bir konuyu Türkiye'nin umumi takdirinden geçmeden gerçekleştirmeyi, yapmayı düşünmüyoruz. Türkiye'nin çağdaş bir anayasaya ihtiyacı vardır. Zaten mevcut Anayasanın önemli bir kısmını değiştirdik. Taze bir başlangıca Türkiye'nin ihtiyacı vardır. Bu Anayasa çoğulculuğa riayet eden, özgürlük merkezli, özgürlük eksenli bir anayasa olacak ki bilim adamımız özgürce çalışsın, işadamımızın önünde engel kalmasın, din ve vicdan özgürlüğünün karşısında engel kalmasın'' diye konuştu. -ILIMLI İSLAM- Türkiye'nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirten Aydın, ''Ilımlı İslam Devleti'' teriminin hiçbir zaman ağızlarından çıkmadığını ve akıllarından geçmediğini söyledi. ''Bir ülkenin dini inancıyla devlet anlayışını birbirine karıştırmamak lazım'' diyen Aydın, ''Ilımlı İslam ayrı şeydir, bir ülkenin yönetiminde aşırılıktan kaçınıp orta yoldan gidilmesi ayrı şeydir'' dedi. Son zamanlarda tartışma konusu yapılan ''mahalle baskısı'' konusunda da Aydın, şöyle konuştu: ''Şu anda mahalle sosyolojisi hakkında söylenenlerin önemli bir kısmı yanlıştır. Belki bundan 50 sene önce doğruydu. Mahalle o zaman farklı mahalleydi. Mahallenin baskısı olabilmesi için mahallenin 50 sene önceki gibi homojen olması lazım. Bugün hiçbir mahalle hiçbir aile homojen değil. Bugün benim arkadaşlarımın yüzde 80'inin evinde 4 tane hanım varsa 2'si açık 2'si kapalı. Kızı kapalıdır ama gelini açıktır. Pek çok ailede var. Ailede açık da var kapalı da. Birinin ötekine tahakküm edebilmesi için bir tarafın homojen olması lazım, sonra biri girdiğinde onun üzerine baskı kurması lazım. Bugün mahalleler, köyler ve aileler böyle değil. Bilimsel olarak hiçbir yere oturmayan bir tartışmayı niye yapıyoruz. Biz Malezya olur muyuz olmaz mıyız ? Bir sosyalbilimci (Türkiye 30 sene sonra olur) diyemez. 'Şu kesim şöyle olursa öbür kesim böyle olur' nereden biliyorsun, ilham mı geldi, rüyanda mı gördün?'' AA