MÜSİAD Erzincan şubesinin düzenlediği programda konuşan MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, "Kazanımlarımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmamız kabul edilemez. Elbette varsa bir yolsuzluk üzerine gidilmesi ortak arzumuzdur." ifadelerini kullandı.
"BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ BİR YARGI İLE GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNE ULAŞABİLİRİZ"
Ülkedeki güncel tartışmaların içerisinde, bazen resmin tamamını göremediklerini anlatan Olpak; "Japonya, Singapur, Malezya gezilerimiz, hem de son Brüksel temasların da bir kez daha gördüm ki, dünyanın gözü ülkemizin üzerinde. Uzun uğraşlarla inşa ettiğimiz, huzur, güven ve istikrar ortamının önemini, en son Brüksel’den çok daha net şekilde gördük. Bu doğrultuda, bugüne değin edindiğimiz kazanımlarımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmamızı, kabul edilemez. Elbette varsa bir yolsuzluk üzerine gidilmesi hepimizin ortak arzusudur. Ancak; yolsuzluk soruşturması kapsamında başlatılan ve birbiri ardına farklı alanlarda devam ettirilen sürecin, yıpratıcı sarmalından ülkemizi bir an önce çıkarmak zorundayız. Yine hepimizin mutabık olduğu gibi, yargımızın bağımsızlığı en önemli değerlerimizin başında gelmektedir. Ancak 'bağımsızlığın' yanında 'tarafsızlık' kavramının da önemine işaret etmek isterim. Çünkü ancak 'bağımsız ve tarafsız' bir yargı mekanizması ile hedeflediğimiz gelişmişlik düzeyine ulaşabiliriz. Siyaset alanının içerisinde olması gereken konuların, mecrasının dışına çıkarılmasının ve farklı zeminlerde tartışılmasının doğru olmadığını da vurgulamak istiyorum. Demokratik sistemlerde siyaset, bir uzlaşı mekanizması olarak, tarafların birbirini ikna etme imkan ve ihtimali üzerinde çalışır. Ancak, siyasetin konusu olması gereken meselelerin, farklı mecralara taşınması, bu temel mekanizmanın çalışmasına engel olacaktır." diye konuştu.
"HSYK VE SİYASET ALANINA MÜDAHALE YAKLAŞIMLARINDAN UZAK DURULMALIDIR"
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak şunları söyledi; "Özellikle son günlerde ilgili ya da ilgisiz, farklı kesimlerce tartışma konusu yapılan HSYK kanunu hakkındaki tasarı ve tartışmalar başta olmak üzere, siyasetin alanına müdahale yaklaşımlarından da uzak durulmalıdır. Siyasete ve siyasal aktörlere, kendi iç dinamiklerine bağlı işleyecek bir alan bırakmak, hem siyasal meşruiyet ilkesi, hem de siyasal kültürümüzün gelişimi bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu noktada maalesef hepimiz yakından takip ediyoruz ki, yolsuzluk iddialarının yansımasının adli boyutunun dışına taşması ekonomimize ciddi zarar vermiştir. Ancak şuana kadar önemli olan bu yansımaların henüz sadece faiz, döviz ve borsa alanıyla sınırlı kalmasıdır. Temennimiz üretim ve ticaret alanına yansımadan piyasada toparlanmanın devam etmesidir. O zaman diyoruz ki; kendi mecrasında yürüyen adli bir sürecin ülke ekonomimize yansıması böyle olmamalıdır. Bu durumu ne anlayabiliyoruz, nede doğru buluyoruz. Ülkemizin son 10 yıllık kazanımlarının olumlu sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz.”
"DAĞ NE KADAR YÜKSEK OLSA, YOL ONUN ÜSTÜNDEN AŞAR"
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da konuşmasında, “Biz doğru yolda, doğru istikamette olduktan sonra kimse bize zarar veremez. Dağ ne kadar yüksek olsa, yol onun üstünden aşar.” dedi.
Bakan Yılmaz şöyle dedi; “Türkiye’de son 7 yılda yapılmak istenen de budur. Türkiye kazanırken birileri kaybediyordu, istiyorlar ki Türkiye kaybetsin ama kazanan kim olacak. Biz iktidar partisi olarak yasaklarla, yoksullukla mücadele ettik. Türkiye’nin milli gelirini 230 milyar dolardan 800 milyar doların üstüne çıkardık. Gelir dağılımını söyledim düzeldi. Yoksulluk azaldı. Şeffaflık hesap verilebilirliğin olmadığı bir ülkede, ekonomik kalkınma bu hızla olmaz, gerçekleşmez. Gelir dağılımı daha da bozulur. Türkiye’de bunların hiç birisi olmadı. Türkiye sadece faizlerde ki düşüşlerden dolayı son 11 yılda 642 milyar lira tasarruf etti. Faize vermedik, millete hizmet olarak, yol oldu, baraj oldu, havalanı oldu ve sosyal yardımlar olarak hem halkımıza, hem millete döndü. Aziz kardeşlerim inşallah Türkiye hakkında oynanan oyunları boşa çıkartmak için birlik ve beraberliğimizi arttırmamız lazım. Birlik ve beraberliğe damga vuracak eylem ve söylemlerden bizim kaçınmamız lazım. Bizim küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine birbirimizi sevmek için, kardeşlik için, dostluk için, sebepler ve bahaneler bulmalıyız. Hepimiz yeni bir imtihana giriyoruz. Allah bu imtihandan yüz akı ile çıkmayı nasip etsin. Kimseyle kavga etmeyeceğiz. Kavga için kişinin kendi nefsi yeterlidir Allah’ın yarattıklarıyla dost olmak lazım. Vaktimiz az, yapılacak işler çok, hiçbir mazeretinde başarının yerini tutmayacağını bilerek çalışacağız. İşimiz ağır ve çetin, gücümüz Hakkın ve halkın dilediği kadardır. Biz kendimize bakacağız. Biz doğru yolda, doğru istikamette olduktan sonra kimse bize zarar veremez. Dağ ne kadar yüksek olsa, yol onun üstünden aşar. Allah’ın izniyle bu engelleri de aşıp, Hakka ve halka hizmet yolunda kervanın yürüyüşüne eşlik edeceğiz.”